Mahkemeler Sözcü’yü benim talimatımla FETÖ’den mahkûm etmiş!

A -
A +
İnanmayacaksınız ama Sözcü denen gazetenin iddiası bu.
Daha doğrusu Sözcü’nün, ta iki yıl önceki yazım için nedense geçen ay açtıkları dava dilekçesindeki iddiası.
Ben sebep olmuşum ve mahkemeler benim yazılarımı talimat kabul ederek Sözcü yöneticileriyle yazarlarını “FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım etmek ve destek vermek” suçlamasıyla hapis cezalarına çarptırmışlar.
Benim yazılarım üzerine dava açmışlar.
Balatayı sıyırdıklarını düşünüyorsunuz değil mi?
Haksız da sayılmazsınız.
13 Ekim 2020 tarihinde yerel mahkemenin kararını onayan İstinaf Mahkemesi de buna dâhilmiş. Hani aralarında 2015 yılında “Bizim yapamadığımızı Fetullahçılar yaptı”“Şimdi Fetullahçıları destekleme zamanı” ve “FETÖ terör örgütü diye bir örgüt uydurdular, böyle bir örgüt yok, bunlar cemaatçi” diyen Emin Çölaşan’ın da bulunduğu yazarlarla, attıkları manşetlerle ne yaptıklarını, kime hizmet ettiklerini çok net gördüğümüz Sözcü yöneticilerinden söz ediyorum.
Nasıl bu kadar zıvanadan çıkıp böyle bir “kanaat”e vardıklarını, mahkemeyi yönlendirmeye çalışarak benim hangi savunmayı yapamayacağımı bakın nasıl anlatıyorlar.
Ama önce dava konusu ettikleri yazıma göz atmanızı isteyeceğim.
Davaya konu ettikleri 8 Eylül 2018 tarihli yazımda şöyle diyorum:
“Sözcü gazetesini motive eden FETÖ zihniyetinin de faşist ve ırkçı olduğunu biliyoruz. Ama bu gazetenin yazarlarıyla okuyucularının kumaşında Mahmut Esat Bozkurt çizgisinde, Kemalist-ulusalcı kimlikten gelen etkiyle Türk ırkının diğer ırklara göre üstünlüğünü şevkle savunan bir damar bulunduğunu da yıllar itibarıyla hep birlikte idrak ettik.”
Bu satırlarda hakaret yok, kendileri de çok iyi biliyorlar. Üstelik “FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım ve destek vermek”ten suçlu bulunup mahkûm olan Sözcü gazetesi ve yazarlarına bu karardaki suçlamayı bile yöneltmiyorum. Sadece “Sözcü gazetesini motive eden FETÖ’cü zihniyet” tabirini kullanıyorum.
 
SAVUNMA HAKKINA SALDIRI: “FUAT UĞUR BÖYLE SAVUNMA YAPAMAZ”
 
Ama bakın dava dilekçesinin 4. Maddesinde mahkemenin alacağı kararı değiştirmek için nasıl bir çakallıkla yönlendirmede bulunuyorlar:
“4. Burada şu hususu belirtmekte fayda görüyoruz. Davalının savunması sanıyoruz ki müvekkil (Sözcü) hakkında yürütülen soruşturma ve kovuşturma sebebiyle, GÖRÜNÜR GERÇEKLİĞE uygun köşe yazmış olacaktır. Ancak bunun kabulü mümkün değildir. Davalı, kendi yalan beyanlarıyla sebep olduğu soruşturma ve kovuşturmaya dayanamayacaktır. GÖRÜNÜR GERÇEKLİK iddiasını kullanamayacaktır. Yoksa davalının kanunu ve yargıyı alenen dolanması söz konusu olacaktır.”
Benim “Nasıl savunma yapamayacağımın” tarif edildiği dava dilekçesinde kastedilen GÖRÜNÜR GERÇEKLİK nedir biliyor musunuz?
Sözcü gazetesi yönetici ve yazarlarının “FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım ve destek” suçundan hapis cezasına çarptırılıp mahkûm olması.
Biraz daha açayım konuyu:
Tam bir FETÖ zihniyetini andıran bu çarpık akla göre ben savunmamda “Sözcü gazetesi ve yazarları zaten Türk adaleti tarafından FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım ve destekten suçlu bulunmuştur. Bu yüzden de benim yazımdaki ‘Sözcü gazetesini motive eden FETÖ zihniyeti’ cümlesinde hakaret unsuru bulunmamaktadır. Sözcü’ye FETÖ’cü demedim, onları motive eden FETÖ zihniyeti olduğunu belirtmem de bu yüzden hakaret değildir” diyemezmişim.
 
ASIL GÖRÜNÜR GERÇEKLİK; TÜRK ADALETİNE VE YARGISINA AĞIR HAKARET
 
Peki neden?
Çünkü bu GÖRÜNÜR GERÇEKLİĞE, yani onların FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım ve destekten suçlu bulunup hapis cezalarına çarptırılmalarına ben sebep olmuşum!
Zihin fukaralarının geldiği son nokta. Kafayı yemişler tam olarak.
Mahkûmiyet kararları ben istediğim için alınmış. Dolayısıyla benim sayemde alınan bu kararlara ve ortadaki “GÖRÜNÜR GERÇEKLİK”e atıfta bulunamazmışım.
Hadi oradan. Bal gibi bulunurum, çünkü gerçek bu.
Hukuk da bilmiyorlar. Ama hepsinden önemlisi benim yazılarımla mahkemelerin kararlar aldığını söylemek, iddia etmek Türk adaletine, yargısına en büyük hakaret.
Sonuç şudur:
FETÖ’cü olmamakla birlikte FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım ve destekten dolayı suçlu bulunup mahkûm olmuşsunuz. Üstelik ben davaya konu ettikleri yazımda onlara “FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım ettiler” bile demiyorum. “Sözcü’yü motive eden FETÖ zihniyeti” ifadesini kullanıyorum sadece. Bu cümle o kadar hafif kalıyor ki mahkemelerin verdiği kararın yanında.
 
UTANMIYORLAR, ÖZÜR BİLE DİLEMİYORLAR
 
Allah aşkına, utanmaz Emin Çölaşan neden özür dilemiyor hâlâ?
Bakın FETÖ’den cezaevinde yatan Ahmet Turan Alkan bile özür diledi FETÖ’ye verdiği destekten dolayı.
Bu Emin şunları söylemedi mi?
-Şimdi Fetullahçıları destekleme zamanı
-FETÖ terör örgütü diye bir örgüt uydurdular, böyle bir örgüt yok, bunlar cemaatçi
-Bizim yapamadığımızı Fetullahçılar yaptı.
Hakikaten pespayelikte sınır tanımayan gazeteciler örgütünün sözcüsü bunlar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.