Atacaksın arkadaş aa taa cak sınn

Başlarken;            
“Ya Real Madrid’in kaçırdıkları?” diye sormayın lütfen. Onu İspanyollar yazsın...
***
Tüm ‘kalbimle’ Galatasaray’ın kazanmasını istedim.
Buna karşılık ‘mantığım’ da yüksek sesle konuşuyordu: “Beraberlik iyi sonuç.”
Duygularım anlaşılabilir ama mantığımın sesi açıklamaya muhtaç...
Öncelikle “Real Madrid çok kötü durumda” diyenleri pistten alalım.
PSG’den fark yiyip, Brugges’le berabere kaldıktan sonra bir de Mallorca’ya yenilince ‘algı’ öyle yerleşti...
Alakası yok...
Real Madrid -beklenen kadar- iyi değil belki ama “Hayır efendim” yazıldığı gibi de kötü değil. Bak İspanya puan durumuna, anlarsın.
Hadi, diyelim ki öyle...
İyi de Galatasaray ne durumda?
Soruyla cevap arayalım.
l Sivasspor karşısında alınan galibiyetin ‘mimarı’ kim?
l Muslera o 3 Sivas tehlikesini ‘defetmeseydi’ Andone ‘başrole’ çıkabilir miydi?
***
İtiraf edeyim böyle bir başlangıca az rastladım.
Galatasaray 10 dakikada kelimenin tam anlamıyla cirit attı Real Madrid yarı alanında.
Nasıl da umutlandım.
Sonra...
Sonra, al sana Deja vu! ( Bir olayı daha önce yaşamış olma duygusu)
O gün Sivasspor’un yakaladıklarını bu kez Real Madrid’in Muslera’sı topladı... (Courtois’nın hakkını teslim edelim)
***
Andone’yle -hem de iki kez- Babel’le, Belhanda’yla kaleci Courtois’nın -vesikalık fotoğrafını çekecek kadar- burnunun dibine girmişsin...
Burnunun dibine!
Sonra, yok efendim üçlü savunma, beşli bilmem ne...
Heyhaaat!
Atacaksın arkadaş...
Aa taa caak sınn.
Gerisi hikaye...
Son ana kadar ruhumuzu terketmeyen umudun mürekkebiyle, başkalarının yazdığı hikaye.

MAÇIN ADAMI: Courtois