Sahiden sen misin Etyen?
13 Şubat 2016 02:00
Önceki günkü yazıma cevap vermiş Etyen Mahçupyan.
Yazılarına kaynaklık eden Yapı Kredi Başekonomisti Cevdet Akçay da bir açıklama gönderdi ve ben de yayınlayacağıma söz verdim. Yazıyla açıklama birbirini tamamlıyor zaten.
Konuyu hatırlatalım:
Etyen Mahçupyan’ın “Danışmanlar niçin randevu vermez” başlıklı makalesine yönelik önceki gün yayınlanan yazım.
Yazıda randevu verildiğini belirtip, görüşülen yabancı yatırımcıların listesini yayınlayınca ve birkaç aydır da bu yatırımcıların Yatırım Ajansı ile ilgili bakanlıklara yönlendirildiğini, Cumhurbaşkanlığı yabancı yatırıma karşı izlenimi vermenin doğru olmadığını anlatmıştım.
Dediğim gibi her ikisinden de “yazı-açıklama” geldi.
Temel aldıkları “argüman” ise “Yatırımcılarla bizzat Cemil Ertem görüşmedi” iddiası. Cevdet Akçay “O değil diğer başdanışman Levent Yılmaz görüştü” diyor.
Velev ki doğru, ne olmuş?
Cumhurbaşkanlığı danışmanları görüşmüş sonuçta. Bu Arşimed edası neyin nesi? Kaldı ki Ertem de bazılarını kabul etmiş. Demek ki Cumhurbaşkanlığı, Etyen’in dediği gibi yabancı yatırımcılara karşı bir pozisyon sergilememiş ve randevu verilmiş.
Birincisi bu.
Cevdet bey ise telefon görüşmemizde bunu yeterli görmüyor ve “Orada tanınmış iki danışman var; Yiğit Bulut ile Cemil Ertem. Mutlaka onların görüşmesi gerek, Levent Yılmaz’ın değil” diyor.
Devletteki işleyişi ben mi anlatacağım? Kim görüşürse görüşsün, alınan bilgiler raporlandırılır ve en yüksek makamın önüne sunulur. Bunu kimin yaptığının önemi var mı?
Etyen Mahçupyan da bu yabancı yatırımcıların bazılarının kendisiyle de görüştüğünü ve randevu alamayınca mecburen araya “aracı” koyduklarını ifade ediyor.
Aracı olmaları kendilerinin bileceği iş ama gerçek apaçık ortada:
Yatırımcılar zaten 4-5 aydırYatırım Ajansı’na ve ilgili bakanlıklara yönlendiriliyor. Nasıl randevu versinler?
Demek takdir görmeleri için iki danışmanın işi gücü bırakıp Etyen Mahçupyan’ın konuştuğu, Cevdet Akçay’ın gönderdiği yabancı yatırımcılarla görüşmeleri gerekecek. Yoksa Etyen Mahçupyan da yazar, Economist de.
Tekrar etmek gerekirse (anlaşılması için) bazı özel durumlar dışında randevu verilmiyor. Yani Yatırım Ajansı ve ilgili bakanlıklara yönlendiriliyorlar.
Etyen Mahçupyan, bu kez de “Bu kişilerin Yatırım Ajansı’na veya bakanlıklara yöneltilmesinin hiçbir anlamı yok, çünkü onlar zaten bu mercilerle görüşmüş oluyorlar” diyor ve devam ediyor:
Mesele meğer Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarının söz konusu mercilerin söylediğinden farklı bir pozisyon sergilemeleri, birçok kez bakanlıklardaki ilgili personelin “nihai adres” olarak Cumhurbaşkanlığını işaret etmesi ve bizzat Cumhurbaşkanı’nın da aynı söylemi tekrarlaması. Yatırımcılar ise haklı olarak bu söylemin olgusal ve bilimsel dayanağını “sahibinden” duymak istiyorlar.
Cevdet Akçay da bunun için “İki tanınmış danışman” ısrarında.
