Listelerin dili

Cumhurbaşkanı adaylarının netleşmesi ve ittifakların çatısının ortaya çıkmasından sonra nihayet partilerin listeleri Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edildi. Artık alana çıkma ve 14 Mayıs seçimlerinde sonuç alma zamanı.

 

Kesinleşen listelere yakından bakıldığında partilerin ve ittifakların duruşu hakkında bir kanaat oluşmaktadır.

Yirmi bir yıldır kesintisiz iktidar olan AK Parti önümüzdeki seçimlerde yine değişimi temsil eden parti olarak kamuoyunun önüne çıktı. Vekiller için tüzüğünde zor olan üç dönem kuralını sıkı bir şekilde uyguladı. Bu yüzden üç ve üzeri dönemlerde vekillik yapan partinin tecrübeli kadrosuna yeni listede yer verilmedi. 65 vekil liste dışı kaldı. Yeni kadroların önü açıldı. Özellikle genç ve kadın adayların sayısında göze çarpan bir artış sağlandı. Yaklaşık yüzde 65 oranında bir değişim yaşandı. Partinin kuruluşundan beri en büyük değişim bu seçim döneminde olmuş oldu.

 

Listelerde dikkat çeken ikinci nokta cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanların büyükşehirlerde liste başı olarak seçime girecek olması. Mevcut bakanlar bu şekilde sahip oldukları tecrübe ve kazanımlarını aday oldukları büyükşehirlere aktarma imkânı yakalarken seçim sonrası yeni bakanlar kurulu oluşumunun da önünü açmış oldular. Listelerdeki büyük yenilenmeden sonra en önemli değişiklik olarak bunu da görebiliriz.

Listeler aynı zamanda AK Parti’nin Türkiye’nin duruşu ve uluslararası gelişmelere nasıl baktığını da göstermektedir. Millî çıkarları ön planda tutan bir kadro ağırlığı hemen kendini hissettirmektedir. Ayrıca listelerde yerel dengelere dikkat edildiği görülmektedir.

Uzun ve tartışmalı bitmek bilmeyen toplantılardan sonra hazırlanan liste CHP’nin Türkiye ve uluslararası yaklaşımını göstermektedir.

 

Listelere karar verirken ittifak ortaklarına yer açma konusu CHP’yi bayağı zorladı. Öyle anlaşılıyor ki Genel Başkan Kılıçdaroğlu adaylığını öne çıkarma ve kabul ettirme sürecinde masanın meşhur dörtlüsüne verdiği sözlerin yerine getirilmesinde bayağı zorlandı. Verilen sözlerle teşkilatın direnci arasında kaldı.

 

Kılıçdaroğlu kendini aday göstermek için âdeta partisini feda etti diyebiliriz. Oy oranlarının dahi tam olarak belli olmadığı, kamuoyu yoklamalarında çok az oy oranlarına sahip masanın dörtlüsüne yer açmak için yıllardır parti teşkilatlarında emek vermiş kişiler liste dışı kaldılar.

 

AK Parti’de siyaset yaparken yıllardır en fazla eleştirdikleri ve hedefe koydukları kişiler CHP’nin listesinde kıskanılacak noktalarda yer buldular. Söz konusu kişiler AK Parti’den ayrılırken büyük sözlerle ve iddialarla ortaya çıkmışlardı. Şimdi parlamentoda sandalye uğruna yüksek perdeden dile getirdikleri iddialarından vazgeçerek CHP’nin kanatları altına sığındılar.

 

Kısaca, Kılıçdaroğlu kendi adaylığı için partisini feda ederken masanın dörtlüsü de birkaç sandalye için iddialarından ve ideallerinden(!) vazgeçtiler.

 

Listeler bize CHP’nin nasıl bir Türkiye öngördüğünü de göstermektedir. Dış politikada ülkenin millî çıkarlarından daha çok küresel beklentileri dikkate alan bir kadronun öne çıkarıldığı rahatlıkla görülmektedir.

 

Ayrıca listelerde HDP ile ilişkilerde sorun çıkarmayacak, hatta var olan iş birliğini kabul edecek ve destek verecek kişilerin listelerde yer bulduğu görülmektedir. CHP-HDP aksını kabul edenlerin listede hâkim konuma geldiğini söylemek abartı olmayacaktır.

 

Kılıçdaroğlu ve CHP Yönetiminin tavrı ve hazırladıkları liste ilginç bir şekilde Muharrem İnce ve Memleket Partisi’ne olan ilgiyi artıracak gibi gözükmektedir.

 

Kılıçdaroğlu dışarıdan masaya birilerini taşımaya çalışırken içeriden büyük bir kitlenin kaybıyla karşı karşıya kalabilir.

Yaşanan gelişmelerin sonuçlarını net olarak görmek için 14 Mayıs’ı bekleyeceğiz…

 

İyi Parti ve HDP ayrı bir yazı konusu olacaktır...