Bu yılın son yazısı ve yüreğimizdeki sızı

A -
A +
Bu satırları yazmak üzere klavyenin başına oturduğumda ilk aklımdan geçen, tüm okurlarımıza yeni sene için güzel dileklerde bulunmak ve bitirdiğimiz yılda neler olup bittiğini hatırlatmaktı.
Bunun, bildiğiniz klişe ve şablonlarla örülü bir yeni yıl yazısı olacağını, aklıma geldiği anda idrak ettim. Yok, bu değildi. Hakikat tam oradaydı ve yüreğimizin en başköşesine taş gibi oturmuş, göz pınarlarımızı kanırtmaktaydı. Ne tuhaf. Öyle değil midir hep. Tam da mutlulukla dolu olmayı beklediğimiz anlarda yaşanmışlıklar; bazen en acı yanlarıyla beynimizin her hücresini işgal ediverir. Herkesin karınca kararınca yeni yılı karşılamak ve çocuklarını mutlu etmek için yaptığı hazırlıkların hay huyu içinde o hatıralar saklandıkları yerlerden çıkarlar ve hayatımızın içine dökülürler. Örneğin alışverişten dönerken Boğaziçi Köprüsüne ilişir gözünüz. Adı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olmuştur. Acaba o karanlık geceyi yırtarcasına Çengelköy’deki evinden çıkarak kendini köprünün üzerine atan Osman Yılmaz, evine gelen telefonla darbeyi öğrenen ve pijamasıyla sokağa fırlayıp köprüye ulaşan Akın Sertçelik ve yüzlerce şehidimiz, 2017 yılına eşleri, anneleri, babaları ve çocuklarıyla birlikte girmek istemez miydi? Yine o gece, Emniyet Genel  Müdürlüğü Dikmen binasında görev yapan Aşkım Koyuncu, FETÖ’cü teröristlerin bombalı saldırısı sonucunda Gölbaşı’nda şehit olan eşi Özel Harekât Dairesi Başkan Yardımcısı Zafer Koyuncu ile bu geceyi yarına bağlayan yeni yıla nerede girerlerdi? Evlerinde mi, bir lokantada yemek yiyerek mi yoksa yine vazife başında mı? Konya’nın Çeltik ilçesindeki çiftçi Duran Gülle, oğlu Uzman Jandarma Çavuş Ramazan’a son gelişinde “Artık gitmesen” demişti. Babasına sarılan Ramazan’ın sözleri kulaklarından gitmiyordu: “Ben askerliği seviyorum Baba. Sonra biz orada nöbet tutmasak siz burada nasıl rahat uyuyacaksınız?”Hakkâri Yüksekova’da şehit olmasaydı, Ramazan Gülle de eşi Emine ve iki oğlu ile birlikte yeni yıla girecekti. Biraz daha yakına gelelim. Piyade Çavuş Fehmi Barçın, belki de yeni yıla henüz yüzük taktığı nişanlısıyla merhaba diyecekti. Nişanlısı, gelecek hayalleri kurarlarken Fehmi çavuşun ona verdiği yeni yıl hediyesinin paketini açacaktı heyecanla. Eğer Fehmi Barçın Kayseri’de PKK’nın gerçekleştirdiği terör saldırısı sonucu şehit düşmeseydi. Diğer 43 arkadaşı gibi. Ve Şehitler Tepesi. Şehit Polis Haşim Usta’nın 16 yaşındaki kızı Melis babasının şapkasını giyip Şehitler Tepesi'ne gitmiş ve karanfil bırakmıştı bir gece yarısı. Bu gece gözleri babasını arayacak hep. Kaybolmuş hayatlar. Sanmayın ki yeniden kurulamayacak. Direnen ve geleceğe umutla bakan babalar, anneler, çocuklar ve eşler. Alın size bir klişe. Yazıyorum, evet: “Bir ölür, bin doğarız!” Asıl hakikat işte bu. Bizi korkutamayacaksınız. Yıldıramayacaksınız. Artık o eşiği çoktan aştık. Tekrar söylüyorum. Yenildiniz. Alayınız gelin, yine yenileceksiniz.   FUAT UĞUR'UN DİĞER YAZILARI   İhanetin yeni adı: Vatanım Sensin
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.