ANAYASA

A -
A +
Bizde bilgi birikimini çoğaltarak devam ettirmektense yıkarak yok etme alışkanlığı daha fazla. 1921 Kanuni Esasi'si  1876 Kanuni Esasisini, 1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, 1921 Kanuni Esasi'sini, 1961 Anayasası, 1924 Anayasasını, 1982 Anayasası 1961 Anayasasını ortadan kaldırdı. 1982 Anayasasında çok sayıda değişiklikler yapıldığından yamalı bohçaya döndü. 1960 darbesi, her şeyi alt-üst etti. Sonraki yaşanan bütün krizler haddi zatında 27 Mayıs kanlı darbesinin sahile vurma etkileridir. Başka milletler 1775'lerden beri  aynı anayasayla yaşarken bizde en uzun ömürlü anayasa 55 sene ile 1876 tarihli Kanuni Esasi'dir. Anayasalarımızla alâkalı bir başka gerçekse darbe mahsulü olmalarıdır. Turgut Özal'ın Başbakan olarak iş başına geldiğinden 1983'ten beri aranan sivil anayasadır. Başkanlık rejimi de o günlerden beri tartışılmaktadır. Tartışmalar, şu günlerde olgunlaşma raddesine gelmişe benziyor. Başbakan Binali Yıldırım ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni anayasanın mahiyetinde anlaşmış görünmekteler.
Belli-başlı maddeleri şöylece sıralamak mümkün:
-Başkan, 5 yıl süreyle seçilecektir. İkinci kere seçilme hakkı vardır.
-Başbakanlık olmayacaktır. -Başkan Yardımcılığı olacak, Başkan yardımcısı Başkanla beraber seçilecektir. -Başkanlık seçimiyle Milletvekilliği seçimi aynı tarihte yapılacaktır. -Başkan, Hükûmeti meclis dışından isimlerle kuracaktır. Bir milletvekili, Bakan olarak nasp edilince milletvekilliğinden istifa edecektir. -Başkan, kararname çıkartma salahiyetine sahip olacaktır. -Başkanın TBMM'ni fesh etme salahiyeti olmayacaktır. -TBMM'de senato gibi bir isimle ikinci bir meclis bulunmayacaktır. -TBMM, Başkanı, Hükûmetin icraatlarını, Bütçeyi denetleyecek ve kanunları yapacaktır. -Anayasa, eyalet ve federasyon gibi şekillenmelere kapalı olacaktır. -Devlette yasama, yürütme ve yargı diye kuvvetler ayrılığı olacaktır. Anayasa referandumu için biz, bu sütun ve tv'lerden 23 Nisan 2017 tarihini teklif etmiştik. O gün TBMM'nin kuruluş yıldönümüdür. Aynı zamanda Mi'rac Kandilidir. Böylece sabah millet, gece ümmet vazifemizi yapmış oluruz. Anayasa inşa edilince. Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu da yenilenecektir. Düşünülen yeni anayasada ilk 4 madde aynı kalacağı nakledilmektedir: Devletin şeklinin Cumhuriyet olması, Başkentin Ankara olması, mevcut Bayrağımızla mevcut İstiklal Marşımızın aynen devam etmesi, devletin dilinin Türkçe olması, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, devletin hukuk devleti, sosyal devlet, insan haklarına saygılı devlet olması, üzerinde herkesce mutabakat sağlanmıştır. "Atatürk milliyetçiliği" ise Turhan Feyzioğlu'nun ortaya attığı ve buradan nasılsa anayasaya giren bir cümledir. Kişi milliyetçiliği olmaz. Bunun olmayacağına dair çok sayıda makale yazılmıştır. Kişi milliyetçiliği ilme aykırıdır. Laikliğe gelince, dine karşı idareyi zalimleştiren, ceberrutlaştıran dayatmacı bir laiklikçilik değil, daha dengeli, hoşgörülü, imân ve ibâdete hürmetkâr, devletin müşfik yüzü olabilecek bir laiklik ilkesi esas alınmalıdır. 1982 Anayasasının kaleme alınışının kötü olduğunda hukukçular hemfikirdir. Bu sebeple 4 maddenin tek maddeye toplanması daha isabetli olur. Türk vatandaşlığını tanzim eden 66. Maddeye gelince: "Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür" cümlesi yerinde kalmaktaymış. Daha evvel "anayasal vatandaşlık"tan söz edilmekteydi. Sarfınazar edildiği anlaşılmakta. Yeni yapılacak anayasada şöyle denebilir: "Vatandaşlık yoluyla Türkiye Cumhuriyeti Devletine bağlı olan her Türk vatandaşı, anayasa ve kanunların kendisine tanıdığı haklarla hür ve eşit ferdlerdir. Vatandaşlık, doğumla veya vaki müracaatın kabulüyle kazanılır." Islah edilmeyen 66. maddenin ileride yine sıkıntılara sebep olmasından endişe ederiz. Sil baştan bir anayasa yapılıyorsa bu yeni metni Türk, Kürt, Rum, Ermeni vs herkes benimsemeli. Dışımızdaki dünya Türk ve Müslüman sıfatlarını birbirinin yerine kullanabilmekteler. Kürtler gibi Müslüman unsurlar, belki bu gerçekle ikna edilebilir. Ama gayrı müslim azınlıklar, vatandaş olunca nasıl Türk olmaktadır? Aklı selimin, gerçekçiliğin hakim olmasını, geçmişten ders alınmasını, kalıcı, zamana dayanıklı bir anayasanın inşa edilmesini temenni ve tavsiye ediyoruz. Herkes "benim anayasam" diyebilmeli. Parti veya partiler anayasası olarak görülmemeli, devletin esas teşkilat kanunu, milletin de esas kanunu olmalıdır. Sadece Başkanlığı kotarıp diğerleri pürüzlü kalırsa Başkanlık da rahat çalışamaz. Meclis, barış ve huzur getiren bir anayasa yapabilmeli.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.