HALK OYLAMASI, HALK PARTİSİNİ SARSTI!..

A -
A +
Daha halk oylaması mes'elesi gündeme geldiğinde CHP'nin AK Parti-MHP destekli referandumu kaybedeceği ve partide yeni bir mücadelenin başlayacağı belliydi.
CHP yönetiminin, 51,4'ün geçersiz sayılması için YSK'ya ve Danıştay'a gitmesi, buralardan eli boş dönmesi üzerine de AİHM'ye gitmeyi düşünmesinin asıl sebebi parti içi muhalefeti susturmak, olağanüstü kurultay isteklerini uyandırmamak ve genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun yerini sorgulatmamak içindi.
AK Parti başta olmak üzere CHP'nin rakibi olan partilerin Sn. Kılıçdaroğlu için "8 kere seçim kaybettin yine yerindesin!" Eleştirisine parti içi muhaliflerin katılmaması mümkün değil. Ancak bugüne kadar seslerini çıkartmıyorlardı. Şimdiyse parti içi mücadele başladı ve giderek kızışacak. Referandum sonrası Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı ilk tavrı eski genel başkan Deniz Baykal koydu. Sn. Baykal'ın bir kaset kumpasıyla genel başkanlıktan düşürülme acısını içinden attığı düşünülemez. Böyle bir zamanı bekliyor olduğu aşikârdır. Fırsatı bulunca da yüklendi. YSK, düşünülüp vazgeçilen AYM, Danıştay ve bir ümit beklenmeyen AİHM ihtimalinden sonra eski genel başkan, yeni genel başkana âdeta talimat verdi:
-Eğer, 2019'da Cumhurbaşkanı adayı olmayacaksan kurultaya gidiniz!
Bu ilk çıkış ve ilk hamleydi. Baykal taraftarları da bu çıkışla şöyle bir kıpırdadılar. Ama aynı Baykal'ın "Abdullah Gül, yüzde 49'un adayı olabilir" sözü partide tepkilere yol açtı. Yüzde 51,4'ün karşısındaki hayırcıların başına geçmeyi 11. Cumhurbaşkanına teklif ediyor. Cumhurbaşkanlığı yapmış bir isim olan Sn. Gül'ün böyle bir teklife "evet" demeyeceğini tahmin ederiz.
Deniz Baykal, meclisteki en kıdemli politikacıdır. CHP'yi iliklerine kadar bilir. Üniversite talebesi olduğundan beri bu hareketin içindedir. Partide değişik kademelerde vazife almışlığı vardır. Yerini geri alabilecek mi? Galiba çok zor.
Genel başkanlık için diğer çıkış yapan isim, Fikri Sağlar’dır. Referandum sonrası ve mahkemeler süreci ardından sarf ettiği "Asıl Tek Adam CHP'de" sözü sert bir çıkıştı. CHP'nin eskilerindendir. Kültür Bakanlığı yapmış, çok tartışılmış bir isimdir. 1991'deki SHP-HEP ittifakı gibi CHP-HDP seçim ittifakı taraftarı olduğu söylenmektedir. Çok şanslı görülmüyor.
Bir diğer isim Muharrem İnce'dir. Keskin dilli bir polemik adamıdır. 2014'te Kemal Kılıçdaroğlu ile girdiği genel başkanlık yarışında 740 oya karşılık 415 oy alma başarısını göstermişti. Bu rakama bakınca mevcut genel başkandan sonra en güçlü adayın Muharrem İnce olduğunu söylemek gerekir. Ama genel başkan, il ve ilçe teşkilatlarına ve delegeye tam hâkim. Hâl böyle olunca dışarıdan gelip aday olmak isteyen TBB Genel Başkanı Av. Metin Feyzioğlu için de şans kalmamaktadır. Hâlbuki belki de en isabetli aday Sn. Feyzioğlu'dur.
Buna rağmen siyasette 24 saat uzun bir zamandır. O dünya sürprizlerle doludur. Ragıp Gümüşpala'nın vefatından sonra AP genel başkanlığına Sadettin Bilgiç'in seçileceğine kesin gözüyle bakılıyordu. Ama birden bire Süleyman Demirel seçildi. Keza Alparslan Türkeş'ten sonra da Tuğrul Türkeş'in seçilmesi bekleniyordu. Devlet Bahçeli seçildi.
Sonuç olarak kaçınılmaz görünen CHP'nin yine bir olağanüstü kurultaya gideceğidir. Bu kurultayın sert ve kıran kırana geçeceği, adı geçen isimler etrafında kümelenmeler olacağı da bellidir. Belli olan bir başka gerçekse Kemal Kılıçdaroğlu'nun delege hâkimiyetidir. Eğer bu hâkimiyet aşılamazsa Sn. Kılıçdaroğlu, kurultaydan galip çıkar.
Böylece...
CHP'de bir şey değişmez.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.