Haftanın üç dört günü gazetelerindeki köşelerinde yazan, sık sık televizyonlarda fikirlerini açıklayan iki danışman için Mahçupyan’ın, “Bu söylemin olgusal ve bilimsel dayanağını sahibinden duymak istiyorlar” demesini nasıl değerlendireceğimi bilemedim şu an. İmzalı fotoğraf da isterler miydi? İlgili bakanlıklardaki personelin “nihai adres” olarak Cumhurbaşkanlığını işaret ediyor olması ise, kusura bakmasın dedikodudan öteye gitmiyor.
Etyen Mahçupyan daha ilk yazısından önce, yatırımcıların Yatırım Ajansı ve ilgili bakanlıklara yönlendirildiği bilgisini edinseydi “Bu kişilerin Yatırım Ajansı’na yönlendirilmesinin hiçbir anlamı yok” diye başlayan eleştirisi, gerekçeleri afaki ve nesnellikten uzak olmasına rağmen en azından “duygusal” bir anlam taşıyabilirdi.
Neyse, bu meseleyi daha fazla uzatmayacağım.
Son bir söz yine Etyen’in üslubuna yönelik.
Ben yazısını merakla açıp okumaya başlamadan önce umutlandım. Eski Etyen karşımda olacaktı. İncelikli giydirmelerine de razıydım.
Ama heyhat! Tekrar hayal kırıklığı.
Danışmanları birbirine düşürmek için sokuşturulmuş laflar filan. Olmuyor.
Etyen’in içine Emin Çölaşan kaçtı diyeceğim ama bu başka bir durum.
Bir yazar arkadaşım telefon edip “Bence o yazıyı Etyen yazmadı” dedi.
Şaka gibi.
Sahiden sen misin Etyen? Umarım hacklenmedin.
Analizleriyle herkesi kendine hayran bırakan Etyen Mahçupyan nerede, hakikaten ve samimi olarak bunu sormaya devam edeceğim.
Benim disinda gidenler:
Kasper Bartholdy - Credit Suisse
Alexander Perjessy - Alliance Bernstein
Imran Ahmad - JP Morgan Asset Management
Claire McCathie - Brevan Howard
Danat Abdrakhmanov - Eaton Vance
Listede olup da flight scheduling probleminden dolayi katilamayanlar:
Amir Ben-Gacem - Credit Suisse
Valery Pushnya - Credit Suisse
Moritz Nebe - Credit Suisse
Stanislav Gelfer - BlueBay
Bu listenin ikinci kısmında KATILAMAYANLAR toplantiya SIRF CEMIL ERTEM iin gorustugu insanlar olarak geciyor yazinizda. Yani Ankara ya dahi gitmemisler ama Cemil Ertem görüşmüş!! Cemil Ertem sanırım liste vermekle işi hallettigini sanmış.
Ortada bir yalan söyleyen ve haksızlık yapan var ise desifre edilmesinden yanayım, Allah korkumuz var, kimsenin hakkını yiyor olmayalım. Sizin cizdiginiz Cevdet Akcay portresindeki karakter katliamı yerine oturuyor mu yoksa oturmuyor mu?? Bir yerlerde bir hak yendiyse kim kiminkini yedi?? Bunlar nihayetinde vicdan meseleleri, hepimizin gazete ya da twitter otesinde yerlerde verecegimiz hesabimiz var nasilsa, önemsemezseniz de sorun etmem. Size bıraktım.
Osman Cevdet Akçay, Ph.D.
.....
(*) Açıklamadaki noktalama işaretleri ve imla hataları Cevdet Akçay’a ait. Bir de Akçay’ın Twitter’da yorumda bulunan ilgisiz üçüncü kişilerin adını vererek söyledikleri de gereksiz polemik konusu olacağından tarafımdan çıkarıldı.
Yazılarına kaynaklık eden Yapı Kredi Başekonomisti Cevdet Akçay da bir açıklama gönderdi ve ben de yayınlayacağıma söz verdim. Yazıyla açıklama birbirini tamamlıyor zaten.
Konuyu hatırlatalım:
Etyen Mahçupyan’ın “Danışmanlar niçin randevu vermez” başlıklı makalesine yönelik önceki gün yayınlanan yazım.
