Süleyman Soylu’nun sözleri sizi neden rahatsız ediyor?

A -
A +
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Meclis'te yaptığı tarihî konuşmanın üzerinden günler geçti ama yankısı devam ediyor. 
Kendine bağımsız, tarafsız gibi bazı sıfatlar yakıştıran kimi yazar çizer takımı Soylu'nun konuşmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor.
Dikkat ediyorum.
Özellikle terör örgütü PKK'nın siyasi ayağını temsil eden HDP'lilere yönelik sözlerden rahatsız olmuşlar.
Hangi sözden, hangi tespitten dolayı rahatsız oldular, ben gerçekten anlamadım. O konuşmayı yeniden hatırlayalım ve rahatsızlığını dile getiren beylere ve bayanlara soralım.
Süleyman Soylu, "PKK terör örgütü köye gitti, erkekleri evden çıkarıp kadınlara tecavüz etti... Alçaklar! Bak beni konuşturmayın" dedi mesela...
Bu bilinen ve fakat bugüne kadar Meclis çatısı altında dillendirilmeyen bir gerçekti.
Bunun dile getirilmesinden mi rahatsız oldunuz?
"Örgüte istihbarat sağlayan, belediye kepçesiyle çukur, barikat kazan, belediye aracıyla terörist cenazesi kaldıran, bombalı eylem yaptıran, teröristin adını cadde ve sokaklara veren, belediye binasında roketatar ve silah depolayan, arka odadaki Kandil'in müfettişinden talimat alan adamlara, elinde silah yok ve mağarada yaşamıyor diye göz yummuyoruz" dedi Süleyman Soylu...
Bundan mı rahatsız oldunuz?
"Teröriste terörist diyoruz, destekçisine de terörist diyoruz; ihbarcısına, iş birlikçisine, çocukları kandırıp dağa gönderen belediye başkanına terörist diyoruz; İmralı'daki devrik terörist başına terörist diyoruz. Koltuğu için birbirini yiyen Edirne'deki Demirtaş'a da, Karayılan'a da, tecavüzcü Biçirpinin Duran Kalkan'a da terörist diyoruz" dedi.
Bu cümlenin tamamından mı rahatsız oldunuz? Yoksa masumlaştırmaya çalıştığınız Selahattin Demirtaş teröristine terörist dediği için mi rahatsız oldunuz?
"Bizim yaptığımız sadece terörle mücadele değildir, bu aslında emperyalizmin bütün kollarıyla mücadeledir. Bu bir kalkınma mücadelesidir" cümlesinde sizi rahatsız eden söz hangisidir?
Soylu'nun kendisine laf atan HDP'lileri “Siz tırnakçılığa alışmışsınız zaten, milletvekiliniz adamın cebindeki telefonu çalıyor. Laf atma! Ama başka bir şey daha söyleyeyim; o telefonu asit kuyusuna atsan da içindekileri çözebilecek teknolojiye ulaştık” cevabıyla yerle yeksan etmesi mi sizi rahatsız etti?
Ya da...
HDP'li vekillerin PKK'nın katliamlarına ses etmemesine öfkelenip, "Sizin az buçuk haysiyetiniz olsa siviller için başsağlığı dilersiniz. Haysiyetsizler, haysiyetsizler, haysiyetsizler. Bu çocukların hesabını vereceksiniz" diyerek şehit yakınları adına isyan çığlıkları atmasına mı takıldınız?
Veyahut...
PKK'nın şehit ettiği işçilerin fotoğraflarını gösterip "Bunlar emekçi, hiç utanmıyorsunuz değil mi? İşçi bunlar, işçi. Alın teriyle para kazanmak isteyenler. Bu katliamlara ses çıkaramıyorsunuz. PKK'nın kölesi olmuşsunuz" demesi mi zorunuza gitti. 
Bunların hangisinden rahatsız oldunuz? 
Madem itiraz ediyorsunuz, o zaman biz değil, siz söyleyin. İçişleri Bakanı'nın dile getirdiği bu olayların hangisi olmadı, hangisi yaşanmadı? Bir tekinin olmadığını, yaşanmadığını söyleyebilir misiniz?
Yoksa...
Yoksa, "Ohhh! Paralar PKK'ya gitmiyor, millete gidiyor. Oh, oh!.." sözlerini mi beğenmediniz?
Biz çok beğendik bu hareketi ama!..
Ne olacak şimdi?
Beğendik diye bize yine ve yeniden, "Yandaş" mı diyeceksiniz?
Diyebilirsiniz.
Biz de bundan zerre-i miskal gocunmayız.
Allah bizi; devlet için, millet için, bayrak ve toprak için mücadele edenlere "yandaş" yapsın da üç beş oy için PKK'nın siyasi ayağı HDP'ye yoldaşlık edenlerden eylemesin yeter ki...
Bu söylediğim çok mu ağır kaçtı, çok mu zorunuza gitti?
Ohhh!
İşte bu beni daha da mutlu etti!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.