Niyet hayır, akıbet hayır...

A -
A +
“Minibüsün şoförü Osman’ı muhtarlık binasına götürdü. Muhtarı bularak onu tanıttı.”   Osman öğretmen Sandıklı’da akşam namazını kılarken hiç aklına gelmeyen bir şekilde kendisini bekleyen kimseyle göz göze geldiler. Kapıda bekleyen kimse; “Allah kabul etsin” dedikten sonra; “Ben caminin imamıyım” diye kendisini tanıttı. Osman da kendisini tanıtarak maksadını anlattı. Yakın bir otele gitmek için yardım istedi. İmam efendi “hayhay seve seve yardım ederim, ancak biz burada iken otele gitmene izin veremeyiz. Bizim kültürümüzde misafir baş tacıdır. Sizi evimizde misafir etmek isteriz” dedi. Osman öğretmen bu samimi teklif karşısında çok duygulandı. "Müminler ancak kardeştir" sözünü hatırladı. Beraberinde bu habersiz gelişle hane halkına yük olmak istemedi. Gayet memnun olmuş bir şekilde; “Davetinize gerçekten teşekkür ederim. Ama otelde kalmam benim için daha münasip olur” dedi. İmam efendi bunun üzerine “sizin için ne yapabiliriz” diye fikir yürüttü. Cami imamı gerçekten cana yakın ve içtendi, Osman’a güven vermişti tavırları. Konuşmasına devam ederek; “Gideceğiniz köy ilçeye çok yakın, muhtarını da tanırım. Bildik minibüsler var. İsterseniz birisiyle konuşalım, uygun bir ücretle sizi köye gönderebiliriz belki” dedi. Osman bu teklife memnun olmuştu. “Çok iyi olur hocam” diye tasdik etti... Çok geçmeden de işi hallolmuştu. Hocaya teşekkür ederek, anlaştıkları minibüsle ilçeden ayrıldı. On dakika sonra Semih’in köyüne vardılar. Minibüsün şoförü Osman’ı muhtarlık binasına götürdü. Muhtarı bularak onu tanıttı. Köy muhtarı Osman’la yakından ilgilendi. Sonra da birlikte Semih’in evine gittiler. Semih merakla kapıyı açtığında, hayret ve sevinçten ne yapacağını şaşırdı. Birbirlerine hasretle sarıldılar. Muhtara teşekkür ederek “içeriye buyur” dediler. Muhtar, “geç oldu, sizin birbirinize anlatacaklarınız vardır, yarın görüşürüz öğretmenlerim, iyi akşamlar” diyerek ayrıldı... Gerçekten de öyleydi. Çünkü Osman bugün yaşadıklarına inanamıyordu. “Niyet hayır oldu mu, akıbet de hayır oluyormuş” diyerek tebessümle başını salladı... Semih’in gülerek “ne oldu Osman, niçin başını salladın” sorusuna “anlatacağım kardeşim” diyerek karşılık verdi... İkisinin de sevinçten gözlerinin içi gülüyordu, kapıyı kapayarak içeri girdiler...              Seyfettin Karamızrak
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.