Yazıda randevu verildiğini belirtip, görüşülen yabancı yatırımcıların listesini yayınlayınca ve birkaç aydır da bu yatırımcıların Yatırım Ajansı ile ilgili bakanlıklara yönlendirildiğini, Cumhurbaşkanlığı yabancı yatırıma karşı izlenimi vermenin doğru olmadığını anlatmıştım.
Dediğim gibi her ikisinden de “yazı-açıklama” geldi.
Temel aldıkları “argüman” ise “Yatırımcılarla bizzat Cemil Ertem görüşmedi” iddiası. Cevdet Akçay “O değil diğer başdanışman Levent Yılmaz görüştü” diyor.
Velev ki doğru, ne olmuş?
Cumhurbaşkanlığı danışmanları görüşmüş sonuçta. Bu Arşimed edası neyin nesi? Kaldı ki Ertem de bazılarını kabul etmiş. Demek ki Cumhurbaşkanlığı, Etyen’in dediği gibi yabancı yatırımcılara karşı bir pozisyon sergilememiş ve randevu verilmiş.
Birincisi bu.
Cevdet bey ise telefon görüşmemizde bunu yeterli görmüyor ve “Orada tanınmış iki danışman var; Yiğit Bulut ile Cemil Ertem. Mutlaka onların görüşmesi gerek, Levent Yılmaz’ın değil” diyor.
Devletteki işleyişi ben mi anlatacağım? Kim görüşürse görüşsün, alınan bilgiler raporlandırılır ve en yüksek makamın önüne sunulur. Bunu kimin yaptığının önemi var mı?
Etyen Mahçupyan da bu yabancı yatırımcıların bazılarının kendisiyle de görüştüğünü ve randevu alamayınca mecburen araya “aracı” koyduklarını ifade ediyor.
Aracı olmaları kendilerinin bileceği iş ama gerçek apaçık ortada:
Yatırımcılar zaten 4-5 aydırYatırım Ajansı’na ve ilgili bakanlıklara yönlendiriliyor. Nasıl randevu versinler?
Demek takdir görmeleri için iki danışmanın işi gücü bırakıp Etyen Mahçupyan’ın konuştuğu, Cevdet Akçay’ın gönderdiği yabancı yatırımcılarla görüşmeleri gerekecek. Yoksa Etyen Mahçupyan da yazar, Economist de.
Tekrar etmek gerekirse (anlaşılması için) bazı özel durumlar dışında randevu verilmiyor. Yani Yatırım Ajansı ve ilgili bakanlıklara yönlendiriliyorlar.
Etyen Mahçupyan, bu kez de “Bu kişilerin Yatırım Ajansı’na veya bakanlıklara yöneltilmesinin hiçbir anlamı yok, çünkü onlar zaten bu mercilerle görüşmüş oluyorlar” diyor ve devam ediyor:
Mesele meğer Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarının söz konusu mercilerin söylediğinden farklı bir pozisyon sergilemeleri, birçok kez bakanlıklardaki ilgili personelin “nihai adres” olarak Cumhurbaşkanlığını işaret etmesi ve bizzat Cumhurbaşkanı’nın da aynı söylemi tekrarlaması. Yatırımcılar ise haklı olarak bu söylemin olgusal ve bilimsel dayanağını “sahibinden” duymak istiyorlar.
Cevdet Akçay da bunun için “İki tanınmış danışman” ısrarında.
Haftanın üç dört günü gazetelerindeki köşelerinde yazan, sık sık televizyonlarda fikirlerini açıklayan iki danışman için Mahçupyan’ın, “Bu söylemin olgusal ve bilimsel dayanağını sahibinden duymak istiyorlar” demesini nasıl değerlendireceğimi bilemedim şu an. İmzalı fotoğraf da isterler miydi? İlgili bakanlıklardaki personelin “nihai adres” olarak Cumhurbaşkanlığını işaret ediyor olması ise, kusura bakmasın dedikodudan öteye gitmiyor.
Etyen Mahçupyan daha ilk yazısından önce, yatırımcıların Yatırım Ajansı ve ilgili bakanlıklara yönlendirildiği bilgisini edinseydi “Bu kişilerin Yatırım Ajansı’na yönlendirilmesinin hiçbir anlamı yok” diye başlayan eleştirisi, gerekçeleri afaki ve nesnellikten uzak olmasına rağmen en azından “duygusal” bir anlam taşıyabilirdi.
