"Çabuk yıkın şurayı!.."

A -
A +
Kâfirlerden bir “zâlim” vardı.
Bir grup askeriyle Hindistan evliyâsından Alâaddîn-i Sabîr hazretlerinin dergâhını yıkmaya geldi.
Zîrâ bilmiyordu bu zâtın büyüklüğünü.
Emrette askerlerine:
“Çabuk yıkın şurayı!”
O anda garip bir şey oldu.
Askerlerin gözleri “kör” oldu.
Hemen anladı hatâsını.
Pişman oldu yaptığına.
Vazgeçti yıkma fikrinden.
Ve gelip özür diledi bu büyük velîden.
O affedince açıldı askerlerin gözleri.
Ve hepsi “talebesi” oldular bu zâtın.
● ● ●
Bu zât, bir sohbetinde;
“Kardeşlerim! Beş şeyi yapmayan kimse, beş şeyden mahrum olur” buyurdu.
Dinliyenler sordu:
“Onlar nedir efendim?”
Cevâbında;
“Malının zekâtını vermeyen, malının hayrını göremez. Uşrunu vermeyenin tarlasında bereket kalmaz. Sadaka vermeyenin vücûdunda sıhhat kalmaz. Duâ etmeyen, arzusuna kavuşamaz. Namaz vakti olunca kılmak istemeyen kimse de, son nefeste kelime-i şehâdet getiremez” buyurdu.
● ● ●
Bir gün de sevdikleri;
“Efendim, Allahü teâlânın en çok sevdiği ibâdet nedir?” diye sordular.
Cevâbında;
“Allahü teâlânın en sevdiği ibâdet, Müslümanların birbirini sevmesidir ki, bu haslet, îmânın da şartıdır zâten” buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.