Komplocu izahı

 

Bir vakıf üniversitesinin rektörünün oğlu, bir devlet üniversitesinin açtığı araştırma görevlisi sınavına girmiş.

Genç, kendisinden yüksek puan alan iki adayı elemiş. Rakipleri "sınav şartlarını taşımıyor" denilerek ön değerlendirmeye kabul edilmemiş.

Bir gazete, gencin rektör olan babasının torpiliyle kazandığını iddia eden bir habere imza attı. Sosyal medya yıkıldı.

Rektörün oğlu "Haberi babamı öne çıkararak verdiler. Sınavın yapılacağı gün, kazandığımı yazdılar. Bu, linç ve komplonun önceden hazırlanmış ve planlı bir tezgâh olduğunu göstermektedir" şeklinde açıklama yaptı.

Bir rektörün oğlunun 'çift anadal yapmış olma' gibi bir tercih konularak rakiplerini elemesi haberdir.

Dolayısıyla "bize komplo kuruldu" demek doğru değil. Çıkıp "Mevzunun babamla ilgisi yok. Alnımın teriyle bileğimin hakkıyla kazandım" demesi kâfiydi.

Bu tür komplocu, bağlantıcı, bahaneci öyle örneklerle karşılaşıyoruz ki...

Bir kurumda bir skandal patlıyor, haberini yazıyorsunuz. İzahı mümkünken "Bizim genel müdüre operasyon yapılıyor" diye bir bahane işitiyorsunuz.

Bir üniversitede akılalmaz bir uygulamaya imza atılıyor, olayı soruşturuyorsunuz "Ama filanca grup bizi hedef gösteriyor" diye cevap alıyorsunuz.

Bir kanun tasarısındaki sıkıntıya dikkat çekiyor veya bir icraatı eleştiriyorsunuz "Bu haberler sayın bakanı yıpratma amacı taşıyor" diye tepki görüyorsunuz.

Kimse de 'bizde de hata var' demiyor, eksiğini kabul etmiyor, yanlışlık varsa düzeltme yoluna gitmiyor. İnsan bazen neyi nasıl yazacağına şaşırıyor!

 

 

 

Radyocu Âdem Metan, YouTube kanalında "Bir Başkadır" dizisini yorumlatmak için Rasim Ozan Kütahyalı ile röportaj yaptı.

Kütahyalı'yı evinde ziyaret etti. Bu vesileyle bir şehir efsanesinin aslı da gün yüzüne çıktı.

Rasim Ozan Kütahyalı ve eşi Nagehan Alçı'nın, yalıda oturduğu söyleniyordu. Yalı değil köşkmüş. Köşk ama ne köşk! Çengelköy sırtlarında Boğaz manzaralı, havuzlu, dört katlı, asansörlü, duvarları tablo dolu...

Evi aldıklarında değerine 7 milyon dolar deniliyordu.

Malum emlâk fiyatları uçtu. Bugün ederi en aşağı 10-12 milyon dolar. İyi para...

Kütahyalı ve Alçı bir vakitler köşkte Aydın Doğan'ı bile ağırlamışlardı. Nagehan Alçı evle ilgi dedikodulara "Bence bunları dile getirenler büyük bir aşağılık kompleksiyle yazıyor. Gazeteci çok iyi şartlarda da yaşayabilir. Bence yaşamalıdır da. Dolayısıyla iyi bir yerde oturmak  ayıp değil" demişti. Haksız sayılmaz. Ama evi görünce komplekse girmemek mümkün değil ki...

"Nasıl aldılar? Neyle aldılar?" spekülasyonuna girecek değilim. Beni ilgilendirmez. Ama bir şey söyleyeyim mi?

Videodan gördüğümüz kadarıyla Yılmaz Özdil'in Bodrum Bitez'deki villası, Fatih Portakal'ın Seferihisar'daki çiftliği Kütahyalı'nın köşkünün yanında gecekondu kalır!..

 

 

 

Türk televizyonculuğunun duayenlerinden Ardan Zentürk eylül ayında ekranlara veda etmişti. Şimdilerde YouTube kanalı üzerinden gündemi değerlendiriyor. Twitter'dan ince dokundurmalar yapıyor.

Geçen gün Bülent Arınç'ın çıkışıyla ilgili değerlendirme isteyen dostlarına "AK Parti'nin 81 il başkanı, 289 milletvekili, bir sürü belediye başkanı var, onlardan elle tutulur bir açıklama geldi mi? Geldiğinde konuşuruz" diye cevap verdiğini anlattı.

Sonra da "Meslektaşlarıma 40 yılı aşan bir deneyim birikimiyle sesleniyorum: Siyasi bir konuda öne çıkmayın. Önce siyasiler konuşsun, sonra yorumlarsınız. Öne çıktığınız an, bütün siyasiler arkanızda sipere yatıp bekliyor, sizin tepkinizi de zamanla kendi tepkileriymiş gibi süslüyor" şeklinde genç gazetecilerin kulağına küpe olacak cinsten bir nasihatte bulundu.

Gazeteciler, partililerden daha partili hâle geldi. Ama siyasetçiler de bir şeyler söylemek için önce Cumhurbaşkanı'nın açıklamasını bekliyor!.. Dün yaşandığı gibi.

Ardan Zentürk'ün sözleri kıymetli, önce siyasetçiler konuşsun.