Kadına şiddet ve aile yapımız -1-

A -
A +
Son verilere göre ülkemizde sadece 2020 yılında şu ana kadar 170 kadın tacize uğramış şiddet görmüş ve büyük çoğunluğu da eski eşleri tarafından öldürülmüştür. Yazık ki ne yazık… 21. yüzyılda yaşamamıza rağmen insana, hele hele kadına verilen değer maalesef cahiliye döneminden daha kötüdür.
Kadın günümüzde ne kadar da evde, ailede, iş yerinde toplumda ve her yerde söz sahibi olsa da yine ikinci sınıf insan muamelesi görmekte ve hak ettiği değeri kazanamamıştır.
“Cennet anaların ayakları altındadır” diyen bir Peygamberin ümmeti olan bizler ne yazık ki günümüzde kadına layık olduğu değeri veremiyoruz.
Kendimize göre asrileşiyoruz, çağdaşlaşıyoruz, modernleşiyoruz. Hatta her gün kadın hakları... diye bağırıyoruz ama ne yazık ki hepsi lafta kalıyor.
Değişen bir şey olmuyor.
Son bir yıl içinde gün geçmiyor ki ya bir kadın tacize uğramasın şiddet görmesin ve hatta ölmesin… Bu nasıl bir insanlık dramıdır, izahını ve mantığını anlatmak gerçekten çok zor. Bunun çeşitli sebepleri vardır, her şeyden önce günümüzde kurulan aile ve evlilik müesseselerinin durumunu ele alarak başlamak lazım...
İnsanımızın ekseriyeti artık eskisi gibi birbirine saygı, sevgi beslemiyor. En ufak bir anlayış göstermiyor. En ufak bir farklı düşüncede hemen tartışma kavga ve hatta sonu ölüme kadar giden öfkeler yaşanabiliyor.
En sağlam dayanağımız olan aile müessesesi eski mukaddes değerini kaybetmeye başladı.
İnsanımız manevi bir boşluğa düşmüş çırpınarak kendini aramaya çalışıyor. Yapılan yanlış evliliklerin bedelini ne yazık ki en başta kadınlar çekiyor. Adam en ufak bir tartışmada şiddetin en kötüsü uygulamakta ve hatta cinayet bile işlemektedir.
Bilhassa gençlerimiz evlenirken, yuva kurarken çok büyük iki hata yapmaktadır… Bunların birisi eşler birbirini hiç tanımadan acele olarak veya sosyal medyadan bulduğu, arkadaşının tavsiye ettiği, sosyal ortamda tanıştığı huyunu suyunu bilmediği insanlarla evleniyor olması. Bu tip evliliklerde en ufak farklılıklar tahammül sınırı olmayan insanlarda kopmaktadır. Bunlar evliliği çocuk oyuncağı sanmaktadır!..
           Aslan Torun
 
 
 
ŞİİR
 
          Birlik zamanı
 
Düşman sarmış dört bir yanı
Hedef almışlar canım vatanı
Şimdi değildir küsmek zamanı
Gelin millet hep birlik olalım
 
Düşmanlar tutmuş bak hep el ele
Vatanı almışlar çember içine
Tek dertleri bizim ülkemizde
Gelin miller hep birlik olalım
 
Al bayrağı tutalım inmesin yere
Boyandı rengi kanımız ile
Nasıl veririz söyle düşman eline
Gelin millet hep birlik olalım
             Muzaffer Özdemir
 
 
UNUTULMAZ İSİMLER
 
FATİN RÜŞTÜ ZORLU: Fatin Rüştü Zorlu 1910 yılında İstanbul'da doğmuştur. 1957-1960 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı olarak görev almıştır. Bundan önce de 1954-55 yılları arasında Başbakan Yardımcılığı yapmıştır.
27 Mayıs 1960 darbesi sonrası başlatılan Yassıada Yargılamaları sonrası Başbakan Adnan Menderes ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan ile birlikte İmralı adasında idam edilmiştir. Fatin Rüştü Zorlu’nun idamdan hemen önce ailesine yazdığı mektupta şunlar yazılmıştır:
“Anneciğim, Emelciğim, Sevinciğim ve Ağabeyciğim,
Şimdi Cenab-ı Hakk'ın huzuruna çıkıyorum. Sakinim. Huzur içindeyim. Benim için üzülmeyin. Sizlerin de sakin ve huzur içinde yaşamanız beni daima müsterih edecektir. Bir ve beraber olun. Allah'ın takdiratı böyle imiş. Hizmet ettim ve şerefimi daima muhafaza ettim. Anne, siz sevdiklerimi muhafaza edin ve Allah'ın inayetiyle onların huzurunu temin edin. Hepinizi Allah'a emanet eder, tekrar üzülmemenizi ve hayatta berdevam olarak beni huzur içinde bırakmanızı rica ederim. Allah memleketi korusun.” [Fatin Rüştü Zorlu ve Kıbrıs Sorunu, Levent Ayabakan, yüksek lisans tezi.]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.