Koronavirüs savaşını kazanacağız

İnsanlık olarak büyük bir sınav veriyoruz. COVID-19 virüsü, tüm dünyayla birlikte ülkemizi de tehdit ediyor. Vaka sayısı 200’e yaklaştı, vefat edenlerin sayısı en son 3 olarak açıklandı.

Böyle anlarda insanları “millet” yapan olgular devreye girer. Buna kriz sosyolojisi denir. Şükürler olsun ki Türk milleti, her dar anda, kriz durumunda birbirine kenetlenerek olgunluğunu gösteriyor. Siyasi görüşlerimizi, günlük rutin çatışmalarımızı bir kenara bırakıp bir oluyoruz ve mücadeleye atılıyoruz.

Evet, COVID-19 ile topyekûn bir mücadele dönemindeyiz. Dünya genelinde pandemi yani salgın hastalık ilan edilmesinden sonra bu virüse ilişkin önlemleri sıkılaştırdık. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’nın soğukkanlı ve bilgece yönetimiyle bu durumu da aşacağımıza olan inancım tam. Yeter ki yapılan uyarıları dikkate alalım.

Uyarılar nedir peki?

Öncelikle başımızın tacı olan ileri yaş grubundaki büyüklerimize tatlı dille anlatmamız gerekiyor. Camiye gidiyorlarsa bir süre gitmesinler, devletimizin ve Diyanet İşleri Başkanlığımızın tavsiyelerine uysunlar. Allah takdir eder ancak tedbir insandandır. Temizliklerine dikkat etsinler, vakit namazlarını mümkün olduğunca evde kılmaya gayret göstersinler.

Bir diğer nokta, kişisel temizlik.

İlkokuldan başlayarak çocuklarımıza, “Ellerinizi yıkayın” diye öğütler veriyoruz. Bu öğütleri şimdi büyükler olarak hepimizin tutması ve çocuklarımıza daha da sıkı bir şekilde anlatmamız lazım. Bilim Kurulu üyelerinin açıklamalarına özellikle kulak vermeli, mümkün olduğunca evden çıkmamalı, çıksak dahi evlerimize dönüşte kendimizi sıkı sıkıya dezenfekte etmeliyiz.

Mikrobun ve virüsün ilacı temizliktir... Dinimiz de temiz olmayı emreder, Sevgili Peygamberimiz, “Temizlik imandandır” buyurmuşlardır. Lütfen kişisel temizliğimize dikkat edelim, çevremizdeki insanları temiz olmaları konusunda uyaralım, dikkat çekelim.

Böyle dönemlerde dezenformasyon alır başını yürür.

Resmî makamların dışında yayılan bilgilere en az iki yerden doğrulatmadığımız sürece inanmayalım. Kötü ve art niyetliler, bizi birbirimize düşürüp devlete olan güveni sarsmak isteyenler böyle fırsatları asla kaçırmazlar.

Özellikle yurt dışında yaşayan ve kendine “muhalif” görünümü veren FETÖ'cü sosyal medya hesapları ağız birliği etmişçesine yalan bilgileri ortaya saçmaktan çekinmiyorlar. Herkes çok dikkatli olmalı, FETÖ kara propagandalarına inanmamalıdır.

Unutmayalım:

Türkiye, her türlü zorluğun üstesinden gelecek kadar olgun bir ülkedir. Sağlık sistemimiz oturmuştur. Yeter ki uzmanların tavsiyelerini dikkatle uygulayalım ve karantina süresince evden çıkmayalım...