Tevfik Fikret'in kemikleri sızlamıştır!..

Ve de… "Federasyon Fenerbahçe'nin önerisini reddedecek" iddialarının kulislere yayıldığı bir süreçte…

Galatasaray Spor Kulübü Tüzüğüne göre "Galatasaray Yönetim Kurulunun 'doğal üyesi' olan" Galatasaray Lisesi Müdürü Vahdettin Engin, TV ekranlarına çıktı ve dedi ki; "Bir tarihçi olarak benim kanaatim; tarihin devamlılığı açısından sadece 1959 sonrasını kabul etmek doğru değildir. Bunlar ciddi organizasyonlardır. Orada futbolcuların terleri ve emekleri vardır. Bunları yok saymamak gerekir."

Ve program sonuna kadar, "Fenerbahçe'nin tezlerine destek vermek için" elinden geleni ardına koymadı.

TV ekranına çıkacağı öğrenilince, Sayın Müdür'e birçok Galatasaray üyesi rica etmişler; "O ekrana çıkmayın, kendinizi de, sizi o makama tayin edenleri de zor durumda bırakırsınız. Galatasaray camiası 'kendi içinden gelen' böyle bir darbeyi hazmedemez…"

Geri adım atmayan Sayın Vahdettin Engin çıktı ekrana, "Ben tarihçiyim, Osmanlı döneminin uzmanıyım" diyerek ve "Türkiye'de futbolu o yıllara kadar götürerek", Galatasaray Kulübü'nün "Yıldızlar savaşında öne sürdüğü, üstelik belgeli argümanları çürütmek için elinden geleni yaptı. 

Tabii, sosyal medyada kıyamet koptu; Fenerbahçeliler "Galatasaray Lisesi Müdürü'nü âdeta 'savaş kahramanı' mertebesine" çıkarırlarken, Galatasaray cephesinden çok sert eleştiriler geldi.

Galatasaray'ın duayenlerinden Ahmet Şenkal "Bu konuşma, son derece manasız, lüzumsuz ve zamansızdı. Müdür Bey, rakip camianın mesnetsiz argümanlara dayanarak yaptığı başvuru için kamuoyu oluşturma gayreti içinde görülüyor. Bu çıkışını son derece uygunsuz buluyorum. Bu söyleşi, atandığı zaman kendisine karşı gösterilen reaksiyonun ne kadar doğru olduğunu bir kez daha göstermiştir" derken, eleştiri dozunu başka Galatasaraylılara karşı epey hafif" tutmuştu." 

Bu tayinin yapıldığı zamanı hatırladım. Ben de "böyle bir tayinin olmaması gerektiğini" defalarca yazmış ve "eşyanın tabiatına aykırıdır" demiştim.

Tayinine karşı itirazlar yoğunlaşınca Sayın Müdür, "Fenerbahçe Kulübü'nden istifa ettiğini" açıklamıştı. Anlaşılıyor ki, en azından "zihniyet olarak" istifa etmemiş.

Galatasaray Divan Kurulu Üyesi bir arkadaşım bu haberi alınca, bana telefon etti ve ne olup bittiğini anlattı. Sonunda da şu soruyu sordu: "Ortada 'zihniyet bakımından' tam bir Truva Atı görüntüsü yok mu?.."

Gülerek cevap verdim; "Bu soruyu bana soracağına, Divan Kurulunda yan yana oturduğun bazı duayenlere sor. Tayinden sonra müdürü ziyaret etmişler, saygılarını sunmuşlardı. Liseci takımı da 'Neye itiraz ediliyor, O Galatasaray Lisesinde okudu. Elbette okula müdür de olabilir' yaygaraları ile tayini alkışlamışlardı. O Liseci takımına da sor. Bakalım ne diyecekler?"

Ve bir soru daha; "Bu zat, rahmetli Tevfik Fikret'in koltuğunda oturmaya hangi ruh hâliyle devam edecek?.." 

Bu sorunun cevabını da, "O zaman bu tayine karşı çıkan ve gerekçelerini de ortaya koyan açıklamalar yapan, dahası bugün de çok da haklı çıkan" Mustafa Cengiz Yönetimi çok sert bir bildiri yayınlayarak cevap verdi; "İstifa et!.."

Bildiri, bütün Galatasaraylıların ruhiyatını temsil ediyordu; helal olsun!..