Neyse, bu meseleyi daha fazla uzatmayacağım.
Son bir söz yine Etyen’in üslubuna yönelik.
Ben yazısını merakla açıp okumaya başlamadan önce umutlandım. Eski Etyen karşımda olacaktı. İncelikli giydirmelerine de razıydım.
Ama heyhat! Tekrar hayal kırıklığı.
Danışmanları birbirine düşürmek için sokuşturulmuş laflar filan. Olmuyor.
Etyen’in içine Emin Çölaşan kaçtı diyeceğim ama bu başka bir durum.
Bir yazar arkadaşım telefon edip “Bence o yazıyı Etyen yazmadı” dedi.
Şaka gibi.
Sahiden sen misin Etyen? Umarım hacklenmedin.
Analizleriyle herkesi kendine hayran bırakan Etyen Mahçupyan nerede, hakikaten ve samimi olarak bunu sormaya devam edeceğim.
Bu da Cevdet Akçay’ın açıklaması(*)
Fuat bey merhaba tekrar. Hemen ilk bulgular size, ki aynen dediğim gibi gayet enteresan. Durukal Gun dedigim gibi Cemil Ertem’i hic görmediğini bana sahsen bildirdi, teyid isterseniz mail bilgilerini gecebilirim. Asağıda bugun talep ettigim bilgi uzerine Credit Suisse den gelen liste bilgisi, isterseniz original maili de gosterebilirim, hatta onayini alip yollayan insanla da irtibata gecirebilirim. Alexander Perjessy isinden ayrilmis, ona sahsen mail attim ve sordum sahsen gordun mu hic diye cevabini bekliyorum. Kul hakkı yemek istemem, gördü ise yanlış yapmayalım. Icinde gördüğü kimse var mıdır Ertem in bilemem ama gormedigi gani gani. Imran Ahmad artik JP de degil, yeni adresini aramadim ama isterseniz arar bulurum ve sorarim. Ama esas ilginclik surada: Credit Suisse den gelen
liste bilgisini kopyaliyorum:
liste bilgisini kopyaliyorum:
Benim disinda gidenler:
Kasper Bartholdy - Credit Suisse
Alexander Perjessy - Alliance Bernstein
Imran Ahmad - JP Morgan Asset Management
Claire McCathie - Brevan Howard
Danat Abdrakhmanov - Eaton Vance
Listede olup da flight scheduling probleminden dolayi katilamayanlar:
Amir Ben-Gacem - Credit Suisse
Valery Pushnya - Credit Suisse
Moritz Nebe - Credit Suisse
Stanislav Gelfer - BlueBay
Bu listenin ikinci kısmında KATILAMAYANLAR toplantiya SIRF CEMIL ERTEM iin gorustugu insanlar olarak geciyor yazinizda. Yani Ankara ya dahi gitmemisler ama Cemil Ertem görüşmüş!! Cemil Ertem sanırım liste vermekle işi hallettigini sanmış.
Ortada bir yalan söyleyen ve haksızlık yapan var ise desifre edilmesinden yanayım, Allah korkumuz var, kimsenin hakkını yiyor olmayalım. Sizin cizdiginiz Cevdet Akcay portresindeki karakter katliamı yerine oturuyor mu yoksa oturmuyor mu?? Bir yerlerde bir hak yendiyse kim kiminkini yedi?? Bunlar nihayetinde vicdan meseleleri, hepimizin gazete ya da twitter otesinde yerlerde verecegimiz hesabimiz var nasilsa, önemsemezseniz de sorun etmem. Size bıraktım.
Osman Cevdet Akçay, Ph.D.
Chief Economist
Yapı Kredi Research
.....
(*) Açıklamadaki noktalama işaretleri ve imla hataları Cevdet Akçay’a ait. Bir de Akçay’ın Twitter’da yorumda bulunan ilgisiz üçüncü kişilerin adını vererek söyledikleri de gereksiz polemik konusu olacağından tarafımdan çıkarıldı.