YATSI ÇOKTAN OLDU!

A -
A +
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Washington'dayken Fethullah Gülen'in Washington Post gazetesinde bir makalesi yayınlatıldı. "İntişar etti" veya "yayınlandı" değil de "yayınlatıldı" dememizin sebebi, böylesi işlerin pîr aşkına değil, para aşkına  olmasındandır.
Adı geçen kimse, o makalede 15 Temmuz'dan "menfur askerî darbe" diye söz ediyordu. 20 senedir Amerika'da yaşadığından, bu teşebbüsle bir alâkası yokmuş, iftiraya maruz kalıyormuş. Ne var ki bunları dedikten sonra da Batıyı NATO eliyle Türkiye'ye müdahale etmeye çağırıyordu. Çağrı, satır aralarından gayet net şekilde okunabilmekte.
Bundan böyle kıyamete kadar inanılacak ki 15 Temmuz darbe ve işgal teşebbüsünün arkasında kendini "Mehdi" zanneden, taraftarlarına da bunu inandıran, kendisine "Kâinat İmamı" diyen ve taraftarlarına da dedirten bu kişi vardır. Onun arkasında da bugün sığındığı ve hâlâ Türkiye'ye saldırmasını istediği Vahşi Batı bulunmaktadır. İkrar etsin veya etmesin bütün dünya bu gerçeği bilmektedir. Buna rağmen O, darbe teşebbüsünden güya nefretle söz etmekte, iftiraya uğradığından dem vurmaktadır. Bu lakırtılara aklı başında kimse kanmaz.
Teröristler de ifadelerinde aynı şeyleri söyleyeceklerdir. Örgüt başı, onlara daha ilk günden "suçlamaları inkâr edin!!!" diye haber yollamış. Çatı Dâvâsı'nda yaşanan budur. Askerî kanadın 1 numaralı darbe müteşebbisi, damadıyla beraber baştan sona ihanetin içindeyken hiç sıkılmadan ve mahkeme hey'etinin gözünün içine baka baka yalan söyledi. Darbe teşebbüsünden haberi yokmuş, hareketin içinde değilmiş, kalkışmaya tv'deki alt yazıdan öğrenmiş. "Yurtta Sulh Konseyi" denen eşkıyanın diğer mensupları da böyle konuşmakta veya böyle konuşacaklardır. Şu safhada olsun hatadan dönme fazileti, suçu kabullenme mertliğini gösteremiyorlar. Hâlâ Pensilvanya menşeli yalanlarla ayakta kalmaya çalışılmakta. Hapishanelerde "bayramlıklarınızı giyin, bayramda kurtulacaksınız! şayiası yayılmaktaymış. Güya Hazreti Ömer -hâşâ- Pensilvanya Alamut'undaki örgüt başına giderek bu haberi vermiş. Daha sade biriyle teşriki mesai edemezler!!!
Polisler, savcılar, hâkimler, mahkemeler ve Yargıtay; takıyye ve bukalemunlukta usta, yalan söylemekte eşsiz bu kimselere asla kanmamalı. Asla merhametlerini israf etmemeli. Asla vicdanlarını sele kaptırmamalı.
15 Temmuz tarihimizin en büyük ihanet teşebbüsüdür. Bugün olmuş örgüt elebaşı, güç aldığı merkezleri Türkiye'ye müdahale için kışkırtmaktadır. Hiçbirinde pişmanlık yok. İdeolojik bir katılık içindeler. 249 şehid ve 2500 gazi onlar için bir şey ifade etmiyor. "Biz, Çanakkale'de 250 bin şehit verdik, 249'un lafı mı olur?" diyorlarmış. Pişmanlık gösterenlere de hemen inanmamalı. Bu sebeple bu dâvâlara en az 10 yıl kıdemi olmayan hâkimler, savcılar bakmamalı. Ayrıca dosyalarda bilirkişi olarak ilahiyatçı, psikolog ve askerler de çalıştırılmalı ve fakat dâvâlar asla uzayıp gitmemelidir.
Güneş balçıkla sıvanmaz.
TRT'de "Yurtta Sulh Konseyi"nin bütün yurtta sıkıyönetim ilan ettiği, yönetime el koyduğu duyurulurken; TBMM bombalanıyor, MİT bombalanıyor, Polis Özel Harekât Merkezi bombalanıyor, Cumhurbaşkanı "ölü veya diri" olarak ele geçirilmek için her şeytani yol deneniyor, vatandaşların üstüne kurşun ve bombalar kusuluyordu.
Bugün iddia edilmekte ki Pensilvanya'daki örgüt başının da şimdi Çatı Dâvâsında sanık olan "Yurtta Sulh Konseyi" mensuplarının da olan bitenden haberi yokmuş! Zira zaten darbe teşebbüsüne "tiyatro" diyerek onu anlam kaymasına uğratmak istemişlerdi.
Bu iddialara bebekler inanmaz, kargalar da güler. Allah, muhafaza buyursun ya bir de muvaffak olsalardı? O zaman  ne der, ne yapar, yolda nasıl yürür, kendilerine hangi kahramanlığı layık görürlerdi?
Failler, müstahak oldukları cezaya çarptırılmazsa şehidlerin, gazilerin ve onların yetimlerinin, öksüzlerinin gözü yaşlı eş, ana ve babalarının elleri dünyada ve ahirette sorumluların yakasında olur.
Yatsı çoktan oldu, mum çoktan söndü.
Humeyni gibi dönüş rüyaları bitti.
Sahte kahramanlıklar kül oldu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.