G.Saray’ın armağanı

İyi kapanan, yarım sahayı kullandığı için diri kalan Antalyaspor, lider takımdan puanı kaptı, gitti…

G.Saray, hani şu liderlik koltuğunda oturan takım, kendi sahasında lige yeni çıkmış takımdan 6 gol yiyen çok değişik bir Antalyaspor buldu karşısında. Tam takım kendi sahasında kademeler hâlinde dizilen Antalyaspor, her şeyi G.Saray’a bırakarak hem fiziksel açıdan hep diri kaldı tam saha kullanmadığı için hem de iyi sıkışarak kademeleri iyi belirleyerek koca oyunda benim notlarıma göre toplam üç veya dört tane G.Saray şutuna izin verdi ki, bu şutlardan sadece Belhanda’nınki şuta benzerdi.
Peki, böle bir oyun formatı karşısında G.Saray ne yapmalıydı? Bir kere rakip ceza alanındaki kalabalıkta duvar olacak bir oyuncuya ihtiyacı vardı. Sahadaki G.Saray’da bunu kimse yapabildi mi, hayır ama yapabilecek bir tek oyuncu vardı, o da ön libero oynuyordu; Donk yani.
Devam edelim, böyle bir yarım saha oyununda hücum ağırlıklı oynayacak takımda mutlaka kolayca rakip eksiltebilen, hareketlenmiş arkadaşlarına araya top bırakabilecek oyunculara ihtiyaç vardır. Peki, G.Saray’da yarım porsiyon Belhanda’nın dışında bu tip bir oyuncu var mıydı, yoktu diyebiliriz. İşte hâl böyle olunca maçın favorisi olarak görülen zaten ligin de lideri olarak sahaya çıkan G.Saray, hiçbir şey yapamadı. Tabii ki Emre Kılınç’ın oyundan atılışı da G.Saray’ın daha rahat hücuma çıkışına bir başka engel oluyordu.
Şimdi size maçın en hazin ve en acıklı hâlini anlatacağım. Tribündeki Fatih Terim mi yoksa kulübedeki teknik adamlar mı bilmem, Ömer’i devrede soyunma odasında bırakıp yarım porsiyon bile diyemeyeceğimiz Falcao’yu nasıl oyuna soktular? Nitekim 23 dakika dayanabildi bu Falcao denen pahalı emekli. Sormak isterim; Ömer’e yazık olmadı mı ey teknik adamlar?
G.Saray bu maçta kendi sahası olmasına rağmen puan kaybederken sarı kart cezasına yakalanan Marcao’yu ve artık evinde oturacak Falcao’yu da kaybetti.

MAÇIN ADAMI: Linnes