ELÇİYE ZEVAL OLDU!..

A -
A +
Atasözümüz meşhurdur; hatta o kadar meşhur ki gündelik dilde bile "elçiye zevâl olmaz!" diye sık sık kullanılır. Hakîkaten elçiye kıyılmaz, dokunulmaz. Çünkü o bulunduğu ülkenin misafiridir. Kaldığı mekân da zaten devletinin toprağı sayılır.  Bundan dolayı yabancı misyon, diplomatik  imtiyazlara sahiptir. Buna rağmen 1970'li yıllarda çok sayıda sefirimiz ve sefaret mensubumuz, muhtelif devletlerde vazifesi başında iken Ermeni terör örgütü ASALA tarafından şehit edilmiştir. Bizde de İsrail'in İstanbul başkonsolosu, 1971'de komünist militanlar tarafından kaçırılarak katledilmişti. 
Nadirattan görülen bu elçiye kıyma hadisesini bu defa Ankara'da yaşadık. Önceki akşam Rusya Federasyonu'nun Ankara Büyükelçisi Andrey G. Karlov, örgüt mensubu genç bir polis tarafından 9'u doğrudan sefire olmak üzere 11 el kurşun sıkılarak katledildi. Maktul sefir, Türkiye'de sevilen bir insandı. Uçak krizi sonrası Türkiye-Rusya münasebetlerinin düzelmesi için çok gayret sarf etmişti. Öldürülmesi bir resim sergisi açılı esnasında oldu. Katil, güya Halep'teki insanlık ayıbını kınamak için bu katliamı yapmış. Halbuki bu  slogan, cinayetteki asıl maksadı gizlemek içindi. Daha olay işitilir işitilmez "uçak düşürmekle yapamadıklarını bu defa elçi katlederek yapmak istiyorlar!" diye herkeste aynı ortak kanaat hasıl oldu. Bir başka ifadeyle 15 Temmuz darbecileri, yeni tutunma yolları arıyorlardı. Neyse ki ne Moskova ve ne de Ankara bu tuzağa düşmedi. İki taraf da krizi iyi yönettiler. Hileyi, hainliği hemen görerek birbirlerini destekler mahiyette beyanatlar verdiler. Şüphesiz ki Türkiye ve Rusya'nın birbirlerine yaklaşmaları, bazı merkezleri tedirgin etmektedir. Adnan Menderes'in Amerika'dan istediği krediyi alamayınca Rusya'ya yönelmesinin neye mal olduğunu unutmamak lâzım. Ancak bunu unutmamak korkmak adına değildir. Allah'a imân eden, neden niçin korksun? Unutmamak tedbir almak ve uyanık olmak içindir. 
Bu menfur saldırının oluş biçimi, eş zamanlı gelişmeler ve maksadına dair ilk ândan bu yana söylenmedik söz, yapılmadık tahmin kalmadı. Biz, onlara ilâveten en azından bir kısmı dile hiç gelmemiş bazı gerçekleri daha yazacağız. Bunların üzerinde düşünmek sadece bu hadiseyi aydınlatmayacak, yarınlarımıza da yarayacaktır:
1. Katilin öldürülmesi, yanlış olmuştur. Katledilmesi yerine tesirsiz hâle getirilerek diri yakalansaydı bugün elde malûm örgüte dair çok önemli bilgiler olabilecekti. Meselenin bu tarafı kurcalanmaya değer.
2. Cinayet üzerine teröristin aynı evi paylaştığı ev arkadaşı polisler de nezaret altına alındılar. Devletin kılcal damarlarına kadar nüfuz etmiş bu örgütle 15 Temmuz'dan bu yana amansız bir mücadele verildiğine asker, yargı, polis, maarif hallaç pamuğu gibi atıldığına göre nasıl olur da polisin nerede ve kimlerle kalıyor diye iskan şekli gözden kaçar?
3. Bir sefir, koruma almayabilir. Ancak onun en ciddi şekilde korunması gerekmez miydi? Şehittepe ve Kayseri’den sonra Ankara'da da Rus sefirinin katledilebilmesi istihbarat ve koruma üzerine düşünmeyi mecbur kılmaktadır.
4. Bunların hepsinden daha mühim olansa şudur:
Katil, 1994 doğumludur. AK Parti iktidara geldiğinde o, 9 yaşında bir çocuktur. Bu iktidarın işbaşında olduğu bir zamanda bu devletin ister özel ve isterse resmî okullarında okuyarak yetişmiştir. FETÖ okulları, diğer örgütler, darbe ihaneti  vs topyekûn düşünülürse demek ki bu okullardan aynı zamanda vatan hainleri, bölücüler, mankurtlar ve katiller de mezun olmaktadır. Bu da "millî eğitim" unvanlı maarifimizin yüz yıllık muhteva sakatlığından ileri gelmektedir. Sene başlarında bedâva kitaplar, masalara kondu ama o kitaplarda ne yazıyordu buna eğilen pek olmadı. Tahsil süresini lüzumsuz yere uzatmaktan öte bir şey yapılmadı. Bu iktidar, birini de dün Avrasya Tüneliyle yaşadığımız gibi çok eserler verdi. Ne var ki eğitim alanında büyük hata, eksik ve yanlışlar oldu.
Mes'eleye bir de böyle bakmalı. 
Bu ülkenin çocukları, dönem dönem sosyalist, Kürtçü, himmet ehli diye bu milletten devşirilmiştir. Bu netice, cinayet daha büyüktür.
Bir musibet, bin nasihatten evladır.
Vaki olan musibetten dersler çıkartmalı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.