Bir asırlık hastalık!

A -
A +

Porto önündeki Beşiktaş’ı izledikten sonra insanın ‘maç seyir zevki çıtası’, ‘heyecan eşiği’ gibi ölçüleri değişiyor elde olmadan. 
Önceki geceden kalan son adrenalinim Marsilya-Konya maçının sıkıcı ilk yarısında kayboldu gitti. 
İki takımın da sık pas hataları, bir türlü yükseltemedikleri tempo aslında Konya’nın işine geliyordu. Geçen sezon Osmanlı’yla Avrupa’da taktik destanlar yazan Mustafa Reşit Akçay Hoca yine bloklar arası kompakt futbolun rakibine çıkaracağı zorlukları iyi planlamıştı. Payet gibi bir star dahi bu kalabalık Konya blokları arasında acemileri oynuyordu sanki. 
İşler Konya’nın istediği gibi giderken bizim futbolumuzun neredeyse bir asırdır (nasıl olduğunu anlamak mümkün değil) çözüm bulamadığı (!) yan top zaafı hortlayıverdi. Adil Rami kafasını çalıştırınca Marsilya altın bulmuş gibi sevindi. 
Öne-baskılı-dikine-isabetli oynamaya çalışmaya başlayan Konya, Bourabia’nın üst direkte patlayan bazukası bir karış alttan gitse puana da uzanabilirdi. 
Kötü başladı Konya ama Mustafa Hoca bu işi burada 
bırakmaz. 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.