Alternatif enerjinin önündeki bariyerler

A -
A +
Önceki gün yayınlanan “Enerji’nin geleceği paralel yapı temizliğine bağlı” başlıklı yazımda Enerji Piyasaları Düzenleme Kurumu’ndaki (EPDK) FETÖ yapılanmasını anlatmış ve bunların kriptolaşarak faaliyetlerini sürdürdüğünü, Türkiye’nin enerji açığını sürekli tutmak için yıllardır sistematik olarak sürdürdükleri engellemeleri, cemaate sağladıkları çıkarları, iş adamlarını nasıl canlarından bezdirdiklerini anlatmıştım.

EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz aradı ve uzun uzun konuştuk. Aslında içimizi rahatlatması gereken bir bilgi verdi. Yılmaz, “Yıllardır bu kurumda çalışıyorum. Paralel yapı eskisi gibi güçlü değil. Tekil olarak faaliyetlerini sürdürdüklerinden haberdarız ama sıkı takipteyiz” dedi.

Ben yine de iyimser olamıyorum. Belki de kuruma yabancı olmam ve paralel yapının gözü dönmüşlüğünden, intihar eğilimli adanmış mensuplarının her haltı yiyebileceklerinden duyduğum kuşku nedeniyle bu.

Mustafa Yılmaz değerli bir bilgiyi de paylaştı. Mersin Tarsus bölgesindeki 3 milyar Euro’luk doğalgaz depolama tesisinin kapasitesinin daha da artırılacağını, hedeflerinin de herhangi bir kesinti hâlinde Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacını karşılama kapasitesinin30 güne çıkarılması olduğunu ifade etti. Bu da iyi haber doğrusu ancak geç kalmaya tahammülü yok bu meselelerin. Bilindiği üzere Avrupa’da sözkonusu karşılama süresi 45 gün civarında.

Bu sürenin artırılması için yenilenebilir enerji kaynakları da giderek daha büyük önem kazanıyor. Rüzgâr, güneş, hidroelektrik, biyodizel yakıt, biyokütle dediğimiz çöpten enerji üretimini sıralayabiliriz. Yenilenebilir enerji kaynakları denince akla ilk gelenler Güneş ve Rüzgâr. Her ikisi de Türkiye’de bol bol var.

Rüzgârda bir hayli adım atıldı. Hükümet rüzgâr enerjisi için 2023 yılı itibariyle 20 bin megawattlık bir hedef koydu.

Gelinen nokta ise şöyle:

2015 yılı sonu itibariyle 4500 megawatt enerji üreten 113 santral faaliyette. Bu arada 141 santrale lisans verildi ve onların da üretime geçmesiyle rüzgâr enerjisinden üretilen enerjinin 10 bin mw’a çıkması bekleniyor.

Gelgelelim lisans almış ama faaliyete geçmemiş kuruluşların enerji üretmeye başlamaları hiç de öyle kolay değil. Çünkü en büyük engel rüzgâr türbinleri ki zaten bu da işin omurgası. Türkiye’de neredeyse doğru dürüst türbin üretimi yok. Zaten TSE standardı da yok. Üretici olmaya soyunanların Tübitak’tan izin almaları gerekiyor.

Onlar da sahada çalışmış olma şartı arıyor. Yumurta-tavuk meselesi gibi. Nasıl olacak bu? Gayri kanuni mi? Bu yüzden lisans alan işletmeler ithal yoluna gidiyor. Hadi geldi diyelim. Montajlanması, çevre duyarlılıkları vb. nedenlerle açılması muhtemel davalarla baş edilmesi de gerekiyor. Kuş uçtu, göç yolları kesildi, su kaçtı inek içti derken zaman geçip gidiyor.

Peki, nasıl hızlanır. Cevap net. Türkiye’nin yerli sanayisinin türbin üretmesiyle ve TSE standardı getirilmesiyle. Teşvikler iyi, yerlilere 11,3 cent destek var ama diğer sıkıntılar çözümlenirse. Oysa 2023 hedefinin 20 bin mw enerji olduğu dikkate alınırsa Türkiye’de 28 bin adet türbin ihtiyacı var. Büyük bir pazar bu ve bunu gören üç yabancı firma kolları sıvadı ve Türkiye’ye geldi bile. Bizim firmalarımız daha lisanssız santral kurmak için gereken 1 megawattlık türbin bile üretemiyor henüz.

Suda durum farksız. Türkiye bugün 33 megawattlık hidroelektrik enerji üretiyor. Toplam 460 hidrolik baraj var. Sırada 697 adet lisans almış şirket ve türbin ithal ederlerse ve işlemleri tamamlayabilirlerse inşaata başlayacaklar. Bu arada 147 şirketin de uygun bulunduğunu belirtelim. Bunları ortadaki pazarın büyüklüğünü anlatmak için sıraladım.

Ama hidroelektrik santrallerin türbinleri de ithal ediliyor. Bilenler bilir, yüksek bir teknoloji gerektirmez.

Bunları çözebildiğimiz takdirde enerji üretimimizin dışa bağımlılığı azalacak ve döviz çıktıları da minimuma inerek birim enerji fiyatı daha kârlı hâle gelecek.

Bu meseleye girince iş uzadıkça uzadı. Bir süre daha bu enerji meselesine devam edeceğim. Sıradaki yazılar güneş enerjisindeki tıkanıklık, biyodizel, bitkisel atık yağlardan elde edilen yakıtlarla ilgili olacak.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.