‘Merkez’in eli güçlendi, tetikçiye mama yok'

Türkiye, finansal terör saldırılarına karşı aldığı tedbirleri sırasıyla hayata geçiriyor. Bu kapsamda en önemli gelişmelerden biri olan “Katar’dan Türkiye’ye 15 milyar dolarlık yatırım paketi”ne dair ilk adım önceki gün atılmıştı. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ile Katar Merkez Bankası (QCB), Doha’da düzenlenen törenle, ikili para takasını (Swap) devreye aldı. Anlaşma, TCMB Başkanı Murat Çetinkaya ve QCB Başkanı Abdullah bin Saud es-Sani tarafından imzalandı. Söz konusu anlaşmayla, iki ülke arasında yerel para birimleri üzerinden gerçekleştirilen ticaretin kolaylaştırılmasının yanı sıra, finansal istikrarın desteklenmesi hedefleniyor. Anlaşma, ülke rezervlerinin güçlendirilmesine de katkı sağlayacak. Konuyla ilgili TCMB’den yapılan açıklamada “Söz konusu anlaşma, 3 milyar dolar karşılığı Türk lirası ve Katar riyali cinsinden imzalanmıştır. Anlaşmanın temel hedefi, yerel para birimleri üzerinden gerçekleştirilen ticareti kolaylaştırmak ve iki ülkenin finansal istikrarına destek sağlamaktır” ifadelerine yer verildi.

REZERVDEN GİTMEYECEK
Son günlerde döviz kurlarında yaşanan hareketliliğe karşı TCMB, faiz artırımı ve likidite üzerinden tedbirler alıyor. Şimdi bu tedbirlere ek olarak döviz takası (Swap), TCMB’nin müdahale aracı olarak devreye girebilecek. Buna göre; piyasalarda tansiyonun yükseldiği zamanlarda, dolar ihtiyacı olan bir banka ve dolar fazlası olan bir banka, taşıdıkları kur riski sebebiyle para değiş tokuşu yapabilecekler. Böylece dolar fazlası olan banka, TL’nin güçlenmesine karşı; dolar eksiği olan banka da TL’nin daha fazla zayıflamasına karşı riskini kontrol altına alacak. Ayrıca Swap Anlaşması’na dâehil olan bankalar, ellerindeki TL’yi TCMB’ye borç olarak verip, karşılığında döviz alabilecek. Böylece hem TL likiditesi daraltılarak sıkı para politikası desteklenecek, hem de Merkez Bankası döviz satmadan, piyasada döviz likiditesini artırabilecek.

Türkiye Doğu-Batı parasını çekebilir
Türkiye, son dönemde yaşadığı krizden, sahip olduğu stratejik konumunu kullanarak çıkacak. İstanbul Üniversitesi Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Arif Yavuz “Türkiye, Batı ile ittifakını koruma şartıyla, Rusya ve Çin’le de ticaretini geliştirirse bu tür ekonomik saldırıları atlatabilir. Hem Batı’nın müttefiki olarak kalmaya devam etmeli, hem de Rusya’nın, Çin’in dostu olmayı başarabilmeli. Böylece her iki tarafın da sermayesini çekerek, çoklu yatırım ortamı oluşturabilir” dedi. Bugün dolar hegemonyasının, bütün dünyayı tesir altına almaya kalkıştığına atıfta bulunan Yavuz “Dolara karşı yeni birlikler kurulsun. Mesela BRICS üyesi devletler bir araya gelsin ve merkez bankası kursunlar, BRICS parası üretsinler. Bunda zorluk yok. O zaman doların dünya hâkimiyeti azalır. ABD’nin kontrol etmediği bir para olur. İçeride ise bu krizi çabuk atlatabilmek için hükûmet dolar arzını artırmalı. Diğer taraftan talebini azaltmalı. Dolar arzı nasıl artar? Yurt dışından döviz getirmemiz gerekir, ayrıca döviz talebini azaltmak için yasal ve kurumsal düzenlemeler yapmalıyız” diye konuştu.