Sokak siyaseti sosyal medya siyasetine benzemiyor

Sesli Dinle
A -
A +
Bir haftadır yüzyılın felaketi depremler serisinin merkezi Kahramanmaraş’tayım. Şehir merkezi başta olmak üzere ilçe ve köylerde vatandaşlarla görüşme ve toplantılar yapıyorum. Milleti dinliyoruz, dertleşiyoruz.
 
Vatandaşlarımız, değerli hemşehrilerimiz depremin sebep olduğu sonuçların ortadan kaldırılması için birlikteliğin önemini dile getiriyorlar. Devlet millet el ele vererek en kısa sürede felaketin sebep olduğu büyük yıkımın sonuçlarının ortadan kaldırılacağına inancın katlanarak güçlendiğine şahit oluyoruz.
 
İlk kalıcı konutların temelleri 23 Mart’ta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından atılmış. Konutların depremzedelere teslim edilmesi için gece gündüz çalışıyor.
 
Seçim süreci benim için de öğretici oluyor. Yıllardır ders anlatan, iç ve dış politika konuşan, yazan çizen biri olarak alanda sokakta öğreneceğimiz çok şeyin olduğunun farkına varıyoruz. Sokağın dili çok farklı. En az siyaset bilimi kitapları kadar ders alacağımız ve öğreneceğimiz konuların olduğuna şahit oluyoruz.
 
Uzaktan bakmakla olmuyor. Halka dokunmak, onları dinlemek, halkın davranış kalıplarını ve kodlarını çözmede bize yardımcı oluyor. Ders niteliğinde deneyimlere sahip oluyoruz.
 
Siyaset konusunda yazıp çizen ve bu konuya uzaktan bakanların halktan ne kadar kopuk olduğunu yakinen görüyoruz. Sokak bize siyasetin üç beş kişinin bir araya gelerek yaptıkları sohbetlerdeki konuların dışında büyük bir dünyanın olduğunu gösteriyor.
 
Hiçbir şeyin tesadüf olmadığını bir kez daha öğrenmiş oldum. AK Parti’nin kesintisiz yirmi bir yıllık iktidarının arkasında büyük bir emeğin olduğu gün gibi aşikâr. 14 Mayıs seçimlerinde de açık ara birinci partinin AK Parti gözükmesi büyük bir emeğin sonucudur.
 
AK Parti’de siyaset diğer partilerin yaptığı gibi ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden yürütülmüyor. Genel Merkez çalışmalarının dışında il ve ilçelerde ana kademe, kadın ve gençlik kolları tam saha çalışma için sokağa çıkmış durumdalar. Hiçbir kişi ve iş yeri atlanmıyor. Halkın talepleri, istekleri, şikâyetleri ve görüşleri dinleniyor, not alınıyor ve çözüme kavuşturulması için çaba harcanıyor. Girilmedik cadde, sokak ve mümkünse ev bırakılmıyor.
 
Sokağa çıktığınızda sanal dünyanın merkezi olan sosyal medyadan gerçek dünyaya geçiyorsunuz. Halkın gerçekleriyle yüz yüze geliyorsunuz. Vatandaşın dünyasıyla sanal dünyanın hiç örtüşmediğini görüyorsunuz.
 
Sosyal medyayı gerçek dünyaymış gibi kabul ederek hareket edenler geçen seçimlerde olduğu gibi 14 Mayıs seçimlerinde de kaybedeceklerdir. Tüm gençleri birilerinin abartarak anlattığı ve propagandasını yaptığı gibi Z Kuşağı çerçevesi içinde değerlendirmesi büyük hüsrana uğratacaktır. Bunun için fazla beklemelerine gerek bile kalmayacak. 14 Mayıs akşamı geçen seçimlerde olduğu gibi aynı akıbete uğramaları kuvvetle muhtemeldir.
 
Sokakta siyaset zordur ama sonuç alıcıdır. Koşturmanız, dinlemeniz, dokunmanız, çare üretmeniz gerekir. Sanal dünyanın merkezi sosyal medyada ise siyaset yapmak rahattır. Tek taraflı hareket edersiniz. Emek harcamazsınız, yorulmazsınız, terlemezsiniz, kimse sizi sorgulamaz, propaganda amaçlı çalışmalarınızı hedef kitleye istediğiniz yöntemi kullanarak aktarmaya çalışırsınız.
 
Öyle anlaşılıyor ki muhalefet hâlâ kaybettiği seçimlerden sonuç çıkarmamış. Sokakta siyaseti değil de sosyal medyada siyaseti tercih ettikleri görülüyor. Sosyal medya siyaseti daha rahat ve konforlu olduğu için sokaktan uzak duruyorlar. Halka dokunmak, onları dinlemek ve sorunlarına çözüm bulmak gibi bir amaçlarının olmadığına sokağa çıktığınızda yakinen şahit oluyorsunuz.
 
Bir haftadır sokakta gördüğüm şudur; siyaset sosyal medyada değil sokakta yapılır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.