Terazisi Kılıçdaroğlu olan muhalefetin dirhemi Berna Laçin

A -
A +
Aralarında akıllı uslu sandığım pek çok insanın da bulunduğu birileri kalkıp Barbaros Şansal adlı modacının aşağılık hakaretlerinden dolayı tutuklanmasından yola çıkarak “Türkiye laiktir laik kalacak” kampanyası başlatmışlar. Dahası bu kampanyayı Reina saldırısına da bağlıyorlar. Tıpkı Diyanet’in Cuma hutbesine bağladıkları gibi.
Böylece öğreniyoruz ki Reina’ya saldıran küresel gücün tetikçisi DEAŞ’lı katil meğerse hükûmet yaşam tarzına karıştığı için bu katliamı yapmış. Baksanıza Kemal Kılıçdaroğlu’nun da “laikliği savunan gençler” diye tanımladığı Halkevi mensubu kızlarla oğlanlar da kahvelerde ve metrobüslerde DEAŞ ile Ak Parti’yi özdeşleştirerek “Her alanda hesap soralım” diye ayaklanma çağrısı yapıyorlar.
Halkevleri işin vitrini. Sahte Atatürkçülüğü kazındığında altından DHKP-C çıkıyor.
Hilal Kaplan Sabah’ta yazmış. O Halkevcilerden biri olan Ayşegül Başar, geçtiğimiz yıl Savcı Selim Kiraz’ı katleden Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol adlı DHKP-C’li teröristlere destek için “Devrimci devrimcidir. Devlet teröristtir. Biz de sizi seviyoruz Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol” Tweet’i atmış. Ve bu azılı militan aynı zamanda Cumhuriyet gazetesi çalışanı. İnsan merak ediyor Cumhuriyet gazetesinde vatanseverler neden çalışamaz diye.
Neyse, aslında merak etmiyoruz, nedenini biliyoruz.
Evet, Kemal bey işte bu DHKP-C’lileri “laik gençler” olarak tanımlayıp savunuyor. Yazıklar olsun. Türkiye’nin şanssızlığı böyle bir muhalefet partisi liderine sahip olması. Sürekli olarak vatan hainlerine ve teröristlere arka çıkan bir CHP lideri olacağını kırk yıl düşünsem aklıma getirmezdim. Ama olmayacak denen şeyler oluyor maalesef.
Muhalif siyasetçisi böyle de “muhalif sanatçısı” farklı mı?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan net biçimde sordu:
Yaptığım her işin, attığım her adımın kamuoyunun gözü önünde cereyan ettiği bu uzun dönemde yaşam tarzı baskısına maruz kalan tek bir kişi var mıdır. Kim acaba “Bu ülkede ben şöyle giyinmek istiyordum da giyinemedim, şöyle yaşamak istiyordum da yaşayamadım” diyordur?
Ama dediğimiz gibi.
Terazisi Kılıçdaroğlu olan muhalefetin, “sanatçı” Berna Laçin’den oluyor dirhemi.
Tweet atmış bu deterjan güzeli sarışın bombamız.
“Geçen hafta Millî Eğitim Bakanlığı ilkokul çocuklarının yeni yıl kutlamasını bile yasakladı yaa. Cumhurbaşkanımız üzülmesin diye söylemiyorlar.”
Doğru. Türkiye’nin bazı il ve ilçelerindeki millî eğitim müdürleri, “31 Aralık 2016 günü okula gelmeyin” şeklindeki yönlendirmeler ya da dersleri engelleyecek şekilde eğlence, şans oyunu ve çekiliş gibi etkinliklerin yapılmaması konusunda okulları uyardı.
Ne var bunda?
31 Aralık günleri bizim resmî ya da dinî bayramımız mı?
Resmî bayramlarda zaten etkinlik yapılıyor. Dinî bayramlarda hiç yapılmıyor. Bundan doğal ne olabilir. Siz “Dinî bayramlarda okullarda neden etkinlik yapılmıyor?” diye hiç şikâyet işittiniz mi?
Hayır!
Yılbaşı günü diye eğlence, şans oyunu ya da çekiliş neyin nesi? Yeni yıl kutlamaları şahsidir ve herkes evinde ya da dışarıda yapar.
Ama Küba fatihi duramamış, loblarındaki son mercimek kırıntılarını da israf ederek adli olayları peş peşe sıralamış:
“Şortlu diye hemşireye dayak atan serbest yaa…İçki içen turistlere bile saldırıldı yaa. Ülkede yaşananları saklamayın cumhurbaşkanımızdan.”
Şimdi Berna’cığıma daha geçen hafta Almanya’da bir kadının tekmelendiğini, Hollanda da yine bir kadına arkadan uçan tekmeyle saldırıldığını videolarıyla göndersek ve anlatmaya çalışsak ki “Bu olaylar adlidir. Cezaları azdır ya da yoktur tartışması yapılabilir ama bunun laiklikle ilgisi bulunmamaktadır” diye, anlar mı? Sanmam, bu yüzden zaman ve kelime ziyanı olur.
Hâlbuki bu zavallı “Yılbaşı kutlaması yapanlar gebersinler. Reina’da ölenler de gebersin, oh olsun” diye sosyal medyada nefret suçu işlendiğini yazsaydı ona yüzde 100 katılırdım. Çünkü bu gerçek bir nefret suçu ve bunu yazanlar da tıpkı Barbaros Şansal gibi tutuklanmalı. Ama dediğim gibi, beynindeki son iki üç mercimeği de har vurup harman savurduğu için bunu akıl edememesi normal.
Ne yaparsın, eldeki malzeme ortada. Hadi, Berna Laçin bunu yapıyor da Türkiye’nin son buharlı medya lokomotifi Hürriyet farksız mı? Halkevi üyesi kılığındaki DHKP-C militanlarını “Laikliği savundular tutuklandılar” diye aklamaya çalışıyor ve buradan “laiklik tehlikede” görüntüsü oluşturuyor. Ama aynı gazetede daha dün Siirt’te DEAŞ’ı öven bir polis memurunun tutuklandığını da görüyoruz.
Artık net:
Bu ülkede terörü övemezsin, propagandasını yapamazsın. Tabii terörist olursan da cezasını çekersin.
Herkes bunu aklına soksun.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.