Yine darbe mi olacak?
Biliyorum, artık herkesin asabını bozan bir soru bu.
Bir yandan
FETÖ’cü hainlerin elebaşı ininden üst üste
imalı mesajlar veriyor, diğer yandan hempaları olan alçaklar sürüsü
“Bahar ayları” diye manalı Tweet’ler atıyorlarken, Türk basınında ve sosyal medyada ikide bir
“Yine hareketlilik var” şeklinde dalgalanmalar söz konusuyken rahat uyku haram.
Geçen günkü yazımda da ifade etmiştim.
Aslında bu iyi bir şey, hiç olmazsa sürekli teyakkuzdayız diye.
Önceki gece
Ankara’da tuhaf şeyler oldu. Sosyal medya
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in bir takım istihbaratlar doğrultusunda çeşitli tedbirler aldığına dair söylentilerle çalkalandı. Bu arada pek çok kurumla irtibata geçildiği ve onların da
bir takım hazırlıklar yaptığı yazıldı.
Emniyet güçlerinin ise gelen kimi istihbâri bilgiler doğrultusunda yarı teyakkuz durumuna geçtiği bildirildi.
Devlet kanadından ses seda çıkmadı ama soruların ardı arkası kesilmedi.
Neler olmaktaydı?
FETÖ’cü hainlerin tamamı olmasa bile önemli bir kısmı TSK’dan kazınmamış mıydı?
Hani artık darbe yapabilecek güçleri kalmamıştı?
DARBE KARŞITLARININ ARTILARI VE EKSİLERİ
Biraz daha
serinkanlı bir durum değerlendirmesi yapmak gerek. Şimdi kendimize dönelim ve
darbe karşıtı cephenin durumu nedir diye bakalım:
1-Öncelikle bilelim ki bu bir
psikolojik savaş. FETÖ ve diğer darbeci unsurlar
bizi moral olarak çökertmek ve illallah dedirtmek için 15 Temmuz travmasını canlı tutmaya, sürekli korku yaşatarak halkı bezdirmeye çalışıyor.
2-Bu durumun iyi yanı şu.
FETÖ’nün bu pis işlerini artık iyi biliyor ve çözüyoruz. Dolayısıyla da
psikolojik korku saldırısı hepimizi sürekli teyakkuzda tutuyor. Böylece
darbe karşıtı duyarlılığımızı kaybetmiyoruz.
3-Ama öte yandan sürüklenmek istendiğimiz
korku iklimi depresif bir etki oluşturabilir
. O hâlde
dayanışmayı canlı tutmak, güçlendirmek ve yükseltmek gerek. Bu yüzden de
16 Nisan referandumu mitinglerine katılım ve coşku ortamında sizin gibi düşünen insanlarla yan yana durmak
olumlu bir ruhsal katkı sağlar.
4- FETÖ’cülerin ürettikleri korku atmosferi
bıkkınlıkla birlikte bir rehavete sürükleyebilir,
“Sürekli hareketlilik var, bir şey olduğu yok nasıl olsa” duygusunu ortaya çıkarabilir. Buna dikkat ama dikkati elden bırakmadan.
5-Devlet, halk ve çeşitli kamu kurumları 15 Temmuz’un ardından, detaylarını yazmam doğru olmaz ama çok çeşitli tedbirler aldılar,
donanımlarını ve reflekslerini artırdılar, müthiş tecrübe edindiler.
Bu darbe karşıtları için bir avantaj. Üstelik şimdi eskisinden de hırslılar ve çok daha homojen bir yapıya sahipler.
5-Ankara’daki son hareketlilik söylentisi (Söylenti diyorum çünkü doğrulanmadı) ile birlikte
Melih Gökçek ve çeşitli kurumlar yukarıda da sözünü ettiğim gibi çeşitli
önlemler aldılar.
6-Şimdi buradan yola çıkarak olayın artısına ve eksisine bakalım.
- Küçük de olsa bir söylentiye karşı ne kadar hazırlıklı olduğumuzu test etmiş olduk. Bu bir avantaj.
- Ama bu söylentiyi darbe yanlıları da çıkarmış ve darbe karşıtlarının elindeki mevcut senaryoyu görmek istemiş olabilirler. Bu da dezavantaj.
7-Dün
Rasim Ozan Kütahyalı’nın da yazdığı gibi
darbeci potansiyeli olanları yalnızca FETÖ’cü olarak nitelendirmek ve düşünce sistemimizi bununla sınırlı tutmak doğru olmaz. İçlerinde
Kemalistler ve NATO’cu unsurların da olduğunu söyleyenler yanılıyor olabilir mi? Dolayısıyla da
durumu bu fotoğrafa bakarak değerlendirmek gerekebilir.
8-15 Temmuz sadece halk ve kamu kurumları için değil, TSK için de büyük bir deneyim oldu. O gece
Ömer Halisdemir, Burak Akın, Zekai Aksakallı gibi sembolleşen kahramanların şahsında onlarca, yüzlerce kahraman da çıktı. Bu kahramanlıklar şimdiden gelecek
nesillere altın bir tecrübe olarak aktarıldı bile. İşte bu tecrübe, Allah bir daha göstermesin,
bundan sonraki darbe girişimlerinin yol haritası olacak.
9-İşin ilginç yanı
“Tatbikat” diye
şehre indirilen erlerin bir darbenin aparatı yapıldıklarını dehşet içinde fark ettiklerine tanık olduk. Erler bunu masum insanlara silah sıkma emrini aldıklarında idrak ettiler. Darbecilerin emirlerine itaat etmeyi reddederek halkla yan yana gelen yüzlerce eri gördük o gece. Onlar da olağanüstü
bir tecrübe kazandılar. Dolayısıyla
silahlarını herhangi bir darbe kalkışmasında kime doğrultacaklarını artık çok iyi biliyorlar.
10-Darbecilerin tüm bunların ötesinde farklı bir
senaryosu ve çeşitli entrikaları olabilir. Bu konularda devlete, MİT’e ve tüm istihbarat birimlerine
gerekli bilgi akışının sağlandığını biliyoruz.
SONUÇ:
Kaos planları yaptıranlar kadar yapanlar da bir dönüm noktasında. Ya sivil meşru hükûmete itaat edecekler ya da bunu öğrenene dek gereken dersi almayı sürdürecekler.