YENİ DÖNEM

16 Nisan 2017 tarihli anayasa değişikliğinin ilk uygulaması dün gerçekleşti. Böylece “Yeni Dönem"e de ilk adım atılmış oldu. Sn Tayyip Erdoğan 979 gün sonra tekrar partisine döndü. Kurucu lider, Adalet ve Kalkınma Partisine "5. Evladım" diyor. Baba, 33 ay sonra  5. Evlâdına kavuştu. Partili Cumhurbaşkanlığı fiilen yeniden başladı.

Bu suretle 27 Mayıs'ın bir tortusu daha temizlenmiş oldu.

Tarihin de böylece yazacağını tahmin ettiğimiz hakikat şudur:

-Tayyip Erdoğan, bir dâvâ adamıdır!..

Kendine bir yol haritası çizmiştir. Karşısına çıkartılan bütün engellemelere rağmen azim ve kararlılıkla hedeflerine yürümektedir:

Beyoğlu İlçe Başkanlığı, İstanbul İl Başkanlığı, İBB Belediye Başkanlığı, bu arada yaşanan bir şiir okuma yüzünden hapis yatma ayıbı, hapisten çıkınca AK Partiyi kurması, partisini açık ara farkla iktidara taşıması, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı.

Derken 15 Temmuz'dan sonra Başkanlık arayışının MHP ile de mutabık kalınarak "Cumhurbaşkanlığı Sistemi" olarak değiştirilmesi. Cumhurbaşkanlığı Sistemi dâhil anayasada 18 maddelik değişikliğin halkoyuna sunulması ve kabulü. Böylece "Partili Cumhurbaşkanlığı" yolu açılmıştır.

Şu resmettiğimiz hayat hikâyesi, bir uzun ve zorlu yoldur. Büyük bir kararlılık, liderlik çapı ve mücadele azmi ister. Hakkı teslim etmeli ki Recep Tayyip Erdoğan, en ümitsiz ânlarda bile karamsarlığa düşmedi, Allah'tan ümidini kesmedi.

Bunun en unutulmaz misali 15 Temmuz gecesidir. Sn Cumhurbaşkanı o gece ailesiyle birlikte Bodrum'daydı. Darbeye kalkışıldığı anlaşılınca misafir kaldıkları tesisin sahibi Rodos Adasının yakın olduğunu, oraya geçebileceklerini teklif etmesine rağmen, O, bu teklifi reddedip TV'lere bağlanarak halkı meydanlara çağırdı ve kendisi de Yeşilköy Havalimanına, ateş ortasına indi.

Hep demişizdir; Recep Tayyip Erdoğan'ın muvaffakiyetinin 4 sebebi vardır: 1- İyi bir aile reisi olması. 2- Çok dua etmesi. 3- Çok dua alması. 4- Çok çalışması...

Arkasında milletin ve ümmetin duası vardır.

Çok çalıştığını herhâlde en amansız hasmı bile kabul eder.

Bundan dolayı AK Parti 15 yıldır girdiği her seçimi kazanagelmekte. Partisi bütün seçimleri kazandığı gibi kendisi de 10 Ağustos 2014'te AK Parti'nin de oyunu aşarak yüzde 52'yle Cumhurbaşkanı seçildi. Cumhurbaşkanı seçilince de "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi" denen yeni bir yere taşındı. Çankaya Köşkü, Başbakanlık oldu. Hayli ses getiren bu yenilikler, tesadüfün eseri değildir.

İlk 3 Reis-i Cumhur partiliydi. 1961 Darbe Anayasası, Cumhurbaşkanlarını sembolik konuma getirdi. Zaten 27 Mayıs darbesinden sonra her genelkurmay başkanı kendini tabiî olarak Cumhurbaşkanı adayı diye görmeye başladı. Devlet, fiilen Başbakanlık sivilde, Cumhurbaşkanlığı askerde şeklinde ikili bir tasnif yaşıyordu. 1960'tan sonraki Cumhurbaşkanlarından sadece dördü sivildir.

Sn Erdoğan, 2 Mayıs 2017'de partisine üye oldu. 21 Mayıs'taki olağanüstü kongrede ise partinin kaptan köşküne geçecek. Böylece 3 Kasım 2019 Seçimleri için koşu başlamış olacaktır. 16 Nisan 2017-3 Kasım 2019 arası bir geçiş ve hazırlık dönemidir. Arada 2019 baharında Mahalli Seçimler de var. 3 Kasım 2019'a kadar Başbakanlık devam edecektir.

Genel seçimlere kadarki zaman içinde partiler arası ortak akılla TBMM Tüzüğü, Seçim Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu gibi intibak kanunları hazırlanacaktır. Ancak devlet de hızlanacaktır. İçerideki mes'eleler bir yana dışarıda da dünya kadar ciddi problem mevcuttur.

Devlette devamlılık esastır.

"Geçiş dönemi" diye hiçbir iş yavaşlayamaz.

Cumhurbaşkanı kendisi bizzat ifade etti ki bundan böyle hem parti, hem hükûmet ve hem de devlet hayatında çalışma sür'ati artacaktır.   

İki asırlık kaybı da böylece kapatabiliriz.

Allah, utandırmasın.

Hayrlı olsun...