Bitki deyip geçme!..

A -
A +
Ninem derdi ki; “Gün gelecek insanoğlunun yaptığı her şeye, kurtlar kuşlar otlar ağaçlar bile şahitlik edecek.” Hadi kurtları kuşları anladım da, ağaçlar otlar ne ola?
Kurt görür, kuş bakar belki şahitlik yapar, ama ya bitkiler? Araştırdım azizim; doğruymuş. Büyükler yine haklı çıktı ya... Ağaçların, otların, çiçeklerin ezcümle tüm bitkilerin algılaması da varmış hafızası da!
Hani şu hepimizin yalan makinesi olarak bildiği poligraf cihazını yapan Cleve Backster tarafından ispatlanmış. Efem Backster, 1960 yılında bilim çevrelerini allak bullak eden bir deneye imza atar. Düşünce ve duygu uyarısıyla insan gövdesindeki elektrik gerilimleri ölçen malum cihazı bitkiler üzerinde kullanmaya karar verir. Deneği ise, ofisindeki devetabanıdır. Elektrotları çiçeğin yaprağına bağlar. Bitkiyi suladığında galvanometre zikzaklar çizerek aşağı doğru iner. Oysa yukarı doğru bir hareket bekliyordu Backster. Yaprağı sıcak kahveye soktuğunda da beklediği tepkiyi görmez. Sonrasında kibriti alıp bitkiyi yakmayı düşündüğünde her şey değişir; bitki çılgınca galvanometrenin ibresini tavan yaptırıyordu. Nasıl yani? Bitki düşünceleri mi okuyordu?!.
Deneyler birbirini kovaladı. Bitkilerin sadece düşünceleri sezmekle kalmayıp çevrelerindeki her şeyi hissettikleri de çıktı ortaya. Yanlarında kaynar suya atılan karideslerin ölümlerini, hissediyorlar, hatta korkudan baygınlık bile geçiriyorlardı!..
Bir gün, Kanadalı bir kadın fizyolog Backster’i ziyarete gelir. Backster misafirine deneylerinden örnekler vermek ister. Bitkilerin tepki vereceği bir dizi eylemi sıralar. Ancak bitkilerin hiçbirinde herhangi bir tepki gerçekleşmez. Sanki bayılmış gibiydiler. Kadının gözünde deli bir araştırmacı konumuna düşmekten dolayı mahcup olan Backster, cihazda bir bozukluk olabileceğini düşünür, kontrol eder bir problem yoktur. O anda aklına bir soru gelir: “İşiniz, herhangi bir yönüyle bitkilere zarar veriyor mu bayan?” Kanadalı kadın şaşkın bakışlarla cevap verir; “Evet! Üzerinde çalıştığım bitkileri öldürürüm, kuru ağırlıklarını ölçmek için bir fırında pişiririm onları!..”
Bitkilerin bayılma sebebi artık bellidir. Misafirin salonu terk etmesinden 45 dakika sonra bitkiler kendilerine gelir ve deneylere tekrar tepki vermeye başlarlar. Backster bu örnekle de bitkilerin, insanların düşüncelerini sezdiğine artık emin olur…
Backster bir başka deney tasarladı. Asistanlarına aynı gün aynı saatlerde yapmak üzere farklı görevler verdi. Görevlerden biri gece yarısı gelip laboratuvardaki bitkilerden birini söküp parçalamaktı. Ertesin gün o gece bitkiyi parçalayan asistan içeri girdiğinde bütün bitkiler çılgınlar gibi haykırmaya başladı (galvanometrelerin ibrelerinin tavan yapmasını böyle adlandırıyor). Bu deneyden anlaşıldı ki bitkiler sadece hissetmiyordu, aynı zamanda hafızaları da vardı! Akabinde Amerika’da bazı adlî vakalarda bitkilerin şahitliğine başvurulmaya başlandı. Bitkiler asla yanlış netice vermiyordu çünkü yalan nedir bilmiyorlardı...
Medical World News dergisi 21.03.1969 tarihli sayısında Backster’ın çalışmalarının tümüyle bilimsel olduğunu bildirmiştir… “İlahi kamera”yı umursamayan veya inanmayanlar... Fenni bilim de defalardır ispatlıyor ki; milyarlarca da şahit var...


Ninem diyor ki; Gözlüye gizli yoktur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.