II. CUMHURİYET DÖNEMİ

A -
A +
Ya gölgesinden ürken bir ruh hâliyle vesayete râzı bir devlet olmak veya meydana çıkıp dünya ile yarışmak...
Garplı emperyalistlerin, 24 Temmuz 1924'te Lozan'da bize biçtikleri hayat, örtülü manda döneminin başlangıcıdır. I. Cumhuriyet böylece doğmuştur. Adnan Menderes günlerinden gelen hazırlıklar ve o hazırlıklarla 16 Nisan 2017'de başlayacak yeni dönemse II. Cumhuriyettir.
Türkiye'de daha evvel zaman zaman "II. Cumhuriyet" sözü telaffuz edilmişti. Fakat 1960 sonrasındaki de 1980 sonrasındaki de tutmamıştı. 16 Nisan 2017, fiilen "İkinci Cumhuriyet"in başlama takvimi olacaktır. Devletin yenilenme takviminin başlangıcıdır. Gerçek istiklâle kavuşmadır.  
12 Eylül 1683 Viyana bozgunundan 16 Nisan 2017 Halk oylamasına kadarki tarihimiz sevinçler, kahramanlıklar, hüzünler, ihanetler, darbeler vs. vs. tarihidir. Bunlar büyük bir malzeme ve arşivdir.
24 Temmuz 1908 II. Meşrutiyetin ilânı, 29 Ekim 1923 Cumhuriyetin ilânı, 23 Temmuz 1924 Lozan Andlaşması, 1923-1937 arası inkılaplar, 1923-1946 dönemi, çok partili hayat, 1950-1960 Dönemi, 27 Mayıs 1960 darbesi, 1961 Anayasası, 1970-80 arasındaki anarşi, terör ve 5 bin gencin ölmesi, 12 Mart 1971 Muhtırası, 12 Eylül 1980 Darbesi, 1982 Anayasası ve bu anayasada yapılan 18/19 değişiklik, 1980 başlarında ASALA, 1984'ten itibaren PKK ve diğer terör olayları ve terör yoluyla 40 bin civarında ölümler, 1990-2000 arası faili meçhul cinayetler, 10 yılda bir gelen askerî darbeleri takip eden yine 10 yılda bir karşılaşılan ekonomik krizler, 28 Şubat 1997 Cunta Darbesi , 2001 ekonomik felaketi, Anayasa Mahkemesi'nin 367 zoraki içtihadıyla cuntanın emrine girmesi, 27 Nisan 2007 E muhtırası, yerli ve millî olanların giderek vesayet zincirlerini kırmaya başlamaları, kamusal alan yalanının çöpe atılmasıyla kalbinde imân olanların da eşit vatandaşlığa geçebilmeleri ve nihayet 15 Temmuz 2016 tarihli darbe teşebbüsü ve bunun ardından başlayan anayasa değişiklik arayışıyla Anayasa Komisyonu'nun 18 Maddede mutabık kalması ve  bu mutabakatın halkoyuna sunulması için YSK'nın 16 Nisan 2017 takvimini tesbit etmesi...
Anayasa faaliyetimiz, 209 yıllık sancılı bir maziye sahiptir. "Üst aklın" harekete geçirttiği 1789 Fransız İhtilali'nin etkisiyle bizde Anayasaya doğru yürüyüş 29 Eylül 1808 günkü Sened-i İttifak Anlaşmasıyla başladı, 1839 Gülhane Hattı Hümayunuyla devam etti, onu 1856 Islahat Fermanı tâkip etti, 23 Aralık 1876'da ilk defa Kanun-ı Esasi ilân edilerek iki kanatlı meclis açıldı, 1878'de feshedilen Meclis-i Umumi, 1908 II. Meşrutiyet'inden sonra tekrar toplandı.
Sened-i İttifak'la başlayan anayasa hukukuna dair ilk adımdan 16 Nisan 2017'ye gelinmektedir. Bu tarih son değildir. Güçlü anayasa, güçlü devlet ve güçlü ekonomiyle inşa edilir. Bu anlamda baktığımızda evvela banknotlardan 6 sıfır atılarak TL'ye "para" olma itibarı kazandırılmış, enflasyon yüzde 70'lerden 7'lere çekilmiş, dünyaya IMF'yi gönderme hayreti yaşatılmış, sağlık ve bayındırlıkta tarihe altın harflerle yazılacak yüksek muvaffakiyetler elde edilmiştir. İşte bu inancı önceleyen hamlelerle kendine güven duygusuna kavuşan vatandaş, 15 Temmuz'da tankın üzerine çıkabilmiştir.
18 Mart 2017'de temeli atılan "18 Mart 1915 Çanakkale Şehidler Köprüsü" inşallah ismine lâyık muhteşem bir eser olacaktır. Orhan Gazi, Süleyman Paşa ve ecdadın ruhu şâd olmuştur. Bu köprüyü nasıl tanıtıyoruz?
-3689 metre ile "dünyanın en uzun köprüsü".
Avrasya Tüneli için ne dedik?
106 metreyle  "dünyanın en derin su altı geçidi".
Bizim "Câferi Tayyar Havalimanı" adı verilmesini teklif ettiğimiz yeni havalimanı için ne diyoruz?
-"Dünyanın en büyük havalimanı!"
Dünün "Hasta Adam"ı en'lerle sömürgeci dünyaya nal toplatmakta.
12 Eylül 1683 Viyana hüsranı ve sonrasında gelen 26 Ocak 1699 tarihli Karlofça Anlaşması ile 26 Ağustos 1071'den, 26 Ocak 1699'a kadarki 628 senelik zamanda ilk defa vatan kaybı acısını yaşıyorduk. Son vatan kaybı acısına ise 23 Temmuz 1924'te Lozan'da imza atıldı. 1924'ten 24 Ağustos 2016'daki Fırat Kalkanı Harekâtı'na kadar sürekli savunmada kaldık.
Lozan'da masada olan ve olmayan emperyalist devletler, Türkiye’yi "yurtta sulh, cihanda sulh" diyerek buna mecbur bırakmışlardı. Onlardan akıl alınacak, borç alınacak, faiz ödenecek, petrol alınacak, sanayi ve endüstri mamulleri alınacak, ilaç alınacak, moda alınacak, ama göze batar kalkınma ve büyüme yaşanmayacaktı.
Bizde anayasalar, özü itibariyle medeni kürklü vahşi Batı'nın ana fikrini yazdığı metinlerdi.
O metinler bozuldu, bozulmakta ve bozulacak.
16 Nisan'dan sonra II. Cumhuriyet dönemiyle birlikte devlet, güçlenecek, büyüyecek dosta güven ve düşmana korku salacak. O güven, Kongo'da Kongolu bir imam efendinin halka Türkçe hitap ederek Türkiye’deki anayasa referandumu için "evet" demeye çağrı yapması, o korku 11 Mart 2017'de Rotterdam'da emperyalizmin titremesiyle başladı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.