Deprem, kaos ve 90’lı yıllar..

A -
A +
 
Acıları, felaketleri kullanarak nasıl siyaset yaparsınız?
Maalesef İzmir'de tam da bunu yaşadık..
Ama Türkiye her şeye rağmen tek yürek olmayı başardı..
Yaralarını birlikte sardı..
83 milyon birlikte ağladı..
Ayda, Elif ve İdil kurtarılınca birlikte sevinç gözyaşları döktü..
Gözler, kulaklar enkazdan gelecek bir sesi, bir nefesi bekliyordu ki..
Ama o da ne?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu mikrofonlara şu sözleri söylüyordu:
-“Depremde en büyük katkı İzmir Büyükşehir Belediyesinin…”
Gürsel Tekin de sosyal medyada doğru olmayan bilgileri paylaşmıştı..
Faik Öztrak başka bir skandala imza attı..
FETÖ’cü hesapların yaptığı kurguyu kaynak gösterdi..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konvoyunda müzik çalındığını iddia etti..
Ne gerek var böyle hareketlere..
Bir kez de Türkiye fotoğrafının içerisinde yer almak denense ne kaybedilir?
Benim belediyem, senin belediyen..
Sürekli Türkiye’yi kutuplaştırma çabası..
Çok yazık..
 
 
ELİ SOPALILAR
 
 
Gölcük depremini hangimiz hatırlamaz ki..
Günler değil, haftalar geçmişti..
Hâlâ ulaşılamayan bölgeler vardı..
Depremin merkez üssü Gölcük’e TGRT ekibi olarak ilk biz girmiştik..
Güvenliği polis ve jandarma değil eli sopalılar’ sağlıyordu..
Az kalsın canlı yayın aracımızı parça pinçik edeceklerdi, zor ikna ettik..
Yayın yapacağımızı bu sayede devletin yardım getireceğini söyledik..
Devlete ne küfürler..
Aradan tam beş gün geçmişti ve hâlâ Gölcük’e ulaşılamamıştı..
Yiyecek ekmekleri içecek suları yoktu..
Burada ekmek ve su mecazi anlamda kullanılmamıştır..
Her yeri kesif bir koku kaplamıştı..
Sorduğumuzda birisi gülme mi, kızma mı anlayamadığımız bir yüz ifadesiyle:
“Bu ölünün, ölümün kokusu..” dedi..
Bütün ekip şoke olduk..
İnsanların psikolojisi bozulmuştu..
Cinayetler işleniyordu..
Ortada kurtarma ekibi filan yoktu..
Yıkık, çökük binaların üzerine çıkan vatandaş eliyle tırnağıyla betonu delmeye çabalıyordu..
Herkes acısıyla bir başınaydı..
İzmir’de çok farklı bir manzara vardı karşımızda..
Çevre Bakanlığı sadece 3 gün içinde neredeyse bütün İzmir’i taradı:
-4 bin 424 binada ve 33 bin 434 bağımsız bölümde hasar tespit edildi..
Düşünün 99’da 30 bin lira eşya yardımı yapılacağı açıklansaydı ne olurdu?
Ekmek ve su bile bulunamazken..
Cumhurbaşkanı hızla deprem konutlarının yapımına başlanacağını açıkladı..
Diyeceksiniz ki;
Ama 99 Gölcük depremi çok büyük alana yayılmıştı..
Evet doğru..
2011 Van depremi küçük müydü?
Yakın zamandaki Elazığ ve Malatya depremleri aynı şekilde..
Devlet hızla yaraları sardı..
Vatandaşla kucaklaştı..
 
 
PARLAMENTER SİSTEME DÖNELİM
 
 
Depremler aslında kıyas yapmamızı da sağlıyor..
99’daki Gölcük ve Düzce depremlerinin acıları hâlâ içimizde..
CHP ve birkaç parti sürekli parlamenter sistem’ diye haykırıyor ya..
Parlamenter sistem çok net 90’lara ve kaosa dönüş demek..
90’lardaki siyasi kavga, yönetim boşluğu ve bakanlık enflasyonu bugün var mı?
19 tane Devlet Bakanlığı ihdas edilmişti..
Evet, yanlış duymadınız..
Böyle rezillik olur mu?
Oldu ama..
Bunların hepsini yaşadık..
 
 
ADAM OLAMADIK
 
 
Dile kolay..
99 depreminden bu yana yirmi yılı geride bıraktık..
Kırklı yaşlarda olanlar dün gibi hatırlar..
Devlet dediğin sistem, vatandaşa en çok ne zaman lazım olur?
-Afetlerde..
Gözler çadır kurup, battaniye verecek, sıcak çorba dağıtanları arar..
Kayıpların telafi edileceği sözünü duymak ister..
99’da bunlar karşılanamadı maalesef..
Birçok nedeni var elbette..
Ama en büyük pay siyasi istikrarsızlığın..
Karar alamama..
Talimat verememe..
Kimin, hangi işi, nasıl yapacağını bilmemesi..
Alın size işte geri dönmek istediğiniz Parlamenter Sistem!
28 Şubat’ın en hararetli en çalkantılı döneminde ne saçmalıklara tanıklık etmiştik:
-Başbakan kim olacak?
-Rantı bol bakanlıklar kime verilecek?
-İrtica gelecek, laiklik elden gidecek..
Manşetler sürekli bunları yazar, millet suni gündemle meşgul edilirdi..
O günleri yaşayan bizler bugünleri hayal dahi edememiştik..
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin nimetleri böylesi acı günlerde ortaya çıkıyor..
Van, Malatya, Elâzığ ve İzmir’de 99 depreminin karanlık yüzünü yeniden yaşamadık..
Kıyas, aslında içinde bulunulan dönemin değerini anlamak için metodoloji de sunuyor..
Bakın işte İzmir belediyesi yıllardır CHP’nin elinde..
Ama şimdi ‘yıkılan binalarda sorumluluğu yok gibi davranıp’ hükûmeti suçluyor..
Ne kadar acı.. Maalesef inananlar da var..
Politik kutuplaşma insanları kör ediyor maalesef..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.