“Ben o adamlardan değilim... Ben Selahaddin’im!..”

A -
A +
Türkiye’nin gelişmesini, millî ve manevi yükselişini, iktidarın yerli ve millî duruşunu, halkın iradesini temsil etmesini, bütün toplumu kucaklamasını; süper projelerin ülkede mantar gibi çoğalmasını önlemek için 15 Temmuz’da Türkiye’ye karşı en büyük “Haçlı Seferi” açıldı.
Hedef Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı yok ederek Türkiye’yi karışıklığa sürükleyerek parçalamak ve Batı’nın sömürgesi yapmaktır.
Bu saldırıların ilki tarihte 27 Kasım 1095’te Papa II. Urban, Fransa’daki Clermont Katedrali’nde önemli bir açıklama yapacağını ilanı ile başladı.
Papa’nın daveti üzerine halk kiliseye akın eder, binlerce insan kilisenin dışında kalır ve Papa’yı dışardan dinler. Papa uzun ve tutkulu sözlerle din kardeşlerinin çektiği acıları anlatarak şöyle der: “Doğu Hıristiyanları yardım bekliyor, Türkler, Hıristiyan topraklarının merkezine ilerliyor. Burada yaşayanlara kötü muamele ediyor ve kiliselerini kirletiyor. Batı Hıristiyanları Doğu’yu kurtarmak için harekete geçsin, hem zenginler hem yoksullar gitsin. Haklı bir savaşa katılarak Tanrı adına çalışmalıdırlar, Tanrı onlara öncülük edecektir.”
Papa II. Urban’ın yaptığı çağrı ile yüzlerce yıl devam eden Haçlı Seferleri böyle başladı.
“Kutsal toprakları Müslümanlardan kurtarmak” ve aslında Doğu’yu talan etmek üzere 600 bin kişilik vahşi sürüsü geçtikleri yerleri yağmalayarak asıl hedefleri olan Kudüs’e yöneldiler. Kudüs’ü beş hafta boyunca muhasara edip 15 Temmuz 1099 tarihinde ele geçirdiler. Mihrap-ı Davut’a sığınan Müslümanlar üç gün dayanabilip eman dileyerek teslim oldular ama Haçlıların Müslümanlara karşı tutumu korkunç oldu.
Bu sefere katılan tarihçi FULCHERİUS bu vahşeti şöyle anlatıyor: “Bizim şövalyelerimiz ve yayalar, Müslümanlar canlıyken boğazlarından yuttukları altınları bağırsaklarından çıkarmak için bunları öldürür öldürmez karınlarını deştiler, ellerinde kılıç şehirde dolaşıp kimseyi canlı bırakmadı, merhamet dileyenleri, Mescid-i Aksa’ya sığınıp, merhamet dileyenleri bile öldürdüler.”
Böylece Haçlılar, Kudüs’te 70 bin kişiyi kılıçtan geçirdiler. Görgü tanığı Tarihçi RAİMUNDUS, eserinde, yolların cesetlerle kaplanmış olduğunu ve dizlerine kadar yükselen kan birikintileri içinde yürümek zorunda kaldığını kaydediyor.
Bu bilgiyi sizinle paylaşmama sebep 15 Temmuz 1099 tarihinde Haçlıların Kudüs’ü işgal ve katliamına özenen 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin mimarının tüylerimizi diken diken eden bir sosyal medya paylaşımıdır. FETO diyor ki:
"Haçlının ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir. Çünkü sizinle onlar arasında kırmızı çizgiler vardır. Bir kere onlar sizin kadınınıza kızınıza ilişmezler. Mabedinize ilişmezler, ilişmemiş Haçlılar..."
Meraklıları (feto-elebasi-gulenden-haclilar-guzellemesi–2016–08–22.html ) adresinden izleyebilir. Yorumu size bırakarak bir de Kudüs’ün Haçlılardan kurtarılmasındaki Müslüman duruşunu hatırlayalım.
20 Eylül 1187’de Selahaddin Eyyûbî Kudüs’ü kuşattığında Hittin Muharebesinde imha olan Haçlılar eman dilediler. Kudüs Komutanı İbelinli Balian teslim şartlarını görüşürken Selahaddin Eyyûbî’ye kendilerinin Kudüs’ü alırken yaptıkları Müslüman katliamını hatırlatarak kendisinden karşı bir katliam yapmamaları için garanti isteyince Selahaddin Eyyûbî; “Ben o adamlardan değilim, ben Müslüman’ım, ben Selahaddin'im, kadınlarınız, çocuklarınız, yaşlılarınız ve insanlarınız güvendedir…”  demiş ve sözünde durmuştur... 
Bırakın tarihçileri, Hollywood’un filmcilerinin bile teslim ettiği bir hakka (Bkz: Kingdom of Heaven-Cennetin krallığı” filmi) tecavüz eden ve daha önce de Papa’yı ziyaretinde “Burada (Vatikan’da) ölmeyi düşlüyorum” diyen FETO’nun bu Haçlı hayranlığı nereden geliyor dersiniz?...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.