Hadîkat-ün-nediyyede buyuruluyor ki: "Sünnet iki türlüdür: Sünnet-i hüdâ ve sünnet-i zevâid."
Sual: Peygamber Efendimizin yaptığı, bildirdiği sünnetlerin hepsinin hükmü hep aynı mıdır?
Cevap: Bu konuda Hadîkat-ün-nediyye kitabında buyuruluyor ki:
"Sünnet iki türlüdür: Sünnet-i hüdâ ve sünnet-i zevâid.
Sünnet-i hüdâ; camide itikaf etmek, ezan, ikamet okumak, cemaat ile namaz kılmak gibidir. Bunlar, İslam dininin şiârıdır. Bu ümmete mahsusturlar. Çocukların sünnet edilmelerinin de böyle olduğu, İbni Âbidînde yazılıdır. Beş vakit namazdan üçünün revâtib, yani müekked sünnetleri de böyledir.
Sünnet-i zevâid; Resûlullah Efendimizin giyim, yemek, içmek, oturmak, barınmak, yatmak ve yürümekteki âdetleri ve iyi işlere sağdan başlamak, sağ el ile yiyip içmek gibidir.”
Sual: Cuma günü kabirde azap görenlerin azabı durdurulur mu?
Cevap: Allahü teâlâ, cuma gününü Müslümanlara mahsus kılmıştır. Cuma günü, ruhlar toplanır ve birbirleri ile tanışırlar. Kabirler ziyaret edilir. Bugün kabir azapları durdurulur. Bazı âlimlere göre, müminin azabı artık başlamaz. Kâfirin cuma ve ramazanda yapılmamak üzere, kıyamete kadar sürer. Bugün ve gecesinde ölen müminler kabir azabı hiç görmez. Cehennem, cuma günü çok sıcak olmaz. Âdem aleyhisselam cuma günü yaratıldı. Cuma günü, cennetten çıkarıldı. Cennettekiler, Allahü teâlâyı cuma günleri göreceklerdir.
Sual: Erkeklerin saçını ve sakalını boyamasında dinen bir mahzur var mıdır?
Cevap: Erkeklerin saçını sakalını siyahtan başka renge boyaması caizdir. Siyaha boyamaya da caiz diyen âlimler oldu. Erkeklerin elini ayağını, tırnağını boyaması caiz değildir. Çünkü kadınlara benzemek olur. Kadınların, yabancı erkeklere göstermemek şartı ile ve abdestte, gusülde yıkamaya mâni olmayan boya ile boyamaları caizdir.
Sual: Erkeklerin saçlarını uzatmasında dinen bir mahzur var mıdır?
Cevap: Erkeklerin başı kazımaları veya saçları uzatıp, tarayıp ikiye ayırmaları sünnettir. Saç bükmeleri, örmeleri mekruhtur. Bahr-ür-râıkda, El-kerâhiyye kısmında deniyor ki:
“Erkeğin başının ortasını kazıyıp, etrafındaki saçlarını uzatması caizdir. Fakat, sarkan saçlarını büküp fitil yapması mekruh olur. Çünkü, fitil yapması, bazı kafirlere teşebbüh, benzemek olur.” Buradan da anlaşılıyor ki, kâfirlerin âdetlerine benzediği için menolunan şeyi yapmak, harâm olmuyor, mekrûh oluyor.
Âşık Efendi, Edirne'de yaşayan Allah dostlarındandır. Bir gün sevdiği gençlerden biri gelip;
“Bir nasîhatinizi almaya geldim efendim” diye arz etti.
Mübârek zât sordu:
“Evlâdım! Sizin evde yaşlı insan var mıdır?”
“Var efendim.”
“Kimdir o?”
“Annem efendim, doksan yaşında.”
Gence sevgiyle bakıp;
“Evlâdım! İhtiyarlara hizmet etmek, çok büyük nîmettir. Hele bu, anne veyâ baba olursa, daha büyük nîmettir. Onu sakın incitmeyin! Hizmet edip gönlünü almaya bakın. Onun duâsı bulunmaz ganîmettir” buyurdu.
Ve ilâve etti:
“Unutma, bir evde bir yaşlıya hizmet ediliyorsa, o evde yapılan duâları Allahü teâlâ kabul eder.”
● ● ●
Bir gün de sohbetinde "Allah adamlarını çok sevin ve onların hayat tarzını kendinize örnek alın. Allah dostlarını sevmek, insanın ihlâsını arttırır" buyurdu.
Sordular ki:
"Efendim, bu dünyâda kim kimi seviyorsa, âhirette de onunla beraber olacakmış, öyle mi?"
Büyük velî;
"Evet" dedi.
Ve Peygamber Efendimizin "Kişi, dünyâda ve âhirette sevdiğiyle beraberdir" buyurduğunu nakletti.