Kemal bey sustuğuna göre Akşener’in 2019 adaylığı kesinleşti

A -
A +
Hatırlayacaksınız 11 Mayıs tarihli yazımda Hayır cephesi çatı adayının belli olduğunu, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Meral Akşener ile dolaylı ve aracılar vasıtasıyla görüşmeler yapıp mutabakata vardığını yazmıştım.
Hatta görev paylaşımı yapılıp yüzde 48,5’luk cepheyi konsolide etmek üzere diğer siyasi partilerle görüşmelere başlandığını yazmıştım. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile Meral Akşener görüşmesinin sebebi de buydu.
Aynı yazıda Meral Akşener’in “tarafsız ve partisiz” görünüm vermek üzere MHP’ye alternatif bir parti kurmayacağına dair söz verdiğini de belirtmiştim yine içeriden aldığım bilgilere dayanarak.
İnsan bu türden kulis bilgilerini yazdığında içinde yine de “Acaba dolduruşa getiriliyor muyum” diye bir parça şüphe kalıyor. Tipik bir gazetecilik refleksi. Bu yüzden açıkçası yazımın çıktığı ve hayli ses getirip tüm internet siteleri ve gazetelerde yankılandığı gün ve sonrasında bir yalanlama gelir mi diye heyecanla beklemedim değil.
Gelmedi.
Gelen yalnızca sükûtun ikrarıydı. Bir de “içerideki” bu bilginin nasıl olup da sızdığı konuşulmuştu karanlık odalarda.
Hatta daha öte bir bilgi de aktarıldı bu süre zarfında tarafıma. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu Meral Akşener’in ardından CHP lideri Kılıçdaroğlu da ziyaret etmişti geçen gün. Bazı kaynaklarıma göre Akşener ziyaretinde Temel Karamollaoğlu’nun ağzını yoklamış ve kendisinin adaylığına sıcak bakıp bakmayacaklarını sormuştu. Temel bey bu konuda ılımlı bir yaklaşım içinde bulunmuş ama yine de Kemal beyin Akşener’in arkasında durduğundan emin olmak istemiş. Yani “Akşener’in lafıyla açığa düşmeyelim” kaygısı içindeymiş. İşte Akşener’den gerekli selamı alan Kılıçdaroğlu’nun, Saadet Partisi’ne ziyaretinin ve Temel Karamollaoğlu ile görüşmesinin sebebi bu.
Ha şimdi biliyorum ki bir açıklama yapsalar “Efendim 16 Nisan referandumundan sonra verdiğimiz ortak kararla ilgili olarak nezaket ziyareti” diyeceklerdir.
Geçiniz efendim.
Şimdi Meral Akşener’in bu manevrası üzerine “MHP muhalefeti”ni temsil etme iddiasında olan üç isim geriye kalıyor; Sinan Oğan, Ümit Özdağ ve Koray Aydın…
Birer soğuk suyu hak ettiler.
Siyasi tarihe siyasi mevta olarak bile yazılmayacaklar. Çünkü unutulacaklar.
 
 
Almanya’nın FETÖ’cü askerleri ve bir garip dava
 
Alman milletvekillerinin İncirlik üssündeki Alman birliğini ziyaret etme isteği reddedilince Başbakan Angela Merkel “Acaba birliklerimiz için Ürdün’de mi bir lokasyon arayışı içine girsek” deyivermiş.
Şansölye Angela Merkel Türkiye’nin davranışını da ayrıca kabul edilemez bulmuş.
Bu tür açıklamalar çok eğlenceli oluyor diplomasi dilinde.
“Ben sana darbe yapmaya kalkan teröristlerin iltica talebini kabul edeyim, PKK’ya yataklık ve yardım yapayım, hatta senin içini karıştırayım ama sen bana hiçbir şey deme!”
Bu cüretkârlığın ve aşağılık tavrın arkasındaki etkeni artık hepimiz biliyoruz.
Şimdi Almanya’da yaşayan Türkleri canlarından bezdirmeye çalışıyorlar.
Yıldıray Sarı Ausburg’da bir şirkette makine operatörü olarak çalışıyor. Ülkü Ocakları Başkanlığı yapmış bir isim. 15 Temmuz sonrasında da Facebook sayfasında FETÖ’nün Almanya’daki oluşumları için bilgi paylaşımı yapmış ama bu arada Hürriyet gazetesinin bir haberini de eklemiş bunların arasına. Haberde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın darbe girişiminden birkaç hafta sonra “Çevrenizdeki FETÖ’cüleri ihbar edin” şeklindeki sözlerinin yer aldığı haber bu.
FETÖ okullarının ve dershanelerinin yönetimindeki Frozen adlı derneğin başkanı olan Mustafa Güngör’ün “Bizi hedef gösteriyorlar” şikâyetini Ausburg savcısı hemen dikkate almış ve dava açılmış Yıldıray Sarı’nın aleyhine. Savcılık itirazı bile incelemeye değer bulmamış. Hürriyet’in haberi ise halkı kin ve düşmanlığa kışkırtma, halkı galeyana getirme delili olarak sunulmuş.
İlk duruşma dün yapıldı ve altı hafta sonrasına ertelendi. Mustafa Güngör adlı FETÖ’cü teröristin de katıldığı duruşmada ortaya konan iddianame Almanya’nın içine düştüğü pespayeliği gösterebilmek açısından tam anlamıyla ibretlik.
Ancak Münih Başkonsolosu Şebnem Koçoğlu mahkemeye bizzat gelmiş ve Yıldıray Sarı’nın hemen arkasında durarak duruşmayı izlemiş.
Bunu Yıldıray Sarı’dan öğrendim ve “İşte bu” dedim kendi kendime. Türkiye kendi vatandaşlarına sahip çıkan bir devlet olmayı artık öğreniyor çünkü.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.