Yaşadığı hayatın öznesi olamayan insan…

A -
A +
“Feridun Ağabey, bugün toplumda psikolojik sıkıntılar her geçen gün artmakta. Manevi değerler neredeyse yok oldu gitti… İnsanlarda, gençlerde bir sabırsızlık bir öfke bir bencillik almış başını gidiyor. Kimseye bir şey söylenmiyor, kimse kimseye ölsen yardım etmiyor. Bu gidişin sonu nereye varacak?” diyen İstanbul’dan Necmettin Ergüden isimli okuyucumuz, günümüzde sadece ülkemizde değil hemen tüm dünyada insanlar farkında olarak ya da olmadan rol değişimi yaşamakta. Bu değişim öylesine açık ve net ki, sanki yılanın kabuk değiştirdiği gibi bariz bir değişim… Nedir bu değişim?
İnsanlar hayatın öznesi olamamanın verdiği bunalımı yaşıyor. Hemen hiçbir konuda hiçbir kimse kavuştuğu hiçbir şeye emek vererek, alın teri dökerek, zorlanarak, hedef belirleyerek ulaşmıyor. Örneğin, kimseye adres sormuyor navigasyon kullanıyor. Kimseden borç istemiyor kredi kartı kullanıyor, kimsenin evinde misafir kalmıyor, otele gidiyor; kimseyle arkadaş olmaya ihtiyaç duymuyor sosyal medyada binlerce takipçi ile hiç tanışmadan arkadaşlık(!) kuruyor. Hiçbir yiyeceği öğrenmiyor, hazır yemek yiyor...
Bu örnekleri uzatmak mümkün… Böyle olunca bu kimsenin yanında hiç kimsenin değeri olmuyor. Ama bir insan olarak yalnız yaşamaktan kurtulamıyor. Bu ise onu bunalıma itiyor. Çünkü insan her türlü ihtiyacı karşılansa bile bir “insan”a, ihtiyaç duyan bir varlıktır. Bugünün insanı ise yalnızdır ve bu yalnızlığı hiçbir sanallık giderememektedir. Gençlik burada daha bir zordadır. Onların hayatı ta baştan böyle kurgulanır olmuştur. Buna da örnek vermek gerekirse yumurtayı tavuğun yumurtladığını bilmeyen, meyve nedir sebze nedir farkında olmayan, ailedeki kişilerin birbirine durumunu (hala teyze amca elti vb.) bilmeyen, gelenek görenek ayıp günah gibi kavramlardan zerrece haberi olmayan bir “sanal dünya” meftunu nesil gelmektedir.
Bu neslin önünde kısa yoldan şöhret olma arzusu, köşeyi dönme sevdası, moda çılgınlığı, duyar kasma vb. arzusu vardır. Kökünden kopartılmış ve ithal kültür cereyanında kalmış, dört bir yandan çepeçevre sarmalanmış günümüz gençliği, işte bu hengâmede yaşayabilme ve ayakta kalabilmenin olmazsa olmaz yeni kurallarını aramaktadır. Bu telaşta huzur ve mutlu olabilmek mümkün müdür? (F.A.)
 
 
Simide eliyle şekil veren usta ve kurallar…
 
Feridun Ağabey, biraz üzüntüm biraz sitemim var… Bu koronavirüs ile ilgili her geçen gün korkutucu haberler bizi hayatımızdan bezdirir hâle geldi. Kendi kendimize düşünüyorum da…
Berberler, kuaförler sosyal mesafe kuralına uymak isteseler de uyamazlar!  O zaman bunları neden açtınız? Metrobüs, otobüs, metrolar çok kalabalık ve sosyal mesafeye kesinlikle uyulamıyor. O zaman neden toplu taşımayı durdurmuyorsunuz?
Haber bültenleri her gün artan bir korku verirken reklamlarında tatil için kredi reklamları çıkıyor! Neden bunlar engellenmiyor?
Millete maske takmasını sürekli öneren nice gazeteci, bilim adamı filan Bodrum'da tatil yapıp, maskesiz pozlar veriyor. Onları neden uyarmıyorlar!
Her hatayı millete yüklemenin ne anlamı var? Tuzu kuru evde oturduğu yerden nafakasını kazanmak için çalışan adama niçin bu baskı niçin bu beddualar… Ne yapsın adam sokağa çıkmasın işe gitmesin de aç mı kalsın?
Berber dükkânını açacak, güreş antrenörü derslerine devam edecek, toplu taşıma mecburen devam edecek, hallerde meyveleri robotlar taşımıyor, ekmeği fırınlarda insanlar pişiriyor, simide eliyle şekil veren ustayı eve kapatamazsın. Binlerce örnek yazabilirim...
Öte yandan birileri eve kapanın diye mücadele ediyor. Geçimimiz ne olacak? Çocuklarımızın eğitimi ne olacak? Arz ederim...
           Serdar Kuloğlu
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.