BND aparatı DW’nin “Saray ve Ölüm” metaforları

A -
A +
Emin olun, kimileri bu satırları okuduğunda yok artık, “Amma evham yapmışsınız” diyecek. Siz yine de bu gözle değerlendirin. Ülkemizde son 15 yıl içinde neler yaşadığımızı, ne kumpaslar, ne algı operasyonları yediğimizi hatırımızda tutarak. Alman dış istihbarat teşkilatı BND’nin resmî yayın organı DW, Türkçe versiyonunda önceki gün Rusya’daki Baykal Gölü'nün kenarında tek başına yaşayan, 20 yıldır emekli olduğu hâlde çalışan Ljubov Morechodova adlı kadınla röportaj yapmış. Yaşadığı yerde âdeta bilgeleşmiş kadın “Ben boş duramam” diyor ve devam ediyor: “İnsanlar hiçbir zaman mutlu değil. Her şeyi kötü buluyorlar. Kiminin çok fazla paraya ihtiyacı var, kiminin de saraya. Üç tahta ve üstüne bir örtü, insan daha fazlasına ihtiyaç duymuyor. Öyle ya da böyle öleceğiz. İster sarayda, ister başka bir yerde.” Ne güzel söylemiş değil mi? Özellikle de daha çok para ve daha çok kazanma hırsıyla hayatını tüketen insanlar için. Üstünkörü baktığında DW adlı bu istihbarat aparatı “Süper bir gazetecilik” yapmış diyorsun. Kazın ayağı öyle değil işte. Bu konuşmada geçen “SARAY” anahtar kelime. Putin’i devirmeye yönelik başlatılan Navalny tezgâhının yanı sıra Erdoğan’ı sürekli SARAY kelimesiyle yan yana anmak da aslında hep gündemlerinde. Bu röportaj, algı operasyonlarının bir parçası olarak yalnızca küçük bir çalışma.  Emekli rus kadını şöyle diyor: “Öyle ya da böyle öleceğiz. İster sarayda, ister başka yerde...”Tayyip Erdoğan, başkanlık sistemi için işlevsel olacağına inandığı için inşa ettirdiği, muhalefetin ise ısrarla “Saray” diye sıfatlandırdığı Külliye’yi, Allah gecinden versin emr-i Hak vuku bulduğunda, öteki âleme götürecek değil. “Biz bu yola kefenimizle çıktık” diyerek her türlü darbeye direnen, gerektiğinde canını ortaya koyan Erdoğan, verilmek istenen mesajdaki gibi korkar mı? Ama işte DW gibi provokatör yayın organları her türlü algının zeminini böyle ucuz numaralarla akıllarınca hazırlamaya çalışırken, Melih Altınok’un deyimiyle gücü sinsiliğinde olan Habertürk ekranlarına konuk olan bir eski CHP milletvekili de “Erdoğan dünyanın en zengin adamlarından biri” algısıyla hazırlanan kumpas zeminine bir odun daha atıyor. Niyetleri belli. Alevi vatandaşların evlerine çarpı işareti koyan ve bunun yaygarasını sosyal medyada eş güdümlü olarak yapmaya başlayan provokatör alçakların da, Kâbe’yi ayaklarının altına alan Boğaziçili LGBTİ’li faşistlerin de... Boğaziçi’ndeki provokasyonun üzerinden daha kaç gün geçti? CHP’nin eski MLKP’li il başkanının okulun dibinde eski yoldaşlarıyla bitiverdiğini balık hafızalı değilsek unutmadık. Bunlardan daha çok olacak, emin olun. Tüm bunların üzerine “Gıda spekülasyonuyla ilgili” yukarıdaki yazımı koyun ve bir karar verin. Bana da bildirin kararınızı.  

Fuat Uğur'un diğer yazısı
Eğer o tedarik zincirini halkın boynuna dolayanları pişman etmezseniz…

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.