Kadını anlamak -1-

A -
A +
Bütün kadınlardan ve gözü yaşlı çocuklardan özür dileyerek…
O, var olmanın şifresidir. Dünya kurulduğundan bu yana her problemin, her engelin çözücüsü, dikenli tarlaların goncası, susuz çöllerin vahası, beceriksiz ellerin mahareti, başarılı erkeklerin sebebi, başarısız erkelerin kamuflajı olmuştur.
Fakat bir türlü hak ettiği yeri alamamış, “koruduğu kolladığı, dünyaya getirdiği” erkeğin yanına şöyle bir kurulup oturamamıştır.
Buna da katlanmış, “nazik bedeninden, ince ruhundan katbekat meşakkatlere katlandığı gibi” yine de erkeklere yaranamamıştır.
Tarlada ırgat, evde hizmetçi, fabrikada işçi, onca çocukların bakıcısı dadısı bekçisi, aşçısı, terapisti, öğretmeni “hatta babası” olmuştur. Erkek bununla da yetinmemiş “daha” diye gürlemiştir.
Peki erkek ne ister kadından? İşte mesele tam da burada galiba. Çünkü “bazı erkekler”(!) istemeye alıştırılmış bir kere. Hep almış, aldıkça “yine ver” demiş.
Almaya alışan bencil yürekler vermesini bilemez ki. İstesen de vermez, bu yüzden insanlık adına; sevgiden, değer vermeden, merhametten, şefkatten, acıma hissinden, koruma ve kollama duygusundan yoksundur çoğu. Bu duygulardan mahrum biri, zaten insan sayılamaz, dünyanın en tehlikeli varlığıdır âdeta.
Böyle olduğunu gösteren sayısız örnekler var. Hiç hemcinsine saldıran hayvan gördünüz mü? Ama bir erkek (!) yıllarını paylaştığı, biricik çocuklarının annesi, hayat arkadaşını hunharca, gaddarca öldürebiliyor!..
Sosyoloji ve psikoloji başta olmak üzere, insanı inceleyen bütün bilim dalları bu konuda aciz kalmaktadır âdeta. Bir erkek “can” dediği birine neden ve nasıl kıyabilir? Açıklayabilen olsaydı zaten bu mesele de çözülmüş olurdu.
Akşam, “kadına şiddet” konusunu ele alan bütün TV kanallarını izledim. Hiç birinde; acımı dindirecek, kalbimi rahatlatacak bir izah bir teselli sözü bulamadım.
Sahi biz koşar adım nereye gidiyoruz? Ağaçların kesilmesine, Carettaların yuvasının bozulmasına, kıyıya vuran ölü balıklara, koparılan çiçeklere ağlayan, haklı ve cesurca höyküren bizler, kadınlarımıza neden gereken ihtimamı gösteremiyoruz? Ya da en acısı, neden yeri geldiğinde koruyamıyoruz? İşte insanlık duygularımızın sınavı burada yatmaktadır...
               Seyfettin Karamızrak
 
 
 
ŞİİR
 
                      Dost
 
Dost seçerken iyi seçim yapmalı,
Dost her zaman sırdaş, yoldaş olmalı,
Sana gerçekten arkadaş olmalı,
Dikkat etmeli ahmak dost olmamalı.
 
Ahmak dost insanın başına bela,
Akıllı düşman bile yeğdir,
Ahmak dost insana gerçekten cefa,
Zeki düşman bile ondan yeğdir.
 
Hiç değilse onda akıl var,
Ahmak dostta sanki ne var,
Akıl alınır akıllı dosttan,
Ahmak dost insanı eder posttan.
 
Post giderse geri gelmez,
Ahmak zaten yaptığını bilmez,
Ahmağı, akıllısını birbirinden ayırmalı,
Yine de dost gerçekten dost olmalı.
 
Akıllı dost insanı her zaman yükseltir,
Ahmak dost ise insanı hep alçaltır,
Atalarımız boşuna dememişler;
“Ahmak dosttansa, akıllı düşman yeğdir.”
 
                                Mücahit Demirci
 
 
UNUTULMAZ ZAFERLER
 
KORE’DE KUNURİ ZAFERİ: BM Kuvvetleri 24 Kasım 1950 sabahı, General Douglas MacArthur komutasında, ana hedefi Yalu Nehri (sınır hattı) olmak üzere taarruza geçti. Bu sırada Türk Tugayı, Amerikan 9'uncu Kolordusunun ihtiyat (yedek) kuvveti olarak Kunuri kentinin 3,5 km güneybatısında konuşlandırıldı. Birleşmiş Milletler Kuvvetleri’nin saldırıları 25 Kasım gecesine kadar sürdü. Bunun yanında 25 Kasım gecesi akınlar hâlinde başlayan Çin ordusunun saldırıları tüm cephede büyük şaşkınlığa ve karmaşaya yol açtı. Kore’de yapılan savaşta Japon ve Amerikan radyoları Türk tugayının imha edildiğini duyurmaya başlamıştı. Büyük mücadelelerden sonra yok olduğu sanılan iki yarma harekâtı ile Çinlilerin çemberinden kurtulan Türk tugayı ana karargâha ulaştı. Bu durum Birleşmiş Milletler arasında ve dünyada büyük yankı bulmuş övgülerle karşılanmıştı. Çünkü bu savunma harekâtı Kore Savaşının gidişatını değiştirmiştir. Türk askerinin çemberden kurtulması, Birleşmiş Milletlerin askerlerini kurtarmıştır. Kore Savaşı boyunca Türkiye toplam 741 şehit verdi; 2147 de yaralısı vardı... Bunların dışında Türk birliklerinden 234 asker tutsak ve 175 asker kayıp sayılmıştır. (Kaynak: Türk dünya basınında Kore Savaşı ve Türkiye s. 333)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.