Kendileri emekli ama zihniyet değil...

A -
A +
4 Nisan’ın ilk dakikalarında, 104 emekli amiralin imzasıyla “Yüce Türk Milleti’ne” başlığını taşıyan ve millî idareyi hedef alan, darbe çağrıştıran bir bildiri yayınlandı. Doğal olarak, darbelere maruz kalmış, neredeyse her on yılda bir darbe girişimiyle uğraşıldığından tepkiler ardı ardına geldi. Yayınlanan metnin içeriğine ve imzacıların kimliğine bakıldığında bunun ifade özgürlüğüyle açıklanacak kadar masum olmadığı  anlaşılmaktadır. Söz konusu metnin içeriği ve imzacılarıyla beraber elinize alıp farklı sokaklarda, farklı insanlara gösterip, “Ne düşünüyorsunuz bu metin hakkında?” deseniz, ne cevap alırsınız? Ben söyleyeyim size; “Yine mi?” “Şimdi de emekliler mi rahatsızmış?” “Bitmediler gitti.” “Bu, darbe metnine benziyor.” “Darbeci zihniyet nüksetmiş.” “Akıllanmadılar bir türlü.” “Ne istiyorlar bu milletten!” “Millî irade düşmanları bunlar!” Tarzı cümleler duyarsınız... İsterseniz metni elinize alın, çıkın sokağa ve sorun millete.   Metinde öne çıkan neydi?   Güya, İmzacı 104 emekli amiral Kanal İstanbul ve uluslararası antlaşmaların iptali yetkisi üzerinden Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasından rahatsızlarmış. Son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan bazı görüntülerin TSK ve Deniz Kuvvetleri açısından kabul edilemez olduğu belirtilerek, anayasanın ilk dört maddesine vurgu yapılıyor.  “…TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk’ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi hâlde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir…” Diyerek, geçmiş darbe süreçlerinin hatırlanmasına neden oldular.   Esas dertleri ne bu emekli amirallerin?   Metnin içeriğinden rahatlıkla anlaşıldığı üzere, söz konusu amiraller, bir türlü TSK/Genelkurmay’ın yeni yapısını ve pozisyonunu hazmedebilmiş değiller. Alışık oldukları vesayet yapısının ve zihniyetinin etkisi hâlâ sürmektedir. Yani; kendileri emekli ama zihniyet değil!.. Bu yüzden, geçmiş darbecilerin argümanlarına benzer şekilde, TSK ve Deniz Kuvvetlerini “değerlerin dışına çıkmakla, Atatürkçü ve çağdaş çizgiden uzaklaşma görüntüsü” vermekle suçlamaktadırlar. Maalesef, bu zihniyete Türkiye hiç yabancı değil, hiç beklenmedik zamanlarda ortaya çıkarlar veya çıkarılırlar. Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye, Irak, Libya, Doğu Akdeniz örneklerinde olduğu gibi tarihinin en etkili operasyonlarını yaptığı, asli görevini başarıyla icra ettiği bir dönemde söz konusu emeklilerin darbe çağrıştıran bildiriyle ortaya çıkmaları izahtan varestedir. Bunlara göre, “güçlü ordu” milletin hizmetinde olan, asli görevini icra eden ordu değil, siyasete etki/müdahale eden, millete ayar veren, millî iradeye kafa tutan, onunla kavga eden ordudur. Yoksa, Montrö Sözleşmesi bahane edilerek TSK’nın yurt dışında etkili operasyonlar yaptığı, içeride terörle mücadele ettiği bir zamanda “dikkatleri içe çekecek, hasımları sevindirecek, toplumu gerecek, darbe travmasını hatırlatacak” böyle bir bildiriyle niye arz-ı endam etsinler.   Milletin beklediği   Türkiye sınır dışında etkili operasyonlar yaparken, oluşturulmak istene terör kuşağını yararken, terörle mücadele ettiği bir süreçte emeklilerden destek bildirileri yayınlamalarıdır. ABD, Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD’ye destek verirken, NATO’da birlikte çalıştıkları müttefiklerine/arkadaşlarına; “Siz ne yapıyorsunuz. Teröre destek vermek müttefikliğe sığar mı?" gibi metinlerle ortaya çıkmaları beklenir.   Bunlar ne yaptılar?   Vatan, Mavi Vatan, Montrö ve millet gibi millî değerler üzerinden Türkiye’nin hasımlarını sevindirecek, milletin huzurunu kaçıracak, dışarıdaki askerlerimizin moral ve motivasyonunu bozacak ve ülkede fitne tohumları ekecek bir bildiriyle ortaya çıktılar. Ama şunu hatırlatmakta fayda var; Deriyi terbiye etmesini bilen Türk milleti, darbeci zihniyeti de terbiye etmesini bilir!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.