Suriye’de savaş durdurulmalı

A -
A +
Rusya ve Türkiye’nin başını çektiği, Astana’da yapılan tarihî Suriye zirvesinde Türkiye-Rusya ve İran ateşkes ihlallerini üçlü ortak mekanizma ile izleme ve uygulamasını sağlama konusunda uzlaştılar. Astana Zirvesi’nin hedefi, 30 Aralık’ta Suriye’de Rusya ve Türkiye’nin çabası ile ilan edilen ateşkesi güçlendirmek, yoğun ateşkes ihlallerinin önüne geçmek.
Astana Zirvesi’nde ilk kez Suriye’de sahada savaşan tarafların temsilcileri (DEAŞ, El-Nusra ve PYG hariç) bir masa etrafında buluştular. Buna ilave sahada en etkin olan Rusya-Türkiye ve İran’ın zirvedeki varlığı sonuç almayı kolaylaştırıyor. Astana Zirvesi’nden güçlü-denetlenebilir ve kalıcı bir ateşkes ile insani yardımların ihtiyaç duyulan noktalara ulaştırılması neticeleri alınırsa amaç hasıl olur. Türkiye muhalif grupların; Rusya rejim güçlerinin garantörlüğünü üstlenmişti. Astana zirvesine, Şii milisler  ve Hizbullah üzerinde söz sahibi olması nedeniyle İran da dâhil edildi. Daha önce Cenevre’deki görüşmelere sadece siyasi muhalefet katılmıştı. Astana’daki zirveye askerî muhalefet de geniş bir katılım sağladı. Yazıyı kaleme aldığım saatlerde zirve henüz sonuçlanmamıştı. Ama Rusya-Türkiye ve İran’ın ortak açıklaması yeterli ipuçlarını verdi.
30 Aralık’ta ilan edilen ateşkesi Türkiye-Rusya ve hatta rejim destekliyor. İran ve İran’ın sahadaki grupları ile ABD’nin, ateşkesi can-ı gönülden destekledikleri söylenemez. İran savaşın devamından yana. Çünkü savaş süresince her gün yeni bir yeri kontrol altına alıyor. Aynı şeyi  PYD-YPG yapıyor. ABD de Rusya’nın bu diplomatik başarısını hazmedemiyor. 6 aydır Suriye muhaliflerinin yüzüne bakmayan ABD, muhalif gruplara yardım etmeye başladı. El altından muhalif gruplara “Astana’ya katılmayın” mesajları gönderildi. Rejim güçleri ve muhalif gruplar genelde ateşkese uydular. Ateşkesi İran’ın kontrolündeki Hizbullah ve Şii milisler bozuyor. Şii milisler ve Hizbullah, Şam’ın çevresinde muhaliflerin kontrolünde olan Doğu Guta ve Vadi Barada yerleşim birimlerine saldırmaya devam ediyorlar. Doğu Guta, Suriye ordusunun uçaksavar dâhil birçok çakılı silahının bulunduğu yer ve muhaliflerin elinde. 250 bin nüfuslu stratejik bir yer. Şam’a Ankara’nın Çubuk ilçesi gibi bir mesafede. Vadi Barada ise Şam’ın içme suyu kaynaklarının olduğu bir yer. Muhaliflerin kontrolünde. Lübnan’dan Şam’a geçiş yapacak Hizbullah militanları bu vadiyi kullanmak zorunda.
Bu nedenle Hizbullah, bu stratejik yeri muhaliflerin elinden almaya çalışıyor. Şu anda ateşkesin en çok bozulduğu yerler bu iki bölge. Ateşkese uyum konusunda Hizbullah, Suriye rejimini değil, İran’ı dinliyor. İşte, Türkiye-Rusya ve İran ateşkes ihlallerini üçlü ortak mekanizma ile izleyecek ve uygulamayı denetleyecek.
Hem Rusya hem de Türkiye, Suriye’de savaşın durmasını istiyorlar. Bu savaşı durdurmanın ilk şartı kalıcı ateşkesi sağlamak. Eğer kalıcı ateşkes sağlanabilir ve ihtiyaç duyulan yerlere insani yardımlar ulaştırılabilirse barışın konuşlanabileceği bir zemin yakalanmış olur. BM’nin de devrede olması ve Cenevre sürecine atıf yapılması önemli. Türkiye sadece Rusya ile kafa kafaya kalmamalı. Cenevre görüşmelerinin yapılacağı 6-7 Şubat’a kadar sıkı ve ihlal edilmeyen bir ateşkes sağlanırsa Cenevre görüşmelerine kalıcı barışın konuşulacağı bir zemin hazırlanmış olur. Eğer Cenevre’de Rusya-Türkiye ve İran ağırlıklarını koyarlarsa barış için umutlar artar...
 
                     TÜRKİYE IRAK’TA SAHNEYE İNİYOR
 
ABD’nin eski Başkanı Barack Obama’nın pasif ve öngörüsüz dış politikası yüzünden ABD kendi elleri ile Irak’ı âdeta İran’ın kucağına bıraktı. İran Şii milislerini ve diğer imkânlarını kullanarak Irak’ın her yanını kontrol altına almaya başladı. Şii olmayanlara hayat hakkı tanımayan yayılmacı bir politika izliyor. Sünni grupların liderlerine-kanaat önderlerine suikastlar düzenliyor. Bağdat merkezî yönetiminde Sünnilere hayat hakkı tanınmıyor. Bu mezhepçi yaklaşım yüzünden DEAŞ gibi eli kanlı bir örgüt taban tutabiliyor.
Irak’taki gelişmelerden her alanda etkilenen Türkiye, Irak’taki Sünni grupları bir araya getiriyor. Amaç; Irak’ın bölünmesine engel olmak, İran’ın tek taraflı dayatmalarını dengelemek. 7 ayrı Sünni grup bir araya getirildi ve çatı bir yapı oluşturuldu. Bu çatı yapı aynı zamanda 2018 Irak seçimleri için hazırlık yapacak. Bütün Sünni grupları bir araya getirip merkezî hükûmette hak edilen oranda temsil imkânı bulmak için çalışacaklar. Ürdün-Katar-Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi ülkelerinde bu çatı yapıya destek vermeleri sağlanıyor. Kuzey Irak Yerel Yönetimi de bu yapıyı destekliyor. Amaç İran’ı dengelemek. Bu çatı yapının kurulmasını destekleyen Türkiye, Irak’ta bir yandan DEAŞ’la mücadele edecek birlikler yetiştirirken bir yandan da Sünni grupları bir araya getiriyor. Öte yandan Sincar’daki PKK varlığı yakından takip ediliyor. Türkiye yaz ortalarında Suriye’deki ağırlığını Irak’a kaydıracaktır.
PKK Sincar’dan çıkmaz veya çıkarılmaz ise Türkiye Sincar’a müdahale edecektir. Türkiye artık bölgesel bir güç olmanın gereklerini kimseye sormadan kendi inisiyatifi ile yapmaktadır, yapmaya devam edecektir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.