Bir varmıııış bir yokmuş...

A -
A +

Emekli Büyükelçi Ümit Pamir, Cansu Çamlıbel'e konuşmuş. Biz bu üslubu terk edeli çok olmuş. Bizde her konunun düşmanları var, dostları var, yolunu sapıtıp ihanet edenleri var. Değerlendiren yok. Kıdemli hariciye mensupları konuşsa yüzde 96'sı Pamir'in söylediklerine benzer şeyler söyler.. Ama konuşmazlar. Zaten konuşmalarını talep eden yok. Ben bu konuşmadan kısa notlar çıkardım, merak edenler bütününe göz atabilir. Etmeyenler slogan atabilir.. Nasıl arzu ederseniz.

* Türkiye bölgesinde ciddi ve iyi bir aktördü. Arabuluculuk işleri yapıyordu. Fakat sonra kendimizi dev aynasında görmeye başladık. Artık farkındaysanız bölge sorunlarında gelip bize danışan yok ama biz bağırıp çağırıyoruz. Dış politikada sert ve yumuşak gücünüzü bir arada nazara alıp konuşmanız lazım. Siz birdenbire 'Bölgenin muhtarı ben olacağım' diyorsunuz ama yapacak gücünüz yok.

* Sıfır sorun politikası gütmeniz için bir kere itidalli, karşınızdakini dinleyen ve onunla empati kuran bir politika izlersiniz. Bizse tam tersine çatışmacı bir politika güttük.

* Müslüman Kardeşler'i destekleyince bölgede liderlik rolümüzün daha kolay oluşabileceğini düşündük. Müslüman Kardeşler'e arka çıkar görünmemiz birçok Müslüman ülkede dahi soru işaretlerine yol açtı.

* 'Dış politika, bir ülkenin gücü ile çıkarlarının optimal bir noktada buluşturulmasıdır.
Dikkat ederseniz optimal dedim azami demedim. Azami dediğiniz zaman maksimal oluyor. Maksimaller ne çok başarılı ne de uzun süreli oluyor.

Soru: Hükümetin maksimalist bir politika uyguladığını mı düşünüyorsunuz?
Cevap: Söylemde maksimalist ama icraata gelince bir şey yok.

* Kürtler açısından şu var: Ben bunu (devlet kurmayı) bölgedeki ülkelerin hışmına uğramadan yapabilir miyim? İran var, Türkiye var, Irak var. Bir de şu var: Ben bu bağımsız ülkeyi kurarsam landlock (kara ülkesi) olacak. Dünya tarihinde İsviçre hariç, o da bankacılık sayesinde, landlock bir ülkenin kolay kolay kalkınması söz konusu değil. Bağımsız Kürdistan'ın yaşayabilmesi ancak denizle birleşmesiyle olur. O zaman yaşayabilir hale gelir.

- Denize çıkışı başarmış bir Kürdistan Türkiye için savaş sebebi midir?

Denize çıkışı nasıl sağladığına bağlı. Denize çıkışı barışçı yollardan sağlarsa o ülkenin iç işidir. Ama o bölgedeki insanları keserek yapmışsa başka. Eğer sıcak denizlere ulaşmak için oradaki insanları kesmeye kalkarlarsa, etnik temizliğe girişirlerse bu uluslararası toplum için de Türkiye için de çok ciddi bir meseledir.

- Siz PYD açısından böyle bir gidişatın sinyallerini görüyor musunuz?

- Ben şu aşamada Kürtleri çok daha gerçekçi görüyorum.

* Ben sıfır sorun politikasını yazan adamsam başbakanın belli ülkelere karşı çok kışkırtıcı tonda konuşmasına da mani olmaya çalışırdım. Sızan bilgilere göre Erdoğan'ın etrafındaki danışmanlar çoğu zaman kendisine doğru bilgileri aktarmıyor, çekiniyorlar. Bana söylenen bu. Doğruysa çok kötü. Ben Tayyip Bey'in yerinde olsam kızsam da bana doğruyu söyleyecek insanları seçerim etrafıma.

* Ülkelere karşı çatışmacı politika izlemek var, bir de onlarla konuşarak fikirlerini değiştirmeye çalışmak var. İkinci yol daha etkin.

* Danışman olsanız Başbakan'a ne önerirsiniz?
İlk konuşmasının birinde şunu söylemesini önerirdim:

Türkiye dış politikasında hiçbir etnik, dini dürtü (tahrik) gözetmeksizin, tamamen ulusal çıkarlarına, bölgesel barış ve istikrara katkıda bulunacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.