Ertuğrul Özkök'e üç soru

A -
A +
Lafı dolandırmadan sıralıyorum.
1-Irak Kürdistanı konusunda bu yıl itibariyle benimle aynı fikirleri paylaştığın hâlde neden beni hedefe koyup aklın sıra hükûmete ya da Cumhurbaşkanı'na jurnallemeyi tercih ediyorsun? Aklından geçen “Madem bizim Tolga Tanışımızın, Nevşin Mengümüzün, Eyüp Canımızın, Bülent Mumayımızın başını yediler, bari bu taraftan da Fuat Uğur'un başını yiyelim” düşüncesi mi? Nafile bir hayal olduğunun farkında değil misin?
2-Okurlarına neden yalan söylüyorsun “Fuat Uğur'un BUGÜNLERDE söyledikleri” diyerek? Oysa rahatlıkla arkasında durduğum o konuşmayı geçen mart ayında, yani bundan 7 ay önce yaptığımı biliyorsun. Herkesin bildiği basın ahlak ilkelerinden birini fütursuzca ihlal edebilmeni neye borçluyuz, karakterine mi?
3-Yoksa benim ve Cem'in (Cem Küçük), patronun Aydın Doğan başta olmak üzere topunuza birden dalmamızın intikamını almak istiyor olabilir misin? Hadi samimi olarak cevap ver, fena dağıldınız. Bu yüzden kızgınlığını saklayamıyor ve eline bir “fırsat” geçirdiğini sanıyorsun değil mi?
Vallahi Ertuğrul Özkök, benim senin gibi iktidarlardan nemalandığı ölçüde ötesi berisi oynayan biri olmadığımı herkes bilir. Tıpkı günümüzün siyasetçisi eski çalışma arkadaşlarından birinin aktardığı üzere, senin herkese “Ben yılandan daha iyi kıvrılmasını bilirim” dediğini cümle âlemin bildiği gibi.
Samimi fikirlerimi pat diye söylerim. Misal Kürdistan konusunda 2007'de de aynı düşünüyordum. O vakitki Ertuğrul ise farklı fikirdeydi. Ne kadar “şaşırtıcı” değil mi?
Sana şöyle hatırlatayım:
Sen “Kuzey Irak üzerinde jetlerimiz niye şöyle alçaktan uçuş yapmıyor? Erbil'de evlerin camları kırılsa kötü mü olur” diye yazdığında seni fena hırpalamıştım. Üstelik sadece bir internet sitesinde çıkmıştı yazı. Çünkü senin bugünkü “barışçı ve rasyonel” tutumunun tam tersine, o vakit Kuzey Irak'ta iş tutmak isteyen patronunun çıkarları nedeniyle bunları yazdığını deşifre etmiştim. Patronunu bana dava açması için kışkırtmıştın. Fikir özgürlüğünden yana olduğunuz için 100 bin lira tazminat davası, bir de ceza davası peş peşe gelmişti tarafıma.
Sizin avukat ordunuza karşı Ergin Cinmen ve Mebuse Tekay gibi iki başarılı avukatım vardı. Sonuçta yerel mahkemede beraat ettim, temyize götürdünüz, orada da beraat ettim.
Madem “Ben bu çocuğu tanıyorum” diyorsun o vakit şunu da biliyorsundur. Yayın yönetmeni olduğun Hürriyet'te “En iyi Kürt, ölü Kürt’tür” anlamına gelecek yayınlar yapar ve Ahmet Kaya'yı sırf Kürtçe albüm çıkarmak istediği için linç ederken, yine rahmetli Ahmet Kaya'nın sözde Kürdistan haritası önünde çekildiği iftirasını attığınız fotoşoplu fotoğraflarını birinci sayfadan yayınlayıp onun sürgününün kilometre taşlarını döşerken de karşındaydım. Bu meşum linç gecesinde başrol oynayan o zamanki damadın Ercan Saatçi'yi ne kadar koruyup kolladığını unutmadık.
Yalan değil. Erdoğan'ı seviyor ve destekliyorum. AK Parti'yi destekliyorum ama çok sık da eleştiriyorum. Bu yüzden en çok şikâyet edilen yazarlardan biriyim. Emin olabilir ve rahatlayabilirsin. “Bizim AK Partililer” senin Hande Fırat'ınla şimdiki damadın Fatih Çekirge'yi benden daha fazla sever ve sayarlar.
Kısacası Ertuğrul Özkök, bizim tarafta cilveleşip oynaştığın yazarlarla beni karıştırmasan iyi edersin. Onlara hiç benzemem. Ben sizin ırkçılığınızı ve faşistliklerinizi yıllar itibariyle gördüm ve yaşadım. Gazetende hedef gösterdiğin Hrant Dink'imizi katleden Ogün Samast'ı “yalnız kurt” diye nitelerken de, “Onun da kendi açısından haklı nedenleri vardı” mealinde sözler sıralarken de senin karakter yoksunluğun hakkında aynı fikre sahiptim.
Biliyorum muhatap alınmaktan hoşlanıyor ve polemikle besleniyorsun. Ektiğin kötülük tohumlarının cinayet ve ölüm olarak hasadını almayı çok seviyorsun.
Sona geliyorum. Sırf fikirlerimi dile getirmem nedeniyle beni bir lincin konusu yaptığın ve benden cevap aldığın için mutlusundur muhakkak.
Umarım bu yazımla komplekslerine çare olabilmişimdir. Lâkin bazı komplekslerin çaresi yok. Misal Zafer Mutlu karşısındaki ezikliğin. Patronunu 17-25 Aralık sürecinde FETÖ'nün oyuncağı olmaktan ve bugün hapse tıkılmaktan Zafer Mutlu kurtardı. Sana kalsaydı Ali Fuat Yılmazer adlı hapisteki FETÖ'cü polis şefini patronunla görüştürecek, bugün Aydın Doğan'ın cezaevine düşmesinin sorumlusu olacaktın. Patronun artık en önemli konuları Zafer Mutlu'ya danışıyor. Bunu biliyor ve geceleri uykusuz kalıyorsun...
Ha bu arada 28 Şubat davası yeniden hazırlanıyormuş, herhâlde bilgin vardır. Cumhurbaşkanı açıkladı. Onu da bir kenara not alsan iyi olur. Geçmişteki faşizmin korku ve sefaletine dair rolünün sorgulanacağını bilmen açısından diyorum.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.