"Niçin böyle söylüyorsun?"

A -
A +
Bir gün Peygamberimiz, hazret-i Alî’nin atının üzengisini tutan kişiye; “Aliyyül mürtezâ, senin elinle şehîd olsa gerektir” buyurdular. O, bu sözü işitti, çok üzüldü! Ağlayarak hazret-i Alî’ye geldi. Ve Ona yalvararak; “Yâ Alî kanım sana helâl olsun.Beni hemen, şu an öldür” dedi. Hazret-i Alî şaşırdı! Ve ona sordu ki: “Niçin böyle söylersin?” O utandı, sıkıldı! Ve kendisine dedi ki: “Resûlullah, bana; (Alî’nin şehâdeti, senin elinden olsa gerektir) buyurdu.” Sözüne devamla: “Bu yüz karalığı benden meydana gelmeden, ben senin elinle öleyim de, dünyâda ve âhirette yüzü siyah olmayayım” dedi. Ve ağlamaya başladı! Aliyy-ül Mürtezâ: “Takdîr-i ilâhî değişmez. Ben şehitliği istemez miyim?” buyurdu. O kişi ağlıyordu! Alî bin Ebî Tâlip: “Efendimiz, bunu bana söyledi.Onun için sen gönlünü hoş tut.Hem bu sırrı hiç kimseye açma.Ben sana yine de iltifat ederim” buyurdu. Alî bin Ebî Tâlip şöyle rivâyet eder: “Resûl-i Ekrem Efendimiz; (Yâ Alî, Allahü teâlâdan, seni hilâfette öne alsın diye üç kere istedim. Allahü teâlâ kabûl etmedi, Ebû Bekr’i öne aldı) buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.