"AVRUPA DEĞERLERİ" DİYE BİR MASAL!

A -
A +
"Avrupa değerleri" sözü son zamanlarda sıkça telaffuz edilmekte. En fazla da Aile Bakanımızın Rotterdam'da yaşadığı zulüm üzerine idarecilerimiz, bu sözü çok zikrettiler. Zira Türkiye Cumhurbaşkanının tele-konferansla vatandaşlarına hitap etme hakkı engelleniyor, bakanlarımız, Avrupa ülkelerine sokulmuyor, ülkeye kabul edilenler de Rotterdam’daki gibi vahşetlere maruz kalıyordu.
Üstelik bunu yapan devletler, diğer Avrupa devletleri tarafından tek kelimeyle dahi kınanmıyordu. Hâlbuki, bunları Türk diplomat ve devlet adamlarıyla Müslüman Türklere reva gören Avrupalılar, PKK ve diğer terör örgütlerine kapılarını ardına kadar açıyor ve onlara kelimenin tam anlamıyla yardım ve yataklık yapıyorlar.
Bunun en son örneğini İsviçre'de gördük. Kaldı ki İsviçre, dünyadaki bir kaç tarafsız devletten biridir. "Tarafsız" ama kime karşı tarafsız? Kendi içlerinde tarafsız. Bu tezi inkâr etseler de mızrak, artık çuvala sığmıyor. Aynı İsviçre'nin bir İslâm memleketi mevzubahis olduğunda tarafsızlığı düşünülemez. Bunun böyle olduğunu yalnızca son terör örgütleri yürüyüşü değil, o yürüyüşte Türkiye Cumhurbaşkanı’na pankart üzerinden silah doğrultma olayı bütün çıplaklığıyla gösterdi.
Yeni nesil Türkler, sandılar ki "Haçlı zihniyeti", "Haçlı seferleri" tarihte kaldı. Hayır! O zihniyet, İslâm’a kara sevdalı olan Türklere karşı daima teyakkuzda.
Nefret bir insanlık suçudur.
Ama hangi insana karşı nefret?
Kendi aralarında suçtur!
Bir Müslümana, hele Müslüman Türk'e karşı nefret suç değil, hak olarak görülmekte. Yahudilerin kendi ırkları dışındakileri insandan saymadıkları bilinir. Şu uygulamalar gösteriyor ki Haçlı dünyası da Müslümanları insandan saymamakta. Onun içindir ki Almanya'da Türklerin evleri defalarca kundaklanarak nice Türk canlı canlı yakıldı. Onun içindir ki Danimarka'da Sevgili Peygamberimize -aleyhisselam- hakaret eden karikatür yayınlandı. Onun içindir ki Türkiye, yarım asrı aşkın bir zamandır AB kapısında bekletilmektedir.
Sene 1962, sene 2017.
Türkler Alman, Fransız, Hollandalı vs vs olmadılar. Hıristiyanlaşmadılar. Milliyetlerini kaybetmediler. Bir Avrupa şehrinde Türkiye aleyhine en ufak hadise olduğunda Türk bayrağını alıp sokaklara dökülmekteler.
Avrupalı, Türklerin dinlerine, dillerine, milliyetlerine düşkünlüğünü, tarihe bağlılığını, bugün olmuş hınzır eti yememesini bir türlü anlayamıyor. Onların hesabına göre bu temizlikçi Türkler, geldiklerinden bir süre sonra eziklik duygusu içinde kendi aslından utanıp Hıristiyanlaşacaklardı. Hiç öyle olmadı. Türkler, tersini yaptılar. Onlar, Türkiye'dekilerden fazla dindarlaştılar, millî şuurları gelişti ve pırıl pırıl nesiller yetiştirdiler. Avrupa, Türklerle Türkiye’yi vuramadı. Onların eline kala kala terör örgütleri kaldı. Bu döküntülerle Türkiye'ye gözdağı vermek istiyor fakat ağızlarına yüzlerine bulaştırıyorlar. Değerleriyle çelişiyor, insan içine çıkamaz hâllere düşüyorlar.
Avrupa'da nüfus gerilerken Viyana hüsranını unutmamış Türkler, çoğalmakta.
Türkler, demokrasiyi benimserken Avrupa ırkçılığa batmakta.
Avrupa, bugün Haçlı- faşist sentezini benimsemiştir.
Avrupa için biz ve ötekiler vardır.
İsrail, Filistinlilere hangi gözle bakıyorsa Avrupa da Müslüman Türk'e aynı gözle bakmaktadır. İsveç'ten İsviçre'ye, Avusturya'dan Almanya'ya, Danimarka'dan diğerlerine kadar manzara budur.
Avrupa yani Haçlı gerçeği budur.
AB bir hikâyedir.
Avrupa Değerleri bir masaldır.
Sosyal hayatları bile bir değer kalmadığını göstermektedir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.