KIZILAY'A KULAK, AÇLARA EL VERMELİ!

A -
A +
 
 
Biz, Vahiy Medeniyeti, biz  Merhamet Medeniyeti mensuplarıyız. Biz, yalnızca kılıç kuvveti, pazu farklıyla Cihan Devleti/Süper Güç olmamıştık. Yeniden Cihan Devleti olmamız da yalnızca bunlarla olmayacak. Biz, iyi insan olmanın Allah'ın kullarına, hayvanlara ve diğer canlılara hizmetle mümkün olduğunun idrakinde soylu bir milletiz.
Bir söz vardır; buruktur, hüzün renklidir ve elbette doğrunun tâ kendisidir.  "Osmanlı gitti, huzur bitti" der. Osmanlı, dünyanın muvazene/denge unsuru, sulh sebebiydi. Çünkü o ecdâdımız, kendi ecdâdından miras aldığı merhameti, girdiği topraklara atlarının nallarıyla nakış nakış işlemişti. O atlar, o akıncılar "nizâm-ı âlem içün/dünya düzeni, adaleti için" koşarlardı.
Yirminci Asır denen yüz karası çağın başında Devlet-i âli Osman'ın ufuklardan ağır ağır çekilmesiyle Türkiye dâhil, O'nun hükümran olduğu bütün coğrafya huzura, adalete, rahat günlere hasret kaldı. Türkiye gibi bazıları darlığa, yokluğa zulüm yönetimlerine düştü. Bazıları vesayet altına girdi. Bazıları uzun seneler hürriyete, bazıları da istiklâle hasret kaldı. Tamamı Vahşi Haçlı'dan talimat alır oldu.
Ağır nankörlükler, fecî cinayetler işlenmişti. Büyük tövbeler edilmiş, makbul pişmanlıklar yaşanmış olmalı ki biz, hamdolsun ciddi anlamda toparlandık. Şimdi gittiğimiz ufukların şafağından yeniden söküyoruz. Bu şafak, bizim aydınlığımızdır. Yarasaların kaçışması, kuzgunların ürkmesi bundandır.
Bizden kopan veya koparılmış milletlerin bugün hiç birinde huzur yok. Balkan ülkeleri, Kafkaslar, Afrika, Orta Doğu hep öyle. Her ne şekilde kopmuş olursa olsunlar; onları ihmal edemeyiz Biz  Anadolu, Rumeli, Afrika ve Asya topraklarında aynı gök kubbe altında ve aynı bakır renkli topraklar üstüne birlikte nefes alıp vermiş olduğumuz ve olmakta olduğumuz insanların bazılarıyla dindaş, bazılarıyla soydaş, bazılarıyla kültürdaşız.
Bugün OMT/Osmanlı Milletler Topluluğu iklimindeki bazı memleketler, Vahşi Batı yahut Vahşi Haçlı'nın petrol içiciliği, yer altı madenleri soyuculuğu sebebiyle terör esareti altında. Vahşi Haçlı'nın vekâlet savaşçısı terörün girmediği, talan etmediği İslâm ülkesi yok gibi. Afganistan'dan Irak'tan Somali, Sudan ve Libya'ya kadar manzara dehşet verici. Kimisinde El Kaide, beridekinde Boko Haram, diğerinde DEAŞ, öbüründe PKK ve benzerleri mevcut.
Kızılay’ın çığlığına göre bugün Yemen, Güney Sudan ve Doğu Afrika'da insanlar açlıktan ölmekte. Evet, doğru okudunuz:
Yemen, Güney Sudan ve Doğu Afrika'da Allah'ın kulları açlıktan ölmekteler. Biz evimizde, lokantada, uçakta yemek artıklarını çöpe dökerken insanlar, açlıktan ölmekteler.
Üstelik sadece onlar da değil. Somali de tamamen refaha kavuşmuş değil. Latin Amerika ülkesi Venezuela da Vahşi Haçlı'ya direndiği için açlık ve sefalet içinde.
Ey Vahiy Medeniyeti'nin,
Ey Merhamet Medeniyeti'nin güzel evlâtları!
Daha evvel büyük dedelerimizin, dün de Osmanlı dedelerimizin rüzgâr kanatlı atlarının nallarıyla nakışlayıp huzur, adalet ve barış götürdüğü gasbedilmiş, yağmalanmış topraklarda bugün gözyaşları var. Sudan, tek devletti. Güneyi Hıristiyan ve zengindi. Vahşi Haçlı, orayı zorla Kuzey Sudan ve Güney Sudan diye ikiye böldü. Güneyi güya müstakil bir devlet yaptıktan sonra alacağını alıp açlığa, sefalete ve yokluğa terk edip gitti.  
Şimdi her birimize düşen Türk Kızılayı'nın sesine kulak, bu aç insanlara da el vermektir. Veren el, hayrlı eldir. Kısa mesaj atarak küçük meblağlarla değil, bir ailenin en azından bir günlük masrafı, bir çocuğun giyim kuşam bedeli gibi paraları, Kızılay'ın katılım hesaplarına veya Halk Bankasındaki IBAN numarasına yatırmalı. İmkânları zorlayarak bunu ihmal etmemeli.
Allah, hayrınızı kabul buyursun. Merhamet Medeniyeti'nin kurucusu Sevgili Peygamberimiz  -aleyhisselam- şöyle buyurmaktalar:
-Sadaka verenin, rızkı artar ve duası kabul olur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.