Askerde bir 'makam' derdi

A -
A +
Sene 2003. Mevsim kış.
AK Parti’nin ilk yılları.
Askerin iktidara diş bilediği, generallerin uyarı üstüne uyarı yaptığı, "Genç subaylar tedirgin" manşetlerinin atıldığı dönemler.
Ben Irak hududunda bir asteğmenim.
Bir yanım Herekol Dağları, diğer yanım ünlü Bestler Dereler Bölgesi.
Karşımda, düşsen bir zerreciğinin bulunmasının imkânsız olduğu Ali Boğazı...
Bir asteğmen, iki çavuş, 14 er...
Kurt Dağı'nda nöbetteyiz.
İki gün orada kalacağız.
Derme çatma mevzilerimizi kar kaplamış.
           ***
Bölükten bir telsiz anonsu geldi, hemen özel kanala geçtik.
Muhabereci asker "Komutanım" dedi, "Bize makam ismi lazım. Siz gazetecisiniz bilirsiniz?"
-"Ne makamı len?"
-"Bildiğiniz, şarkı makamı."
-"Hayırdır. Nereden icap etti?"
-"Komutan (tümgeneral mi tuğgeneral mi hatırımda değil) birlikleri denetlemeye çıkmış. Makamları soruyormuş. Koca bölükte herkesi seferber ettik üç makamdan fazlasını bulamadık."
Hay Allah!
Yok ki şimdiki gibi internet imkânı, yazalım google'a şak diye sıralasın.
Düşün taşın, ıkın sıkın çıkmadı.
Neden sonra Roman bir askerimin olduğu aklıma geldi.
Çağırdım hemen çocuğu.
Meğer Ufuk, Üsküdar Musiki Cemiyetine filan gitmiş.
"Söyle bakayım şu makamları" dedim.
"Rast, Hicazkâr, Kürdili Hicazkâr, nihâvend, uşşak, beyâti, hüseyni, muhayyer, karcığar..."
Bir çırpıda sayıverdi...
Bölüğü büyük bir dertten kurtardık.
Dondurucu rüzgâr bize sefiller makamını üflerken ağlanacak hâlimize güldük...
Canımızı dişimize takarken biz, bizi yönetenlerin 'makam' sınavına üzüldük...
           ***
Zeytin Dalı Harekâtı'ndan gelen fotoğrafları görünce gözümde Şırnak hatıraları canlandı.
Ama o günlerden bugüne çok şey değişti. Ordu, sadece kendisine verilen vazifesiyle uğraşıyor şimdi.
Silahlı Kuvvetler, ciddi oranda profesyonelleşti. Cephaneliklerimiz millî silahlarla donatıldı.
Karargâhtakiler dinî hassasiyetleri ağır basan 'vatan'daşlarını 'iç düşman' görmüyor artık.
Cumhurbaşkanı başkumandan sıfatıyla harekât merkezine gidiyor.
Genelkurmay başkanı, komutanlar sürekli sınırda.
Millî Savunma ve İçişleri Bakanları sık sık doğuda Mehmetçiği ziyaret ediyor.
Orkestrayı bozan hiçbir şey yok. Devlet, milletiyle aynı 'makam'dan söylüyor.
Ama biliyor musunuz, her şey aslında 'insan'da bitiyor.
Devlet askerine sahip çıkıyor, komutan emrindekilerle gerçek anlamda hemhal oluyorsa asker ölüm korkusu duymuyor.
Vatan sevgisi dışında 'makam' derdi olmayanın makamı da âli oluyor...
 
 
Asker Halime!
 
Halime Gürbüz, gazetemizin iki kadın yazarından biri.
Bir rektör kızı. Kolejli. Mühendis. Yurt dışında eğitim almış.
Sağlam bir kalemi, müthiş bir gözlem kabiliyeti var.
Gürbüz'ün sağlam bir yüreği olduğunu ve iyi silah kullandığını da Bakırköy Askerlik Şubesi'ne gidip 'Beni askere alın' diye müracaatta bulununca öğrendik.
Ama arkadaşımızı bu samimi adımından dolayı tefe koydular.
"Bilmem ne gazetesine transfer olmak için yapıyor" dediler, "Reklam peşinde" diye homurdandılar.
Bunlardan biri olan Ertuğrul Özkök, Hürriyet'teki köşesinde "Bir erkek olarak benim bugüne kadar aklıma CV'me "İyi silah kullanır" diye yazmak gelmedi. Merak ettim, acaba bir kadın olarak iyi silah kullanma ihtiyacını neden duymuş olabilir" dedi.
Birincisi; kadın iş başvurusunda bulunmuyor ki mübarek! Ne CV'si?
Silah altına alındığında ne işe yarayabileceği planlansın diye meziyetlerini sayıyor.
İkincisi, silah kullanmayı ona 22 yıl önce vefat eden babası rahmetli Prof. Dr. Hasan Gürbüz öğretmiş. Hayata dair birçok şeyi öğretirken tabii...
Özkök, "AKP silahlı kamplar kuruyor, bu da oradan talimli" demeye getiriyorsa yanılıyor yani.
İki görme engelli sarma yiyormuş.
Biri diğerine "Niye çifter çifter götürüyorsun?" demiş.
Diğeri "Nereden biliyorsun" diye sorunca "Ben öyle yapıyorum da" diye karşılık vermiş.
İnsanın en büyük yanılgısı, herkesi kendisi gibi zannetmesi...
 
Ağla Sam Amca ağla!
 
TIME dergisi, anlamlı bir kapakla okurlarının karşısına çıktı. "Amerika yalnız" başlığını kullanan dergi "Sam Amca"yı herkesin terk ettiğini yazdı.
Niye terk etmesin ki...
* ABD, 15 Temmuz'da darbe yapmaya kalktı ve Türkiye'yi kaybetti.
* Kuzey Irak'ta fişeklediği Barzani'yi ortada bıraktı ve kaybetti.
* İşgal ettiği Irak'ı yönetemedi. Bağdat İran'ın güdümüne girdi ve kaybetti.
Suriye'de PKK'yı destekleyerek alanı Rusya'ya kaptırdı ve kaybetti.
* İsrail'in kuklası oldu, Kudüs'ü başkent ilan etti, BM'de tokat yedi ve kaybetti.
Afganistan'da batağa saplandı ve kaybetti.
* Rusya'nın Kırım'ı ilhakına göz yumdu ve kaybetti.
* Suudi Arabistan, BAE ve Mısır ile kutsal küreye el basıp Katar'a ambargo koydurmaya kalktı ve kaybetti.
Venezuela'da Maduro'yı indirmeye yeltendi, madara oldu ve kaybetti.
* Bırakın ülke dışını, kendi içinde siyahları kaybettisığınmacıları kaybetti.
Sam Amca kendini kaybetti.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.