Püf noktası!

Bilgi güç kaynağıdır, sözüne inanan şirketler kazançlarının önemli bir kısmını araştırma gelişmeye (ar-ge'ye) ayırır. Ar-ge bilgiye ve teknolojiye dayalı olarak yeni ürünlerin oluşturulması, yeni üretim tekniklerinin geliştirilmesidir. gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasındaki fark, ar-ge çalışmalarına ayrılan payla birebir bağlantılıdır. özetle; dünyadaki ar-ge harcamalarıyla ülkelerin gelişmişlik düzeyi arasında doğrudan ilişki vardır. Çok net bir ifadeyle ne kadar yenileşme, o kadar gelişme.  ABD 14 trilyon dolarlık gayrisafi milli hasılasının %3'ünü yani 420 milyar dolarını ar-ge ve inovasyona (yenilik çalışmalarına) ayırıyor. İsrail %4.65, İsveç %3.75 payla Amerika'nın önünde ancak bu ülkelerin toplam GSMH'ları küçük olduğu için liderlik ABD'de.. Güney Kore %2.23, Avrupa Birliğinde bu oran %1.9..  Türkiye'de binde 90'la çok az ama sevindirici gelişmeler var. Şirketlerimiz mallarını daha kolay satmak için ar-ge ve inovasyonun önemini anladı. 2023 yılında 2 trilyon dolarlık milli gelir rakamıyla dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefleyen Türkiye, ar-ge çalışmalarına daha büyük pay ayırmalı.. 2009'da Ar-Ge yatırımlarının %65'ini devlet, %35'ini özel sektör gerçekleştiriyordu. 2013'te bu oran 10 puan farkla özel sektör lehine gelişti, ama hala yeterli düzeyde değil.
 
ABD'yi dünyanın en rekabetçi ekonomisi yapan nedir? Bir defa gelişmiş, yenilikleri talep eden, dinamik ve zengin iç pazarı. Türkiye'de de son yıllarda dinamik, yenilik isteyen ve büyümeye meyilli bir iç pazar var. Vatandaşlarımız artık çok seçici oldu. Aldıkları mallarda özellik, farklılık ve hepsinden önemlisi yenilik arıyor. Gelişmişlik düzeyinin artması bu talebi beraberinde getiriyor. İç pazarımızdaki bu dinamizmi gören firmalar, Ar-Ge'ye daha fazla yatırım yapmaya başladı. Ülkemiz için inovasyon büyük önem taşıyor. Türkiye'nin, dünyanın içinde bulunduğu bugünkü konjonktörde diğer ülkelerden bir adım öne çıkması, iklim değişikliği, kuraklık gibi zorluklarla mücadele edebilmesi, küreselleşmenin getirdiği çetin rekabet ortamında ayakta kalabilmesi için inovasyon hayati önem taşıyor. Bu gerçeğin farkına varan şirketlerimiz nitelikli mal üretiyor, dolayısıyla ihracattaki payları artıyor. Yani önceden 100 parça mal satarak elde ettikleri kazancı şimdi 30 parça mal satarak sağlıyorlar. Kendini yenileyen şirket büyüyor. Ar-Ge'ye boşverenler küçülüyor, sonunda bir başka şirkete yok pahasına satılıp yok oluyor.