Evet, bulduk!..

A -
A +
 
Karadeniz’deki “Sakarya Gaz Sahası” Türkiye için yepyeni bir devir açmış bulunuyor… On yıllardır bugünü bekliyorduk. Nihayet o gün geldi. “Her arayan bulamaz, ama bulanlar arayanlardır…” Aramaya devam!..
 
 
Son iki gündür dünya haber ajansları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklayacağı müjdeye kilitlenmişti… Ajanslarla birlikte dünya piyasalarının ve yatırım merkezlerinin de gözü kulağı Türkiye’de idi. İlgili çevreler, Reuters ve Bloomberg gibi ajansların haberlerinin neye işaret ettiğini çoktan tespit etmişti! Hepsi, bundan böyle nasıl bir ülke, nasıl bir ekonomi ve nasıl bir dinamizm ile muhatap olacaklarını dikkatle, titizlikle değerlendiriyorlardı… Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle, “Türkiye; Tarihinin en büyük doğalgaz keşfini gerçekleştirmişti.” Ve bu bilgi bizler kadar onları da heyecanlandırmıştı elbet. Dün saat 15.00 itibarıyla resmîleşen duruma göre, Türkiye ve bölge için yepyeni bir dönem söz konusu. Karadeniz’de, “Sakarya Gaz Sahası” olarak adlandırılan bölgede, Türkiye’nin keşfettiği zengin doğalgaz yatağı, net olarak ülkemizi bir üst lige taşıyacak. Doğalgaz bakımından yüzde 98’ler mertebesinde dışa bağımlı olan (Petrolde de yüzde 95’ler seviyesinde) Türkiye, artık bu bağımlılık prangasından kurtulacak ve zaman içinde enerji ithalatçısı konumdan enerji tedarikçisi ülke durumuna yükselecek. Bütçesindeki en büyük harcama kalemi ve ‘cari açık’ sebebi, artık tamamen ortadan kalkacak…
Son kırk sekiz saatte özellikle yabancı ajanslardan geçen haberlerde, 800 milyar metreküplük rezervden bahsettiği için, Sayın Cumhurbaşkanının yalnızca kesinleşen miktarı, yani 320 milyar metreküplük bölümü telaffuz etmesi sebebiyle, bazı zihinler karışmış olabilir ve yüksek beklenti sebebiyle bir parça moral bozukluğu yaşayanlar olabilir. Ancak şuna dikkat etmemiz gerekiyor. Hâlihazırda bulunan kaynak 3500 metre derinlikte. Denizin o bölgedeki derinliği 2100 metre. Yani 1400 metre denizaltında kara tabakası delinmiş bulunuyor. Daha da derine inilecek ve yapılan tespit ve kestirimlere göre altta mevcut olan iki katmanda da daha büyük miktarda gaz çıkarma ihtimali kesin diyebiliriz. Bunun için biraz sabır göstermemiz gerekiyor… Üstelik gazın çıkarıldığı bu bölge 2000 kilometrekarelik bir alan. Ayrıca arama yapılan ve yapılacak olan 6000 kilometrekarelik alan daha var ve burada da yüksek miktarda doğalgaz rezervinin mevcudiyeti kuvvetle tahmin ediliyor. Yani Karadeniz’de bugün için kesinleşmiş miktarın çok üzerinde gaz elde etme imkânımız mevcut. Bundan daha sevindirici bir haber olabilir mi?
Ve dün açıklanan müjde yarınlar için daha büyük müjdelere gebe… Zira Türkiye Oruç Reis ve Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemileri ile Fatih, Yavuz ve Kanuni sondaj gemilerinin mülkiyetine sahip olmakla, bu alanda en donanımlı ve en geniş imkânlara sahip beş ülkeden bir durumunda… Bu imkân ve kabiliyetleri, Türkiye’yi alanında bambaşka noktalara taşıyacak. Yakında Doğu Akdeniz’deki arama faaliyetlerinden de sevindirici haberlerin alınabileceği ifade edildi. Kaldı ki, yalnız denizlerde değil, karada da aynı yoğunlukta petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri devam ediyor. Karadeniz’deki keşfin çeşitli açılardan çok avantajlı ve rekabet açısından büyük önem taşıyan yönleri var. Bunu bilhassa belirtelim. İngiltere Kuzey Denizi'nde 150 sondaj yaptıktan sonra petrol bulabildi. Aynı şekilde Norveç 30 derin sondajdan sonra beklediği keşfi yapabildi. Türkiye ise, dokuzuncu derin sondajla birlikte bu büyük rezervi buldu… Daha başka sevindirici yönleri de var. Birincisi 3500 metre derinlikte, yani beş-on bin metre derinliğe göre daha satha yakın noktada bulunması. İkincisi kalite bakımından çok iyi durumda olması. Üçüncü olarak, 2023 yılına kadar gerekli hazırlıkların tamamlanıp, gazın kullanıma sunulması planı… Bunların her biri tek başına o kadar önemli ki...
Türkiye jeopolitik konumu itibarıyla, Batı için bir enerji iletim koridoru olmak için her bakımdan açık ara önde… Hâlen Türkiye topraklarından geçen ve geçecek olan petrol ve doğalgaz boru hatları bunun göstergesi. Ancak gelinen noktada sahip olduğumuz imkânlar ve bundan sonraki çalışmalarla birlikte, Türkiye mutlaka önemli bir enerji tedarikçisi ülke konumuna gelecek. Bunun yolu sonuna kadar açılmıştır. Sadede gelirsek, enerji meselesi her devlet için bir millî  güvenlik meselesidir… Enerjide dışa bağımlı ülkelerin gerçek manada bağımsız politikalar gütmesi mümkün değildir. İşte bu keşiflerle Türkiye, enerjide dışa bağımlılıktan kurtulma yolunda tarihî bir hamle yapmış bulunuyor. Bunun devamı da gelecek. Ülkemiz, milletimiz ile dost ve kardeş ülkeler için hayırlı olsun!.. Daha nice müjdelere…
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.