Bu bize ders oldu!..

 “Bazen haberlerde sokak köpeklerinin insanlara saldırdığını ve yaraladığını duyuyoruz...”

 

Bilgi olarak hepimiz biliriz "bir hayvan saldırdığında sakin ol, panik yapma" gibi telkinleri. Fakat günümüzde şehir hayatında 80 milyonluk ülkemizde kaç kişinin başına böyle bir şey gelir ki? Milyonda bir ihtimalden daha düşük bir ihtimaldir yani. Teoride söylemesi kolay, iş başa gelince o cüssede, görevini yerine getirmekle vazifeli mahlûkatla burun buruna gelmek çok zor. Ben belli etmesem de o anda bilincim yarı yarıya gitti.

Köpek bana gelir gibi oluyor, Veysel Hoca hayvana “gel güzelim” gibi telkinlerde bulunuyor. Köpeğin birden bire üzerimize geldiği anda ben dört-beş adım önde olsaydım, olayın seyri bambaşka olabilirdi. Ben yüksek ihtimal panikler, kaçışır, köpeği daha da kışkırtmış olurdum. Sonuç facia olabilirdi. Çünkü o hayvan oradaki sürüyü korumakla vazifeli, bizi tehlike olarak gördü. Ama şükürler olsun ki, Veysel Hoca Allahü teâlânın izniyle hayvanı sakinleştirdi... Sakinleştirdi lakin köpek yine hırlamaya etrafımızda atik atik dolanmaya devam ediyor...

Bu birkaç dakika içinde biz de biraz sakinleşip kendi aramızda belli belirsiz konuşuyoruz. Veysel Hoca ellerini ceketinin cebine götürüp, “yahu yanımda da bir şey yok ki vereyim” diyor.

Birçok kez şahit olmuşumdur ceplerinde çocuklar için şeker çikolata bulundurur. Fakat durum şimdi bambaşkaydı. Köpek biraz daha sakinleşince araca doğru yavaş yavaş yöneldik. Hırıltılarını ani hareketlerini kesti fakat o da bizimle birlikte geliyor. Biz ani bir hareket yapsak birkaç dakika önceki şiddetli hâline belki de geri dönecek. Neyse ki çok şükür ikimiz de araca bedenen yara almadan sağ salim bindik. Derin bir nefes aldık...

Normal şartlarda insanın başına hiç gelmeyecek bir durum. Şehirde yaşayan insan için böyle bir olay kolay değil. Bazen haberlerde maalesef sokak köpeklerinin insanlara saldırdığını ve yaraladığını duyuyoruz. Kaldı ki biz alanına yanlışlıkla fark etmeden girdiğimiz, işini yapmakla vazifeli bir dev ile burun buruna kaldık. Allahü teâlânın hikmeti bu bize ders oldu. Dağ başında köyün ağası gibi gezersen başına bunların da gelebileceğini öğrenmiş olduk...

Şimdi bu olayı hatırladıkça gayriihtiyari gülüyoruz. İşin latifesi bir yana Allahü teâlâ cümle mümin Müslüman kullarını tüm kötülüklerden muhafaza buyursun. Bu vesileyle bütün okurlarımızı güzel Bursa’mıza Emir Sultan hazretlerine, Üftade Hazretlerine ziyarete bekleriz...