O flama oradan ineer!..

PKK'nın Suriye'deki karşılığı PYD'nin, sınırımıza yakın önemli bir kasaba olan Ra'sulayn-(Kürtçe adı Serekani)'da geçici olarak silahlı kontrolü ele geçirmesi, değişik kesimlerde çok farklı ve hararetli tartışmalara yol açtı. Bazıları PKK'nın Suriye'de 'devlet' kurduğunu filan yazdı. Devlet kurmanın öyle çadır kurmaya benzemediğini bilenler, bu tür ifadelere bıyık altından gülüyordur herhalde... Irak'ta bir asra yakın yakıcı bir mücadele ve büyük dış güçlerin malum desteğine rağmen, özerk bir Kürt bölgesinin kurulması, ancak 2003 yılındaki ABD-İngiliz işgali sonucunda mümkün oldu. Kaldı ki, o bölgenin özerk altyapısı epey gerilere gider. 90'lı yıllar boyunca Çekiç Güç'ün verdiği lojistik desteği unutmayalım!

Demem o ki, öyle bir günde devlet kurulamaz. PKK/PYD'nin özerk bölge planları sır değil. Suriye'de iç çatışmaların başladığı günden beri, aynı bölgede mezkûr örgüt, pozisyon elde etmek için çalışıyor. Nitekim daha önce de, Beşar Esad'ın bilinçli olarak o yörede örgüte yol vermesiyle birlikte, bugünküne benzer bir kontrol sağlamıştı. Ama daha sonra bu kontrol el değiştirdi. Bundan sonra da el değiştirecektir. Yani kimilerinin 'bayrak' dediği o flama, oradan iner. 900 küsur km'lik Türkiye-Suriye sınırının öbür yanında, yekpare bir Kürt bölgesi yok. Arap, Türkmen, Kürt nüfus, birbirinden kopuk şekilde meskûn vaziyette... Kürt Nüfus, esas olarak Suriye'nin Şam ve Halep gibi büyük merkezlerinde ve civarında yerleşiktir. Yani özerk bölge kurma ve bunu devlete dönüştürme stratejisinde, Serekani merkez olacak yeterli bir coğrafya parçası değil.

Ancak ne olursa olsun, Suriye'deki iktidar boşluğundan faydalanarak, PKK/PYD'nin bu türden hamleler yapması, hafife alınacak bir durum da değil. Nitekim Türkiye cenahından beklenen reaksiyon gecikmedi. Reaksiyon ifadesini bilhassa kullandım. Fakat Türkiye bu konuda, asıl ortaya koyacağı tavır için henüz hiçbir şey söylemiş değil. İkinci olarak Suriye'de Baas sonrası ortamda, genel dengelerin nasıl teşekkül edeceği daha belli değil. Yani Kürtler için öyle peşin ve kolayca sağlanacak bir "devletçik" beklemek, fazla iyimserlik olur. Bu köşenin müdavimleri hatırlayacaktır; II. Dünya Savaşı sonrasının geçiş döneminde, 1946 yılında, Sovyetler Birliği'nin İran'ı cezalandırmak için kurdurduğu, MAHABAD KÜRT CUMHURİYETİ'nin akıbetini birkaç kez yazdık. Ömrü yalnızca altı ay sürdü... Çokça seslendirilen "Dört Parça Üstünde Kurulacak Büyük Kürdistan" tezinin, kimi Kürtler tarafından dahi çok farklı algılandığını unutmayalım. Öncelikle cevaplandırılması gereken soru şu: PKK/PYD, Kürt halkının ne kadarını temsil ediyor? Mesela bölge ölçekli politikalar bazında, Barzani'nin PKK'ya yaklaşımı nedir? Aynı soruyu, Suriye ve Türkiye'deki Kürt halkının bakış açısı için de sormak gerekir. Dolayısıyla KCK'nın Temmuz Kongresinde aldığı ve ilan ettiği kararların, Türkiye'deki bütün Kürt vatandaşlar tarafından kabullenilecekmiş gibi bir peşin yargı geçersizdir. Son söz: Flama bayrak değildir. Ve bu hamur daha çok su kaldırır!..