“Siber Savunma Hattımızı” nasıl kurabiliriz?

A -
A +
Dünyayı siber kuşatmaya tabi tutan Google, Amazon, Facebook, Twitter gibi sanal âlem devleri, gemi iyice azıya almış durumda… İnsanların zihnini ele geçirerek ürüne dönüştürme hamlesi gırla!..
 
 
Binmişiz bir alamete gidiyoruz kıyamete!.. Dünyanın gidişatı büsbütün tuhaflaştı. Bundan sonra hangi merhalelerden geçeceğini ve neticelerini kolay kolay kestiremeyeceğimiz bir değişim ve dönüşüm söz konusu. Bu değişime ayak uyduramayan, bilhassa teknolojik gelişmeleri zamanında yakalayamayan ülke ve toplumların bundan böyle sıkıntıları daha fazla olacak. 18. Yüzyıl ortalarında sanayi hamlesiyle tarım toplumlarını hızla geride bırakan ülkeler ve onların türevleri, bugün siber âlemdeki baş döndürücü ilerleyişiyle insanlık âlemini pek de mutlu etmeyecek bir serüven içinde… Bu alandaki rekabet de, geçmişte ekonomi sahasında yaşanan rekabetten çok daha vahşi ve acımasız. İktidara geldiği günden itibaren Çin’e karşı en sert ve kuralsız politikaları uygulayan Donald Trump, koltuğu bırakmasına dört gün kala, Çin’in teknoloji devi olan şirketlerinden Xiaomi’yi kara listeye aldı. Düşünebiliyor musunuz, seçim sonuçlarını kabullenemeyen ve o sonucu illegal de olsa, değiştirmek için her yola başvuran, sonunda taraftarlarını kışkırtıp ABD Kongre binasını işgal ettiren ve bundan dolayı da, görev süresi içinde ikinci defa azil için soruşturmaya tabi tutulan Trump, şahsi hesap verme kaygısını bir tarafa bırakıyor. Giderayak adı geçen şirketi, Çin Ordusuyla bağlantılı olduğu gerekçesini ortaya atarak kara listeye alıyor… NDAA (ABD Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası) Trump’a böyle bir yetki veriyor. Çin merkezli şirket, her ne kadar biz Komünist Çin Ordusunun şirketi değiliz, tamamen bireysel ve ticari ürün ve hizmetleri sunuyoruz diye kendini savunmaya çalışsa da durum değişmiyor…
ABD Yönetimini elinin altında, rekabet etmekte zorlandıkları yabancı şirketleri ekarte etmek için birçok kanun var. Daha önce de yine Çin’in en büyük telekomünikasyon şirketi olan Huawei’i kara listeye almışlardı… Sadece kara listeye almakla da kalmamış, 2018’de; Şirketin sahibi Ren Zhenfei’nin, aynı zamanda firmanın Mali İşler Direktörü olan kızı Meng Wanzhoui’yi, Kanada’da rehin aldırmıştı!.. Gerekçe, bahse konu firmanın bir iştiraki olan Skycom şirketinin, ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımları delmesi… Halkbank eski genel müdür yardımcısı Hakan Atila’yı hatırladınız değil mi? Amerika böyledir. Kendi menfaatleri söz konusu olduğunda, karşıdakini hiçbir kanuni ve etik prensibe dayanmadan da bertaraf etmekten kaçınmaz...
Yazının başlığından uzaklaşmadan yavaş yavaş sadede gelelim. Türkiye Hava Savunma Sistemini kurmak için yıllarca ABD ile Patriot füze sisteminin alım müzakerelerini yürüttü. Ancak ABD, parasıyla da olsa bu sistemi vermedi, vermek istemedi. Buna karşılık Türkiye alternatif arayışlara yöneldi ve sonuçta Rus yapımı olan S-400 hava savunma sistemini satın aldı. Vay sen misin bunu alan!.. Aynı Amerika bu defa bize yaptırım uygulama kararı aldı. Önce proje ve üretim ortağı olduğumuz F-35 uçaklarının satışını askıya aldı. Daha sonra da savunma sanayiinde görev yapan bürokrat ve teknokratlarımızın ABD’de olmayan mal varlıklarını dondurma kararı aldı… Gel deyince gelmeyen, git deyince gitmeyen hırsız misali. ABD her şeyi kendi menfaatine uydurmadıkça rahat etmiyor!..
Son günlerde, WhatsApp firmasının; Türkiye’deki kullanıcıların kişisel bilgilerini kullanma yönündeki atraksiyonu karşısında, hararetli tartışmalar devam ediyor. WhatsApp ve onun sahibi olan Facebook, burnundan kıl aldırmıyor. Demeye getiriyor ki, işine gelirse… Gelmezse benim sunduğum ürünü kullanma diyor. Buna karşı arayışlar devam ediyor. Aslında bazı yerli firmalarımız için bulunmaz bir fırsat. Velakin o firmalar bu çapta bir hizmet sunmak için hazır değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün önemli açıklamalarda bulundu. “Bu devrin adı dijital çağdır” diyerek bu çağın ham maddesinin veri olduğunu hatırlattı. Ve tek tek isim vermeden, dünyayı siber kuşatma altına alan, gelirleri ülkelerin bütçesini çok çok aşan devasa şirketleri ve onları dijital faşizm dayatmasını eleştirdi. Bu arada vatan savunmamızı denizde mavi vatan olduğu gibi, dijital dünyada siber vatanı da içine alacak şekilde genişleteceğiz dedi. Bu tartışmasız bir millî güvenlik meselesi… O sebepledir ki, Sayın Erdoğan, şu hedefi çizdi: “Önümüzdeki dönemde hem siber vatanı hem teknik altyapımızı güçlendirerek hem ilhamını kendi medeniyetimizden aldığımız içerik üretimini arttırarak sahip çıkmakta kararlıyız…”
Erdoğan şu hayati hatırlatmayı da yaptı ki, çok çok mühim gerçekten: “Şayet vatandaşlarımızdan başlayarak dünyadaki bütün bireylere ulaşacak bir içerik üretimini gerçekleştirmezsek, siber savunma hattımızı kuramayız!” Düğüm noktası budur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.