Kimsesizlerin babası

A -
A +

Bu hafta içi Türkiye Diyanet Vakfı 4. Uluslararası İyilik Ödülleri vardı. Vefa ödülü ülkemiz için, mukaddesatımız için, bayrağımız için canını hiçe sayan kahraman Türk ordusuna ithafen Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar’a verildi. Ödül alanlardan biri de Amerika’dan misafir ettiğimiz Muhammed Bzeek. İyilik hikâyelerini anlatma gayesiyle onunla yaptığım röportajı paylaşıyorum.
Los Angeles’ta yaşayan Muhammed Bzeek, 1995 yılından beri hasta ve ölüm döşeğindeki kimsesiz çocukları evlat ediniyor. Yıllar içinde 40 çocuğa babalık yapmış. Neden sorusuna şu cevabı veriyor: “Bu inancımın gereği. Bize ihtiyacı olanlara elimizi uzatmalıyız. Irkı, dini, ülkesi önemli değil.”

Libya doğumlusunuz, Amerika Birleşik Devletleri’ne nasıl yerleştiniz?
1978’de mühendislik okumak üzere devletten burs kazandım. Okula gittim. Elektronik mühendisi olarak mezun oldum ve çalışmaya başladım. 1989’da da eşimi tanıdım. Beraberce ömrü az kalan, ailesi olmayan, bakıma muhtaç çocukları evlat edinmeye başladık.

Bildiğim kadarıyla bir de biyolojik çocuğunuz var?
Evet. İsmi Âdem. Cam kemik hastası kendisi. 21 yaşında ama 3-4 yaşında bir çocuğun bedenine sahip.

Kimsesizlerin babası

Oğlunuzun hastalığı sizin hayata bakışınızı etkiledi mi?
Tabii ki. Çocukları evlat edinmeye başlamadan önce, gönüllü olarak hastaneye yardıma giderdik. Ailesi, kimsesi olmayan hasta çocukları ziyaret ederdik. Hikâyemiz de böyle başladı zaten.

Amerika’da yaşıyorsunuz, İslamofobi sizi etkiledi mi?
Hikâyemiz basında çıktıktan sonra birçok Amerikalının Müslümanlar ve İslam hakkında fikirleri değişti. O kadar güzel yorumlar geldi ki. Hatta inançsız biri bana “Ben ateistim ama sizi tanıdıktan sonra Allah sizi korusun demek istiyorum” mesajını gönderdi.
Kimsesizlerin babası
Ölüm döşeğindeki çocukları evlat ediniyorsunuz, hiç fevkalade olaylar yaşadınız mı?
Şu anda bir evladımız var. Onu evlat edindiğimde 6 haftalıktı. Şimdi 7 yaşını üç ay geçti. Onu aldığımızda doktor en fazla birkaç ay ömrü olduğunu söylemişti. Allah, doktorların bütün tahminlerini yanlış çıkardı. Onun beyni yok, sağır, dilsiz. 4 tane makineye bağlı yaşıyor ve nöbetler geçiriyor. (7 haftalıkken onu biyolojik anne babası hastaneye teslim etmiş ve gitmişler. Bzeek ise hastaneyle bu tarzda çocuklar için hep iletişimde olduğu için onu almış ve evlat edinmiş.)

Peki onunla nasıl iletişim kuruyorsunuz?
İnanır mısınız geçen gün ilk kez ses çıkardı. Hissediyor, birisinin onu sevmesi, ona dokunması bile çok önemli.

Evlat edindiğiniz çocuklardan ölen oldu mu?
Evet 10 tanesi benim evimde öldü. Ama bunu biliyorduk zaten, onların onlara bakacak, yanlarında olacak birisine ihtiyaçları vardı.

Öldüklerinde üzülmediniz mi, o üzüntüyle nasıl baş ediyorsunuz?
Dua ederek… Ben onları biyolojik çocuğumdan ayırmıyorum ki. Çok üzülüyorum, bazılarını birkaç günlükken evlat edindim ve 6 sene yaşayanlar da var. Çok üzücü oluyor tabii ki. Ama bu da hayatın bir parçası.

Siz kansere yakalandınız değil mi? Size bağımlı bunca çocuktan sorumluyken ne hissettiniz?
2016 eylül ayıydı. Doktor bana kanser olduğumu ve ameliyat etmeleri gerektiğini söylediğinde gidemeyeceğimi söyledim. Çünkü benim Amerika’da hiç kimsem yok. Eşim de vefat etti. Çocuklarıma bakacak birisini ayarlamam lazım dedim. Çocuklarımın ailesiz bir şekilde hastanelerde hissettiklerini ben de hissettim. Bu beni onlar için daha fazlasını yapmaya teşvik etti. Bu hastalık kimsesiz bir şekilde yardıma muhtaç olmayı daha çok hissetmemi, anlamamı sağladı.

Peki bana bir şey olursa çocuklarıma ne olacak diye düşünüyor musunuz? Bir vakıf kurmak olabilir mi mesela?
Daha büyük bir organizasyon kurmayı hayal ediyorum. Şimdi evimde bakıyorum çocuklarıma. Daha çok çocuğa sahip çıkabilmek için bir kurum hayal ediyorum. Kız kardeşim de Libya’da ve orada bir yetim organizasyonu kurdu. 2012’de Libya iç savaşı başladığı zamandan beri 6 yetim çocuğa bakıyorlar.

Libya’ya en son ne zaman gittiniz?
En son 2010 yılında gittim. 2010’dan beri ailemi görmedim.

Türkiye’ye ilk gelişiniz mi?
Evet. Her zaman Türkiye’ye gelmek isterdim. Türkiye İslam tarihi ile dolu. Tarihi okuduğumda, Osmanlı İmparatorluğu’nu okuduğumda hep buraya gelmek istedim. Maalesef şu anda tüm dünya Müslüman kanıyla kaplı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.