FETÖ’nün ABD’ye maliyeti

A -
A +

Türkiye ABD’den uzun zamandır mücadele ettiği iki terör örgütü konusunda müteffik olmanın şartlarını yerine getirmesini bekliyor son üç senedir.
ABD’nin bu süreçte bu yükümlülüklerini yerine getirdiğini söylemek güç.
Ancak 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında bambaşka bir Türkiye gerçeği var.
Cumhurbaşkanına suikast girişiminde bulunulmuş, meclisi bombalanmış, 240 şehit vermiş bir ülkeye dair ABD’nin aynı tutumunu devam ettirmesi mümkün değil. Bu ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın gezisinde çok net ortaya çıktı. ABD’nin ne FETÖ, ne de PYD/PKK konusunda aynı tutumunu devam ettirmesi artık çok güç.
ABD, Türkiye’nin bir yandan Kuzey Suriye’deki operasyonlarını sineye çekmek durumunda kalırken diğer yandan PKK’ya Türkiye içinde silah bırakması yönünde kapalı kapılar ardında baskı yapmaya çalışacak. Görünen bu.
Peki ya FETÖ meselesi...
Bu durum aslında ABD açısından daha komplike.
Türkiye’nin ABD ile bu konudaki müzakerelerine iştirak etmiş üst düzey bir yetkili, FETÖ konusunda Türkiye’yi oyalamanın ABD için maliyetleri olacağını vurguluyor.
“Türkiye’de darbe yaptırmanın yükü oldukça ağır, bizim alakamız yok demenin diyeti çok fazla. En ucuz maliyet Gülen’den kurtulmak.” diyor bu yetkili.
ABD’nin Gülen konusunda henüz bir karar verdiğini söylemek güç. Zaman kazanarak, ipe un sererek, prosedürel detaylara boğarak süreci durumu idare etmeye çalışıyor Obama yönetimi.
Ancak üst düzey yetkili şunu söylüyor, “ABD’nin Gülen’i vermemesinin kısa ve orta vadede maliyeti onların elini zorlaştırıyor. Eğer vermeyeceklerse sürecin uzamasından kaynaklı maliyeti göze alırlar.”
Türkiye, FETÖ liderinin akıbeti konusunda çok net. Başka bir ülkeye kaçmasına ABD’nin izin vermesi kabul edilemez olarak tanımlanıyor başka bir üst düzey yetkili tarafından. “Beklenen, Türkiye’ye iadesi veya tutuklanması. Bunun aksini düşünmek bile istemiyorum” diyor yetkili.
Washington’da FETÖ’nün darbe girişiminin arkasında olduğu kanaati artık kabul edilen bir olgu hâline geldi. ABD’nin topu taca atacak manevra alanı kalmadı.
O zaman soru net: ABD Türkiye’yi mi yoksa FETÖ veya PYD’yi mi tercih edecek?
Darbe girişimi sonrası süreç Türkiye’nin ABD açısından kritik önemde bir ülke olduğunu ve ABD’nin geri adım attığını gösteriyor.
Ancak bu kırılma Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir anlaşma yapılmasının elzem olduğunu da gösteriyor.
Türkiye, ABD’nin bölgede istediklerini yaptırabileceği bir kukla devlet değil. Daha da ötesi, Türkiye son 3-4 senedir uygulanan uluslararası kuşatmaya karşı, demokrasi ve millî iradeye gösterdiği inanç ile bağımsız dış politika uygulamanın gerekirse bedelini ödeyebileceğini kanıtladı.
Bu noktadan sonra mevcut politikalarında devam etmek Türkiye’ye değil ABD’ye bir bedel ödetir.
Ve FETÖ maliyetli bir yük hâline gelir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.