Mahallemizin sütçüsüne dokunulmayacak

A -
A +
Meseleden Sayın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in 25 Ocak’taki basın toplantısında yaptığı açıklamalar vesilesiyle muttali olduk.
Çok uzun bir açıklamaydı ve teknik detaylarla doluydu. Medyada yer alan haberlere göre Sayın Bakan çıkardıkları bir tebliğ ile “sokakta süt satışının yasaklandığını” duyuruyordu.
Sözleri şöyleydi.
-Çiğ süt ancak ari çiftliklerden ve işletmelerden satılabilecek.
-Çiğ sütün son tüketiciye satışı sağımdan itibaren 24 saat içinde yapılacak. Üretici tarafından soğutma dışında hiçbir işlem uygulanmayacak.
-Süt satışını artık yalnızca “hastalıktan arındırılmış ve ari çiftlik belgesi almış” profesyonel hayvancılık işletmeleri özel ambalajlarla yapacak. Ambalajlarda üreticinin adı-soyadı, ticari unvanı, adresi, sağım tarihi ve saati, son tüketim tarihi gibi ibareler yer alacaktı.
-Bu arada küçük işletmeler için de tedbir alınacak, altı aylık sürede karşımıza çıkanların, sorunları neyse mağduriyeti önlenecek. Belki onlara önerilerimiz olacak.
Bu sözler yüz binlerle ifade edilen küçük aile işletmelerini, 5-10 inekle süt üretip çarşıda pazarda ya da evlere dağıtanları paniğe sürükledi doğal olarak. Tepki anında sosyal medyada yayıldı. Ben de okur okumaz Cumartesi günkü yazımı kaleme aldım. (*)
 
KASTEDİLEN ORTA BÜYÜK ÖLÇEKLİ SÜT İŞLETMELERİ
 
Cumartesi akşamı Sayın Bakan aradı ve alınan bu kararın, yukarıda belirttiğimiz 10 baş altında ineği olan küçük süt üreticilerini ilgilendirmediğini söyledi. Uzun uzun konuştuk ama ben konuyla ilgili kısımlarını aktaracağım size:
“Ülkemizde üretilen yaklaşık 19 milyon ton sütün 9 milyon tonu sanayide kullanılıyor. Amacımız çiğ süt üretim ve dağıtım zincirindeki olumsuzlukları gidermektir. Çünkü çiğ sütün sağlıklı ve güvenilir olması insan sağlığını doğrudan ilgilendirmektedir. Çiğ sütle hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar var. Bunların başında da bruselloz ve tüberküloz geliyor.
Sözünü ettiğimiz orta ölçekli ve büyük işletmeler küçük üreticilerden satın aldıkları sütü tek elde toplayıp dağıtımını yapıyor ve bu durum çeşitli riskleri de beraberinde getiriyor. Zira çiğ sütün tüketiciye satışı, sağımdan itibaren 24 saat içinde yapılmalı ve soğutma dışında hiçbir işlem uygulanmamalı. Biz bu yüzden bu işletmelerin “ari çiftlik belgesi”ni almasını istiyoruz. Bu belgeyi alan 621 işletme yılda 1 milyon 300 bin ton süt üretimi yapıyor. Bu düzenlemeyle orta ve büyük ölçekli diğer işletmelerin de ari işletme statüsüne geçmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Ve onlara bunun için bir yıllık süre tanıyoruz.”
 
PEKİ, YA KÜÇÜK SÜT ÜRETİCİLERİ
 
Bakan Çelik bu kez altını çizerek söylüyor: Karar Türkiye’de 915 bin civarında aile işletmelerini ya da bireysel süt üreticilerini kapsamıyor. Çünkü onlar zaten ürettikleri sütü hemen tüketiciye ulaştırdıkları için sorun yok. Dolayısıyla onlar için bir yasak söz konusu değil.
Tam tersine onlara işletme bazlı danışmanlık sisteminde yer alan veterinerler vasıtasıyla her türlü eğitim ve bilgilendirici hizmetin de verileceğini anlattı Sayın Bakan:
“Yasaklamak bir yana küçük aile işletmelerine özel önem veriyoruz. Bu işletme modelinin korunması ve yaygınlaşması için çalışmalar yürütüyoruz. 2016 yılında 51 bin büyükbaş, 80 bin de küçükbaş hayvanı bu kapsamda küçük aile işletmelerine hibe ettik.”
Bunları işitmek güzel. Keşke yemler de ateş pahası olmasaydı.
Neyse zaten Sayın Bakan ile konuştuktan sonra hemen twitter ve diğer sosyal medya araçlarından gerekli duyuruyu yapıp insanları rahatlattık.
 
YOĞURDUN ESKİ TADINI ALAN MİLYONLAR
 
Düşünün, ortada “yanlış anlaşılma” diye nitelense de ciddi şekilde yanlış anlamaya sebep olabilecek bir yanlış anlatım söz konusuydu ve bu bile büyük bir tepkiye neden oldu. Keşke açıklamada “Sokakta çiğ süt satmak yasak” gibi ifadeler yer almasaydı. Çünkü sokakta süt satışını yapanlar deyince akla ister istemez küçük süt üreticileri geliyor ki zaten başka da yok.
Doğal olarak tepki çekti. Ama öte yandan yüz binlerce üreticinin bir de süt dağıttığı milyonlarca aile var ki onlar bu sayede hakiki süt içip o sütlerden ev yoğurdu yapabiliyorlar. Yoğurdun eski tadını alan milyonlarca insandan söz ediyoruz burada. Asıl tepki onlardan geldi.
Onlardan biri de biziz. Yaklaşık 8 yıldır Rasim Ustadan aldığımız sütlerde en ufak bir defoya rastlamadık.
Kısaca, mahallemizin sütçüsüne dokunulmasın dedik hep birlikte. Sayın Bakan Faruk Çelik de bunu teyid etti ve garanti verdi.
Bu arada açıklama için araması ve nazik üslubu için de teşekkürler kendisine.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.