CHP'li ve HDP'li Çerkeslerin bilmesi gereken gerçek

A -
A +

Dün Çerkeslerin ana vatanlarından koparılarak 151 yıl önce sürgün edilişlerinin ve kendi topraklarında soykırıma uğratılışlarının acısını andıkları 21 Mayıs'tı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu Tokat'ta yaptığı meydan mitingindeki konuşmasına bu acıyı paylaşarak başladı.
Davutoğlu, seçim propagandasına malzeme olsun diye ve Tokat'taki Çerkeslerin gönlünü almak için mi yapmıştı konuşmasını? Sosyal medyalarında Başbakan'ın samimiyetini sorgulayan CHP'li ve HDP'li Çerkeslerin bu yazıyı dikkatle okumalarını isterim.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Suriyelileri ülkelerine geri göndereceğiz" demesinin, 6 milyonu bulan Avrupalı Türkleri ne kadar derin bir endişeye sevk ettiğini önceki gün yazmıştım. Avrupalı Türkler sokaklarda beni durdurup "Artık her eşit vatandaşlık talebimiz yaşadığımız ülkelerin ayrımcılığı prensip edinmiş ama demokrasi belasına mış gibi yapan hükümetlerin karşımıza çıkacağı Kılıçdaroğlu bariyerine toslayacak. Çünkü onun sözlerini örnek gösterecekler bize" diye konuştular.

HEPSİNİN KALBİ KIRILDI

Sadece Avrupalı Türkler değil, bu coğrafyanın tarih boyunca kucak açtığı Çerkesler, Boşnaklar, Arnavutlar, Gürcüler, Abhazlar, Dağıstanlılar, Afganlar, Tatarların da kalbi kırıldı.
Suriye'den gelen Araplar, Ezidiler, Kürtler, Ermeniler ve Çerkeslerin de ne kadar endişeli olduklarını söylememize gerek bile yok.
Şimdi alttaki fotoğrafa iyice bakın. Muhtemelen Başbakan Ahmet Davutoğlu dışındaki kimseyi tanıyamayacaksınız.



Kemal Kılıçdaroğlu'nun Avrupa'daki Türk göçmenleri kovma üzerine ortaya çıkan Pegida hareketine benzer anlayışı ile bu hükümetin insanlığa bakışı arasındaki bariz farkı ortaya koyan bu fotoğrafın hikâyesini ben anlatayım size.
Fotoğrafın çekildiği tarih 7 Mayıs 2013. Ahmet Davutoğlu o sırada henüz Dışişleri Bakanı. O tarihten bir ay önce Çerkes Hakları İnisiyatifi sözcüsü Kenan Kaplan ile Çerkes Federasyonu Başkanı Dr. Nusret Baş beni arayarak "Suriye'de yaşayan Çerkesler çok zor durumda. Köyleri Şam rejimi tarafından bombalanıyor ve onları Beyrut üzerinden Türkiye'ye uçaklarla taşıyacağız" dediler ve bu operasyonu izlemek üzere gazeteci bulup bulamayacağımı sordular.
Elbette dedim ama bu operasyonu nasıl yapabileceklerini sordum endişeyle. Telefon ettikleri için "konuşuruz" dediler. Buluştuk ve anlattılar.

FİLM GİBİ OPERASYON

Bu operasyonu yapacaklardı çünkü görüştükleri Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yardım edilmesi için talimat vermişti. MİT güvenlik için devreye sokulmuş, Türk Hava Yolları uçak tahsis etmişti. THY'nin ödemeleri devlet tarafından karşılanacaktı. Getirilecek Suriyeli Çerkesler için Nizip Kampı'nda bir bölüm hazırlanmıştı. Çerkes dernekleri ise Çerkeslerin yoğun yaşadığı köylerde ve şehirlerde ev ayırmışlardı. Kendi aralarında topladıkları paraları da bunun için harcayacaklardı.
İlk operasyon 27 Nisan tarihinde gerçekleşti. Bombalanan ve tehlike altındaki köylerde yaşayan Çerkesler gruplar hâlinde Beyrut'a nakledilmişti güvenlikli biçimde. Onları Beyrut havalimanında THY uçakları bekliyordu.
Konuştuğum o zaman Milliyet'in Genel Yayın Yönetmeni olan Derya Sazak Bünyamin Aygün'ü görevlendirmişti. Bünyamin'in Çerkeslerin Türkiye'ye getirilmesiyle ilgili haberi ve olayın tüm detaylarını bu linki tıklayarak okuyabilirsiniz:
http://www.milliyet.com.tr/suriye-cerkezlerinin-atesle-imtihani/gundem/gundemdetay/29.03.2013/1686593/default.htm
Bu fotoğraf da o röportajdan alınma...



Böylece başlayan operasyonlar devam etti ve binlerce Çerkes, THY uçaklarıyla ve daha sonra da farklı yollarla Türkiye'ye getirildi ve yerleştirildi.
Her birinin ayrı hikâyesi vardı.

O FOTOĞRAFIN SIRRI

Yukarıdaki fotoğraf işte bu operasyonların ardından, Türkiye'ye gelen Çerkeslerin temsilcileriyle Çerkes Hakları İnisiyatifi (ÇHİ) ve Dünya Çerkesleri Dayanışma Komitesi (DÇDK) temsilcilerinin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na teşekkür ziyareti sırasında çekildi.
Çerkesler misafirperverlikleriyle tanınır. Yine Çerkes masallarında da hep bu güzel geleneklerine yer verilir. Bu yüzden Çerkesler kendilerine gösterilen misafirperverliği de unutmazlar.
Geçtiğimiz günlerde Facebook'ta Kılıçdaroğlu'nun Suriyelilerle ilgili sözlerini paylaştığımda Çerkes olduğunu söyleyen bir kadın "Sırf Suriyelileri göndereceği için oyumu ona vereceğim" deyince onun adına utandım.
Tarihini bilmeyen, geçmişinden, habersiz olanların içine düştükleri acıklı hâli bundan daha açık ne anlatabilir?
Üstelik yukarıda anlattığım yakın tarih. Kemalizmin zulmüne uğramış CHP'li Çerkeslerin artık CHP'ye oy veren Dersimli sendromundan kurtulmasının zamanı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.